İlgili rivayette Mevlânâ’nın sohbet meclisinde bulunanlardan birisi Mevlânâ’ya “Gece-gündüz kalbim ve canım sizin yanınızda, hizmetinizde fakat Moğolların işinden ve meşgalesinden dolayı ziyaretinize gelemiyorum ” dedi.

İlgili rivayette Mevlana'nın sohbet meclisinde bulunanlardan birisi Mevlana'ya 'Gece-gündüz kalbim ve canım sizin yanınızda, hizmetinizde fakat Moğolların işinden ve meşgalesinden dolayı ziyaretinize gelemiyorum ' dedi. Mevlana da buna cevaben 'Bu işler de Hak işidir. Çünkü bunlar Müslümanların güvenini temin ediyor. Siz onların gönüllerini rahat ettirmek ve Müslümanların huzur ve güven içinde ibadetle, taatle meşgul olabilmeleri için kendinizi malınızla canınızla feda ettiniz. Bu da hayırlı bir iştir,' diye cevap verir. Daha sonra Mevlana, Moğollarla meşguliyeti nedeniyle kendi yanına gelememekten yakınan muhatabına, bazen hakkında kötü değerlendirmesi yapılan durumların bazı hayırlı sonuçlara vesile olabileceğiyle ilgili daha önce kötülük problemine ilişkin görüşlerini de hatırlatan tarzda bir hamam misali ile durumu şöyle açıklar: 'Hamamın sıcaklığı, onun altında yanan ocak vasıtasıyla olur. Oraya tezek, ot, odun gibi görünüşü çirkin şeyler konulur.Ancak yukarıda hamamın ısınması bu kötü görünüşlü şeyler sayesinde olur.'Burada Moğollara hizmet edip, onları memnun etmeye çalışmasından ötürü vicdanında bir huzursuzluk yaşayan ve bunu dile getiren kişiye Mevlana, onun bu işlerle ilgilenmesi olmasa Müslümanların güven ve huzur içinde olamayacağını, dolayısıyla zahiren kötü görünen bu işin Müslümanların huzurunu temine yönelik hayırlı bir sonucu olması nedeniyle böyle bir kötülüğün dahi hayırlı bir sonucu olduğundan bahsederek aynı zamanda bu durumun ıstırabını dile getiren muhatabını da teselli etmektedir. Nitekim bu şikayeti dile getirdiği söylenen44 dönemin yöneticisi Muineddin Pervane döneminde, onun bu yöndeki siyasetiyle, Anadolu'da Moğollara dayanarak bile olsa kısmi bir refah ve huzur ortamının tesis edildiğini biliyoruz. Bu açıdan Mevlana'nın bu cevabından yola çıkarak onun Moğol zulmünü haklı göstermeye çalıştığını iddia etmek herhalde maksadını aşan bir yorum olsa gerektir. Yine Mevlana'nın bir sohbet esnasında dönemin yöneticilerinden Muineddin Pervane'yi Müslüman Memlüklülar'a karşı Moğollarla yaptığı işbirliğinden ötürü eleştirdiği rivayet, tam tersine yorumlanarak '(Mevlana'nın) Muinu'd-din Süleyman'ın 670 (1272) dolaylarında başlayan Moğollara karşı Memluklularla ittifakını desteklediği de anlaşılmaktadır (Fîhi Ma Fîh Terc. s. 9).Aynı eserindeki (s. 102) Moğol aleyhtarlığı da bu döneme rastladığı muhakkaktır. Şeklinde verilerek Mevlana'nın Moğol karşıtı eleştirileri ve Moğollarla yaptığı işbirliği nedeniyle Pervane'yi kınaması, okuyucudan kaçırılmaya çalışılmaktadır. Halbuki Mevlana'nın bu eleştirileri, Pervane'nin Moğollarla Müslüman Memlükler aleyhine yaptığı ve h. 666-675/m. 1267-1276 yılları arasını kapsayan barış anlaşmasını, yani Pervane'nin Memlüklerle ittifakını değil Moğollarla işbirliğini tenkit amacıyla söylenmiştir. Bir diğer husus ise; 'Mevlana, etrafına Moğolların müşrik olmadıklarını telkine çalışmaktadır' iddiası ile '(Mevlana'nın) Aynı eserindeki Moğol aleyhtarlığı da bu döneme rastladığı muhakkaktır' iddialarına; yani birinde Mevlana'yı Moğol yanlısı diğerinde Moğol karşıtı gösteren her iki iddiaya kaynak olarak da Fihi Ma Fîh'in aynı bölümünün referans gösterilmesidir.