Rusya Türkiye’ye nasıl bakıyor?

Rusya Dişişleri Bakanlığı, Rus turistler için bazı konularda uyarılarda bulunmuş.. Bakanlık Konsolosluk Dairesi resmi sitesinde Rus turistler için bu uyarıların yer aldığı bir rehber yayınlanmış...

Rusya Dışişlerinin hazırladığı rehberin bizi ilgilendiren kısmına baktığımıza hayli ilginç ve bir o kadar da asap bozucu şeyler görüyoruz:

El işaretleri dahi uyarıların içinde. Lâkin bizim asıl meselemiz bunlar değil.. Meselâ zafer işaretinin (Victory, iki parmak V şeklinde) bizde Kürt hareketi yandaşlarının işareti olarak algılandığı, Rusya'da kendini beğenmişlerin kullandığı işaretin (iki parmak yukarıda baş parmak yüzük parmağı ve orta parmakla birleştirilerek yapılan kurt işareti) Türkiye'de Ülkücüler tarafından kullanıldığına dikkat çekilerek, “bu el işaretini de yapmaktan kaçınmak gerekir” denilmekteymiş..

Evet bunları kıytırık da olsa “birtakım uyarılar” diyerek geçmek mümkün ama şu Kıbrıs’a gidecek turistlerine yaptıkları uyarılar yenilir yutulur şeyler değil. Umarım Dışişleri bakanlığımız bunu onlara münasip bir dille anlatır yani diplomatik protestoda bulunur...

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs'a gidecek turistleri için, 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekâtı ile alâkalı Rumlarla konuşmalarında Türkiye'den hiç söz edilmemesini tavsiye ediyor!. Dahası, Rusya'da bilinen Türk kahvesini Güney Kıbrıs'ta asla Türk kahvesi olarak değil Rum kahvesi olarak adlandırmalarını istiyor! Durun daha bitmedi...

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Adanın kuzeyinden «Türk tarafı» olarak değil, «Türkiye'nin işgal ettiği topraklar» olarak bahsedilmesini, adayı ikiye bölen hattan da «sınır» yerine «tampon bölge» olarak konuşulmasını istiyor..

Rusya acilen protesto edilmelidir.. Bu düşmanca tavır yenilip yutulmaz...

Rusya Dışişleri görevlileri biraz tarih okusunlar da yakın tarihte Rumların adada nasıl bir vahşet sergilediklerini buna mukabil bizim basiretsiz yöneticiler yüzünden adanın tamamını, aslî sahibi olarak, yeniden tekmilen Türkiye’ye katmak yerine ufacık bir parçayı, o da ne idiğü belrsiz bir şekilde kabullenmek zorunda kaldığımızı anlasınlar..

Bu ne dostluğa, ne komşuluğa ne de uluslararası antlaşmalara sığar. Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’ta hangi amaçla asker bulundurduğu, bu mecburiyetin hangi acı tarihî olaylardan kaynaklandığı, Rumların adada nasıl bir hainlik ve teröristilk sergileyip soydaşlarımıza hangi işkenceleri reva gördükleri belgelenmiş iken bu yapılan bir dikkatsizlik değil, resmen düşmanlıktır..

Rusya acaba Türkiye’ye gelen turistlerine, “orada Prut Savaşı’nda Baltacı Mehmet Paşayla, Rus Çarı Petro’nun zevcesi Katerina arasında cinsel bir şey olup olmadığından falan konuşmayın, Rus Çarının Şeyh Şamil karşısında tir tir titrediğinden de bahsetmeyin” ve sair uyarıları da yapıyor mu? Yoksa Rusya Türkiye’yi hálâ «hasta adam» olarak mı telakki ediyor?

Biz, Rusya’ya giden turistlerimize şunları konuşun bunları konuşmayın falan demiyoruz... Hoş biz “orada haddinden fazla fahişe var, bunlara kapılıp paranızdan ve sağlığınızdan olmayın” gibi uyarılarda da bulunmuyoruz..

Sahi, biz neden yurtdışı seyahatlere giden vatandaşlarımıza hiçbir uyarıda bulunmuyoruz? Bizim insanlarımızın devletleri nezdinde hiçbir değerleri yok mu? Rusları bu açıdan tebrik bile etmeli...