Devlet Başbakanlık Arşivleri, genç ve bir o kadar da donanımlı bir akademisyene emanet. Prof. Dr. Uğur Ünal; “Biz Osmanlı’nın evrakını saklamıyor, koruyoruz“ dedi. Prof. Dr. Uğur Ünal, orta ve lise eğitimini Ankara Merkez İmam Hatip Lisesinde tamamladıktan sonra 1998 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Anabilim Dalından mezun olmuş.

Ve aynı üniversitede 2012 yılına kadar bir yandan doktorasını yapıp akademik kariyer kazanırken, diğer yandan da lisans ve lisansüstü öğrencilerine “ Türk Yenileşme Tarihi”, “Osmanlı Paleografyası”, “ Osmanlı Diplomatikası”, “ Türk Eğitim Tarihi” ve “ Osmanlı Devleti Dış Politikası” dersleri vermiş. 5 Ocak 2012’de Başbakanlık Devlet Arşivlerine Genel Müdür olduğunda ise Yakınçağ Osmanlı Tarihi alanında birçok araştırmaya imzasını atmış. Kendisine Osmanlı araştırmacısı bir genel müdür de diyebiliriz. Osmanlı Devleti’nin askeri sistemi, eğitim kurumları, yenileşme dönemi ıslahatları üzerine toplam on tane kitabı var. Yerli ve yabancı akademik dergilerde birçok makalesi ve bildirisi bulunan Ünal, evli ve üç çocuk babası…

GENÇ VE DONANIMLI AKADEMİSYEN…

Prof. Dr. Uğur Ünal’ı İstanbul Kâğıthane’deki Başbakanlık Devlet Arşivleri bünyesindeki Osmanlı Arşiv Dairesi binasındaki makam odasında ziyaret ettik. Yoğun bir çalışma temposu içinde bizi kabul etti. Görevi gereği İstanbul ve Ankara arasında mekik dokuyan ve başarılı bir ekiple çalışmalarını sürdüren Genel Müdür Ünal, hiçbir ayrıntıyı kaçırmadan, eksik bilgilerimizi de düzelterek kendisine yönelttiğimiz sorulara büyük bir dikkatle cevap verdi.

Odasının duvarını süsleyen Padişah V. Mehmet Reşat’ın orijinal Tuğrasını okurken ki heyecanı gözlerimizden kaçmadı. Osmanlıca’yı bilip bilmediğimizi sorgulamasından her araştırmacının bu ilk el kaynaklara ulaşmasını istediği sonucuna vardık. Padişah V. Mehmet (Reşat)’ın tuğrası, sanki soy ağacı gibiydi. Kendi adının üzerinde babasının adı bulunuyordu. Ve şöyle okunuyordu: ‘Mehmed han bin Abdulmecid el-muzaffer daima (Resad) Ve Osmanlı Devletinin Armasının önünde evraklardan bazılarının günümüz Türkçe’sine çevrilmiş açıklamalı tıpkı basımları üzerindeki ince ayrıntılarına önemle işaret ediyordu. Üzerine basarak söylüyordu. “Biz Osmanlı’nın evrakını saklamıyor, koruyoruz“ diyordu. “ Ve bu arşiv, tüm araştırmacıların incelemesine açık” Genel Müdür Prof. Dr. Uğur Ünal; Osmanlı Arması, Osmanlı Tuğrası ve Fermanların süslediği ferah odasında sorularımızı bir bir cevapladı.

Sayın Ünal, Kültürel mirasımızın korunması ve gelecek kuşaklara ulaştırılmasında hazine dairesi görevi gören Başbakanlık Devlet Arşivleri kaç bölüm halinde düzenlenmiştir?

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü iki ana birimden oluşmaktadır. İstanbul’da bulunan Osmanlı Arşivi ve Ankara’da bulunan Cumhuriyet Arşivi…

BELGE, DEFTER, DOKÜMAN

Koruma altında bulunan evraklar hangi yılları kapsıyor?

Osmanlı Arşivimizde yer alan evrak genel olarak 1326-1920 yılları arasını kapsamaktadır. Cumhuriyet Arşivimizde bulunan evrak ise büyük oranda 1920 yılından sonraki evrakı kapsar…

Osmanlı Arşivlerinde koruma altına alınan toplam ne kadar belge var? Tamamının sayımı ve dökümü yapıldı mı?

Osmanlı Arşivimizde bugün yaklaşık olarak 95 milyon belge ve 400 bin defter bulunmaktadır. 2017 sonu itibarıyla belgelerin yarısının tasnifini tamamladık ve kullanıcıların hizmetine açtık. Geriye kalan kısmında kaba tasnif dediğimiz numaralandırma, damgalama ve dosyalanma işlemlerinde de belgelerin yarısının bittiğini söyleyebiliriz. Bütün bu gelişmeler ele alındığında yaklaşık %75‘lik kısmının sayımı ve dökümünün tamamlandığını söyleyebiliriz.

Bu belge ve bilgilerin ne kadarı günümüz Türkçesine çevrildi ve yayınlandı?

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü olarak, ecdadımızın bize emaneti olan bu evrak hazinesini korumak, restorasyon ihtiyacı olan belgelerin tespiti ve tamirini yapmak ve sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarmak temel görevlerimiz arasındadır. Devlet Arşivlerinin öncelikleri arasında belgelerin günümüz Türkçesine çevrilmesi gibi bir hizmeti bulunmamasına karşın, tasnifi tamamlanıp araştırmaya açılan belgelerin günümüz Türkçesiyle özetleri yapılmaktadır. Bunun dışında belli başlı konulara ışık tutmak amacıyla yayınlarımız mevcuttur. Bu yayınların içindeki belgelerin tamamının günümüz Türkçesine çevirisi yapılmaktadır.

Hangi belgenin korunacağına hangi belgelerin imha edileceğine kimler karar veriyor?

Saklama, ayıklama ve imha işlemleri kendi mevzuatına tâbi olmak kaydıyla Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Millî İstihbarat Teşkilâtı hariç mahallî idareler, üniversiteler ve bunlara bağlı sabit ve döner sermayeli kuruluşlar, kamu iktisadî teşebbüsleri, özel kanunlarla kurulan kamu bankaları ve teşekkülleri elinde bulunan ve arşivlerinde arşiv malzemesi ve arşivlik malzeme niteliği taşımayan, muhafazasına lüzum görülmeyen, yok edilecek evrak ve her türlü malzemenin, ayıklama ve imha işlemlerine dair usul ve esasları Devlet Arşivleri düzenlemektedir.

Devlet, millet ve hayatı ilgilendiren ve herhangi bir hak kaybına neden olacak hiçbir belge asla imha edilmez. Hangi belgelerin saklanacağı, hangilerinin imha edileceği 3473 sayılı kanun ve Devlet Arşiv Hizmetleri Hakkındaki yönetmelik ile belirlenmiştir. Buna göre bir kurumun hangi evrakının saklanacağı veya imha edileceği, o kurumda oluşturulacak “ayıklama ve imha komisyonu” marifetiyle belirlenir ve uygunluğu için Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nden görüş alınır. Bundan sonra ise kurum tarafından imhaya dair nihai karar verilmiş olur. Osmanlı dönemine ait belgelerin imhası ise hiçbir şekilde söz konusu değildir.

Osmanlı Arşivlerinde Osmanlı Sarayı Kütüphanelerinin içindeki tüm eserler de yer alıyor mu? Örneğin Topkapı Sarayı Kütüphanesindeki orijinal eserler de sizin denetiminiz altında mıdır?

Osmanlı Devleti’nden günümüze kalan kitaplar, yazma eserler bizim denetimimiz altında değildir. Bu eserlerin denetimi günümüzde Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından yapılmaktadır.

Osmanlı Devleti belge ve bilgilerini saklarken belli bir arşivleme sistemi kullanmış mı?

Osmanlı arşivciliğinin bir düzene oturtulması ancak Kanuni Sultan Süleyman döneminde gerçekleşmiştir. Bu dönemde yapılan her anlaşma, defter ve döneme ışık tutan belgeler, düzenli ve sistemli olarak korunmaya başlanmış, belgeler gerektiğinde kolayca ulaşılması için kese, torba ve sandıklara yerleştirilmiştir. Tanzimat'la birlikte başlayan modernizasyon süreci arşivcilik anlayışına da yansımıştır. Bu bağlamda modern arşivciliğe yönelik ilk adım 1845 yılında atılmıştır. 1846 yılında Hazine-i Evrak Müdürlüğü kurulmuş ve arşiv için Bâb-ı Âli içerisinde bir bina inşa ettirilmiştir. O döneme kadar oluşmuş belgeler ise 1850 yılında yeni binaya taşınarak tasnif edilmeye başlanmıştır.

Osmanlı Arşivlerinde ne tür belgeler var?

Yaklaşık 95 milyon farklı belge bulunan Osmanlı Devleti’ne ait üç ana belge türü vardır. Bunların en geniş yer tutanı Divan-ı Hümayun kayıtları, sadaret, nezaret, yerel yönetim yazışmaları, tebaanın devlet büyüklerine gönderdiği istek mektupları, yabancı devletlerle yapılan görüşmeler ve padişah fermanları da dâhil olmak üzere tüm devlet yazışmalarına ait belgelerdir. Arşivin ikinci geniş bölümünü sayıları 400 bini bulan defterler oluşturmaktadır. Divan-ı Hümayun kararlarının kaydedildiği Mühimme Defterleri, devletin asker sayısı, vergi gelirleri gibi istatistiklerinin kaydedildiği Tapu Tahrir Defterleri ve 19. yüzyıldan sonra tutulmaya başlanan etnik, nüfus yapılarının kaydedildiği Nüfus Defterleri en önemli defter serileridir. Osmanlı Arşivindeki üçüncü belge türü, haritalar, projeler ve fotoğraflardan oluşuyor. Dönem haritaları, inşa edilecek demiryolu, dinî bina, köprü vs. inşa planları bunlara dâhildir.

Anladığımıza göre, Osmanlı Devleti hemen hemen her şeyi kaydetmiş. Kesinlikle… Hem de en ince noktasına kadar…

NAZAN ÖÇALIR / İSTİKLAL GAZETESİ - YAZI DİZİSİ