ABD Başkanı Ronald Trump’ın daha önce Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması şimdi de Filistin’in ortadan kaldırılması planı ile ilgili açıklamalarına kızmadan önce İslam dünyasının içler acısı durumuna kızmak daha doğru olacaktır.

ABD Başkanı Ronald Trump'ın daha önce Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması şimdi de Filistin'in ortadan kaldırılması planı ile ilgili açıklamalarına kızmadan önce İslam dünyasının içler acısı durumuna kızmak daha doğru olacaktır.

İslam dünyası ve özellikle de Arap dünyasının bugünkü yaşadığı acınası durum Filistin sorununa çözüm olamayacağı gibi bu gidişle Filistin sorunu diye bir sorun da kalmayacak; çünkü, Filistin diye bir devlet olmayacak!

İsrail'in kurulduğu 1948 yılından bu tarafa İsrail ve Filistin topraklarına haritada bir bakınız. Haritalar acı gerçeği tüm çıplaklığıyla gözümüze sokacaktır.

Gerçekleri görmeden Filistin'in dolayısıyla Kudüs'ün yaşadığı dramı anlayamaz ve akan kanları durduramayız. Bu derin sorunun çözümü ağlamakla, sızlamakla hatta kızmakla da olmaz; gerçekleri görerek gereklerini yerine getirmekle olur.

Gerek Ortadoğu gerek Filistin'de yaşanan olayları sadece İsrail odaklı değerlendirmek asıl gerçeği görememek olur. İsrail sadece bir figür; İsrail'i yönetenler figürandır. Büyük oyuncular dünyayı kan gölüne çeviren, sömüren Siyonistler ve bunların amaçlarına hizmet eden kukla idarecilerdir.

Bunları ifade ederken sakın terörist İsrail'i masum gösteriyormuşum gibi anlaşılmasın; asla böyle bir şey olamaz; amacım, Müslümanlar için kimin dost kimin düşman olduğu gerçeğini ortaya koymaktır.

Hz. Allah(cc) Maide Suresi 51. Ayette, "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse o onlardandır" buyurmaktadır.

İşte bu gerçeği görmeliyiz. Bu gerçeği görmek sözde değil; özde Müslüman olmayı gerektirir. Biraz ağır gelebilir; ancak, İslam Dünyasının acınası durumu insanı ister istemez aşağıdaki düşünceye sürükleyebiliyor.

-Bugün İslam'ın ilk kıblesi Mescid-i Aksa'ya yapılanların yarın Mescid-i Nebevi ve Kabe-i Muazzama'ya yapılmayacağını kim garanti edebilir?

-Müslüman Müslüman!

İsrail'in yaptıklarına, Trump'ın Kudüs ve Filistin planına kızmadan önce kendi perişan halimize kızalım!

-Azıcık utanacak yüzümüz varsa utanalım; daha da ileri hiç birimizin bırakınız utanmaya ağlamaya bile hakkı yok!

Önceki yıllarda Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşleri Genel Başkanı Şeyh Dr. Abdurrahman es-Sudeysi;'Bugün Suudi Arabistan ve ABD dünyanın iki kutbu. Allah'a hamdolsun dünyayı birlikte yönetiyorlar' demiyor muydu?

'Suudi Arabistan ve Amerika'nın dünyanın güvenliğinin ve istikrarın merkezi olmasında öncelik ettiğini savunan aynı şahıs, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve Amerika Başkanı Donald Trump 'a başarıları için dua ediyordu.

Daha bu akıl almaz açıklamaların kızgınlığı geçmeden Suudi Müftüsü Abdülaziz Al-i Şeyh'in bir televizyon kanalında Mescid-i Aksa'da yaşanan olaylarla ilgili sorulan bir soruya verdiği cevapta, "İsrail'e karşı savaşmanın caiz olmadığını, Hamas'ın terör örgütü olduğunu ve Hizbullah'a karşı İsrail ordusuyla iş birliği yapılabileceği" fetvasını veriyordu.

Daha da acısı Terörist İsrail'in İletişim Bakanı, Abdülaziz Ali Şeyh'i verdiği skandal fetvadan ötürü tebrik etmiştir.

ABD ve İsrail'e kızmak yerine kendimizin düştüğü aşağılık duruma kızalım!

-Sadece isimlerini saydığım İslam ülkeleri kötü de diğerleri çok mu iyi?

Al birini vur ötekine!

Çok uzağa gitmeye gerek yok; yüzde 99'nun kendisini Müslüman olarak tanımladığı ülkemiz Müslümanlarının durumu çok mu iyi?

Elbette ki, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer İslam düşmanları İslam'ı ortadan kaldırmak, Müslümanları İslam'dan uzaklaştırmak için çalışacaklardır.

Ne yaparlarsa yapsınlar Yüce Rabb'imizin Tevbe Suersi 32. Ayette 'Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Ama kafirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır" buyurduğu gibi İslam'ı ortadan kaldıramayacaklar.

Şunu açık, net ve inanarak ifade ediyorum: Dinimize sahip çıkmadan bırakınız Kudüs'e sahip çıkmayı Mescid-i Nebevi ve Kabe-i Muazzama'ya da sahip çıkamayız.

Bugün İslam düşmanları tecavüzkar girişimlerde bulunma cesaretini gösterebiliyorlarsa bunun nedeni; Müslümanların birbirleriyle uğraşmaları küffara karşı birlik içinde mücadele edememeleridir.

Yapılması gereken en acil iş; Müslümanların birliğini sağlayacak HALİFELİK müessesinin yeniden tesis edilmesidir.