Ülkemizde bir eğitim öğretim yılı daha başladı. 17 milyona yakın öğrenci okullarıyla, öğretmenleriyle buluştu. Bütün ülkede tatlı bir telaş yaşanır her yıl okulların açılma sürecinde. Çünkü her ailede mutlaka birkaç öğrenci vardır. Dolayısıyla eğitim meselesi, okul meselesi bizim ülkemizde herkesin meselesidir. Eğitimle bu denli içli dışlı bir millet olmamıza rağmen maalesef eğitim meselesini tam olarak çözemeyen, hala yapısal sorunlarını bile halledemeyen bir ülkeyiz. Bırakınız eğitimin niteliğini artırma konularında kafa yormayı hala öğretmeni olmayan okullar, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, sosyal donatısı olmayan okullar sorunu çözülmüş değil.

Milli eğitim bakanlığı ve hükümet yetkilileri elbette ülkemizin eğitim meselesini çok ciddi şekilde ele alıyor ve çözüm arayışlarını sürdürüyorlar. Fakat atılan adımlar, üretilen çözümlerin yeterli gelmediği de aşikâr. Çünkü, sahada durum karmakarışık. İki farklı konuda örnek vereceğim:

Öğretmen atamaları

Okullar açıldı ve tam bir hafta sonra bakanlık öğretmen ataması yaptı. Ülkemizde 4 aya yakın okullarımız tatildir. Bu süre içerisinde çok basit bir planlamayla öğretmen atamaları yapılabilirdi. Temmuz ayında niçin yapılmadı, Ağustos ayında niçin yapılmadı?

Atamaların geç yapılması hem öğretmenlere hem öğrencilere hem de özel okullara çok ciddi sıkıntılar vermiştir. Şu anda atanan öğretmenin taşınması, ev bulması, yerleşmesi kolay olmayacaktır. Bu demektir ki bu öğretmen en az iki hafta daha okulunda derse giremeyecektir. Girse bile verimli olamayacaktır.

Sınıfları dolduran öğrenciler ister ki okulun ilk günü öğretmenini görsün, onunla tanışıp kaynaşsın ve sene başında derslerine tam olarak başlasın. Atamaların geç yapılması bu durumu da engellemiştir.

Diğer yandan özel okullar için de büyük sıkıntılar oluşturmuştur. Birçok öğretmen özel okul ile sözleşme imzalamış, en az bir yıl çalışmak üzere anlaşmış olmasına rağmen atamalara başvurmuş ve tayini çıkmıştır. Bu durum da birçok özel okulun mağdur olmasına yol açmış ve öğretmen sıkıntısı yaşamasına sebep olmuştur. Bakanlık özel okul ile anlaşma yapan öğretmenlere tayinlerini bir yıl dondurma hakkı verebilirdi ya da bu atamaları çok daha erken yaparak bu sıkıntıların önüne geçebilirdi.

Özel okula teşvik uygulaması

Bakanlık bu yıl 250 bin öğrenciye özel okul için destek vereceğini duyurdu ve bir planlama dâhilinde bu desteği vermeye çalışıyor. Görünüşte çok yerinde ve olumlu bir proje. Fakat uygulamada o kadar sıkıntılar var ki kimse sistemi tam olarak anlayamadı. Bu uygulama mevcut özel okul öğrencisini kapsamadığı takdirde hedefine tam olarak ulaşamayacağını düşünüyorum.

Şu an devlet okulunda okuyan kaç öğrencinin ailesi bu desteğin dışında kalan fark ücreti ödeyebilir? Nitekim ödeyemediği için başvuruda bulunmamıştır. Mevcut özel okul öğrencileri nakillerini devlet okuluna alarak desteğe başvurmuş ve almaya hak kazanmıştır. Neticede yine özel okul öğrencisi faydalanmış, devlet okulundaki öğrenci beklenildiği ölçüde yararlanamamıştır. Bunun yerine bütün öğrencilere bu imkân verilir ve belirli kriterler dâhilinde yerleştirme yapılabilirdi.

Önümüzdeki yıllarla ilgili olarak önerimiz şudur. Özel okul, devlet okulu ayrımı yapmaksızın Ana sınıfı, 1.sınıf, 5.sınıf ve 9.sınıf öğrencilerine başvuru hakkı tanınmalı ve belirlenen kriterler çerçevesinde yerleştirme yapılabilir.

Bütün bu sorunlara rağmen ümidimizi yitirmeden çalışmaya, üretmeye devam etmeliyiz. Yeni eğitim öğretim yılının bütün ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyoruz.