Devlet, bugün TSK, polis ve istihbarat unsurlarıyla birlikte PKK'ya karşı havadan ve karadan tavizsiz bir biçimde mücadele vermektedir. Bu mücadele, zahiren bir örgüte karşı gibi görünse de esasında o örgütün arkasında yer alan yarım düzineden fazla devletle yapılmaktadır. Dedelerimizin I. Dünya Harbi'nde savaştıkları "7 düvel" bugün emirlerine alarak üzerimize saldırttıkları bir terör örgütünün arkasındadır.

Karşıda üç-beş çapulcu yok. Karşıda Türkiye düşmanları var. Bu sebeple vatandaşların askerine, polisine, vatanına, devletine sahip çıkması şarttır. Bir mücadelenin arkasında sivil destek, halk desteği olmazsa başarılı olamaz. Bugün devlet, asker ve emniyet kuvvetleriyle bu memleketin birliği, dirliği, istiklali ve istikbali için çarpışmaktadır. Bu yalnızca bir iktidarın vazifesi değildir. Öyle ise bu mücadele halk indinde en yüksek seviyede destek görmelidir.
Destek yok mu?

Var!

Fakat, camilerde dua, evlerde niyaz, sohbetlerde merhamet şeklinde olan o desteğin, meydanlarda birbiriyle birleşerek, yekdiğeriyle kenetlenerek haykırışlar halinde yükselmesi gerekir...

Bu mecburiyetten dolayıdır ki bugün işveren dernekleri, işçi sendikaları, işveren sendikaları, sivil toplum kuruluşları... TOBB rehberliğinde Ankara'da toplanarak devletin yanında yer almakta, polise askere, korucuya, gaziye şehit ailelerine ve vatanın her karış toprağına sahip çıkmaktalar. 14 kuruluş yerine daha fazlasının olmasını temenni ederdik. Terörü lanetleyip devleti destekleyen bu birlik ve beraberlik mitingi, bir günde ve bir şehirde kalmamalı.

Tertipleyenleriyle iştirakçileriyle çoğala çoğala 7 Bölgede tekrarlanmalıdır.

Daha başka kuruluşlar da destek ve şahlanış mitinglerini yapmalılar. Barış ve kardeşlik haykırışlarıyla yer gök inlemeli.

Yine bu cümleden olarak 20 Eylül Pazar günü İstanbul Yenikapı'da daha da büyük bir miting yapılacak. "Milyonlarca nefes, teröre karşı tek ses!" Başlığını taşıyan bu mitingte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşacaklar. Toplantıya muhalefet liderlerinin de katılması ve konuşma yapmaları da çok yerinde olacaktır. Ayrıca, basın, üniversite, hatta yüksek yargı mahkemeleri, STK'lar, esnaf kuruluşları, yurt dışındaki işçi kuruluşlarımız da gece-gündüz çarpışan asker ve polisimize yalnız olmadıklarını göstermek için teröre karşı çelik zırh olmalılar.

Bu çalışmalarda Kürt vatanseverlere büyük mükellefiyet düşmekte. Bu fitnenin sönmesi için onlar da koşmalılar. Vatansever mü'min Kürtler bu vatanın has evlatlarıdır. Bir başka vatandaşın kalbi bu ülke için hangi duygularla atıyorsa onların kalbi de aynı duygularla atmaktadır.