Vekilinden bakanına kadar herkes şikayetçidir bu bürokrasiden. En ilginci ise genel müdür, müsteşar gibi bürokrasinin üst makamlarının siyasete girdikten sonra içinden geldiği bu bürokrasiyi eleştirmeleridir.

Bürokratik oligarşi denilen meselenin bu kadar mühim olduğunu fark etmedim okul yıllarında. Mitchels'in Oligarşinin Tunç Yasası dediği olgunun ne kadar önemli ve gerçekliği olduğunu bir zamanlar kamuda hizmet verirken daha iyi anlamıştım..

O memuriyete başladıktan sonra sistem sizi kendi çarkları içinde öğütmeye başlar siz farkında olmadan. Yapmaya çalıştığınız işler geri döner bir üst makamdan. Acaba niye der durur içiniz içinizi yer. Grup, cemaat , vakıf, hemşehri vb. çıkarlar uğruna kamu menfaatinin nasıl değişildiğini üst kademelere çıktıkça fark edersiniz. Bir görevde yükselmek isteseniz de bu kliklere bir yakınlığınız bağlılığınız olmadığı müddetçe DMK'da yazılı kariyer liyakat hak getire. Kimse sizin sesinizi duymaz hem siz bir taşralısınız ve merkez emreder siz yaparsınız.

Sistem kurulmuştur bir kere demiş ya Mitchels tunç gibi hiç pas tutmaz hep işler bu sistem ve nice devletin vergisinin doğru yerlere harcanmasını savunan çalışanını, nice siyasetçiyi alaşağı etmiştir bu sistem.

Vekilinden, bakanına kadar herkes şikayetçidir bu bürokrasiden. En ilginci ise genel müdür, müsteşar gibi bürokrasinin üst makamlarının siyasete girdikten sonra içinden geldiği bu bürokrasiyi eleştirmeleridir. Yazıcıoğlu, Okkan gibileri sevmez bu bürokrasi. Sevk ve idareyi bilen, halkla iç içe olan, halkını dinleyen ve fiili duruma uymayan yasaları tuşa getirip insiyatif kullanan kişiler kendi sistemini değersizleştirdiği düşüncesiyle dışlanır. Bu kişiler değersizleştirilerek bürokraside kızak görev denilen yerlerde emekliliğe terk edilir. Ve o kadar kuvvetlidir ki bu bürokrasi evet efendim tamam efendim dedikten sonra bile siyasinin istediğinin tam tersini yasa olarak çıkarmayı bile başarır.

Böyle güçlü bir bürokratik yapıyı kırmanın çözümü yine kendi içerisinden olmalıdır. Aksi takdirde bu bürokratik oligarşiye hayır hikayesini dinler dinler dururuz. DMK değiştirilmeli diyenlerin acilen aşağıda sıraladığımız hususları hayata geçirmesi devletin imkanlarının etkin verimli kullanılması ve bürokratik yapının rehabilite edilmesi açısından önem arz etmektedir.

  • Tüm kamu kuruluşlarının merkez teşkilatlarında taşra teşkilatı deneyimi olmayanların bakanlık merkez teşkilatlarında çalıştırılmaması. Bu şart uygulamadan habersiz kişilerin kamudaki uygulamaya yön verme çabasının doğurduğu olumsuz sonuçları giderir.
  • Kamudaki idari kadro ile denetim birimleri arasındaki dengenin sağlanması. Kamudaki denetim amaçlı yetiştirilen birimlerin daha sonra idari uygulamaları bilmeden üst makamlara getirilmesi uygulamasına son verilmesi. Devletin denetim odaklı yetiştirdiği kişilerin maddi imkansızlık nedeniyle özel sektöre geçişi ya da devletin idari kadrolarına atanması nedeniyle denetimin birimlerinin etkisiz hale gelmesine yol açmaktadır. Bu uygulamanın son bulması ile memuriyete başlayan bir kimsenin kendi kurumunun en üst makamına kadar gelebilme imkanı sağlanarak idarede etkinlik ve çalışanda motivasyon sağlanacaktır.

  • Kamuda belli unvan üzeri kişilere siyasetin önü açılarak emeğini kamudaki bürokrasinin azaltılması ve vatandaşa hizmet odaklı çalışılması yönünde çabaları olan kişilerin fikirlerini daha rahat sunmasının önü açılmalıdır. Hatta önümüzde yer alan Başkanlık sistemi ile beraber bir ilde belli kamu hizmeti sunan il başkanları, il müdürlerinin de muhtarlar gibi kendi içerisinde bir seçimle gelebilmesinin önü açılmalıdır. Vatandaşa iyi hizmet vereceğini vaad eden kamu görevlisi gelsin. Madem verdiğim vergi ile bana kamu hizmeti sunuluyor ise bana hizmet verecek kişiyi seçmem kadar doğal bir şey olamaz. Bunun bir adım ötesi ise bürokraside bu şekilde hizmet eden kişilerin doğrudan bakan olarak ataması bile gerçekleştirilmelidir.

Sözlerimi bir kamu kuruluşunda şahit olduğum bürokratik sorunla bitiriyorum. 15 Temmuz şehitlerimizden birisinin eşi ve oğlu şehidin arkasından kimse söz etmesin diye tüm borçlarını sessizce ödeme gayreti içerisindedir. Bu kez yolu vergi dairesine düşer. Bürokratik işlerden uzak olan ailesi şehidin bir şirketin ortağı olduğu ve bundan dolayı vergi borçlarından sorumlu olduğu bildirilir. Ancak vergi dairesi yöneticisi kişi bir yandan da bu böyle olmamalı devletimiz bu durumu düşünür der ve kendisi de bizzat ilgili makamlara bu sorunu ileteceğini söyler. Bir müddet sonra yeniden görüştüklerinde ise üzüntü ve çaresizlik içerisinde '' ilettim gerçekten söyledim, hem vergi yapılandırması çıkacak onunla beraber bu yönde bir düzenleme yapılır buna inanıyorum , bakın SGK prim aflarını sildi benim ümidim var der. '' Der demesine ama dediği ile kalır.

Evet, şehidimiz devletine olan borcunu kanı ile ödedi bizler şahidiz. Biri bürokratik oligarşi mi dedi? Herkese az bürokrasili günler diliyorum.

iletişim: [email protected]