KPSS'de barajı geçip 98 alsalar dahi mülakatlarda torpilliler yüzünden elenen öğretmenlerimiz, öğretmen olmak ne zor. Dışardan bakana kolay gelir hep. 40 dakika ayakta durup tahta önünde konuşmak işte derler. Önündeki slaytı okuyup geçiyor derler.

Öğretmenler, öğretmenlerimiz...

Uzmanlıkları kendi alanı dışındaki sorularla ölçülen öğretmenlerimiz,

Maaşlarına eklenecek bir kaç bin lira için sınava tabi tutulan öğretmenlerimiz,

KPSS'de barajı geçip 98 alsalar dahi mülakatlarda torpilliler yüzünden elenen öğretmenlerimiz,

Öğretmen olmak ne zor. Dışardan bakana kolay gelir hep. 40 dakika ayakta durup tahta önünde konuşmak işte derler. Önündeki slaytı okuyup geçiyor derler.

Hiçbir şey yapmasa da maaşını alıyor derler.

İşte tüm bu öğretmen dedikleri kişiler öğretmen değil. Tüm problem bu aslında.

Bugün bir okulda öğretmen sıfatı altında derse giren sosyoloji, işletme, hatta hukuk mezunları var. Bugün İngilizce dersine giren Türkçe hocaları, Edebiyat dersine giren İdari Bilimler Fakültesi mezunları var.

Birkaç bin daha eksik ödemek, kar elde etmek amacıyla onca gencin geleceği işte böyle köreltiliyor.

Bir bölümü bitirip, pedegojikformasyon eğitimini alıp bir okulda asgari ücret dahi alamayan öğretmenler var.

Şimdi bir de uzmanlık sınavı çıktı. 10 yılı bitiren herkes uzman mı peki? Mesela İngilizce dersine giren Edebiyatçı ne kadar uzman olabilir?

Önce atanamayan kadrolara, öğretmenim diyerek okullarda derse giren kişilere bakılsa mesela. Bu kadar öğretmenlik mezunu mesleğini yapamıyorken, işsizken üniversitelerdeki o gereksiz kontenjanlar kapatılsa mesela. Yıllarını eğitim için harcamış, alanında eğitim almış öğretmenlere 2 kuruş para teklif edilmese mesela. Gençlerin dersine onları aşağılayacak, şiddet uygulayacak psikolojik eğitimini almamış kimseler girmese mesela.