VUSLAT

Başbakan Binali Yıldırım, “Bugün günlerden vuslat” diye başladı AK Parti’nin 3. Olağanüstü Büyük Kongresindeki konuşmasına.

Birinci yılı doldurmasına bir gün kala bıraktığı Genel Başkanlığa veda niteliğindeydi sözleri.

O emaneti sahibine tevdi için Başbakan olarak Genel Başkanlık unvanını bırakırken, “tabii lider” Tayyip Erdoğan da Başbakan olarak bıraktığı AK Parti Genel Başkanlığına Cumhurbaşkanı olarak dönüş yapıyordu.

Yeni bir dönem başlıyordu artık Türkiye’de,

“Partili Cumhurbaşkanlığı dönemi”.

Halkın Referandum’da Anayasa değişikliğine “evet” demesiyle Cumhurbaşkanının da partili olması tasvip görmüştü.

Şimdi o tasvibin gereği yapıldı.

Gerçi ihtiyari bir durumdu.

Sadece Anayasa’dan Cumhurbaşkanının partisi ile ilişkinin kesileceği hükmü kaldırılmıştı.

Değiştirilen Anayasa maddeleri arasında illa Cumhurbaşkanının partili olacağı veya partisinin lideri olacağı yönünde bir hüküm yoktu.

Ancak Tayyip Erdoğan, yeni Anayasa hükmünün verdiği imkanı kullanmayı tercih etti.

Önce AK Parti’ye üye oldu; dün de AK Parti Genel Kurulu onu Genel Başkanlığa aday gösterdi ve seçti.

Böylece Başbakan Yıldırım’ın ifadesiyle “Hasret” “Vuslat”a dönüştü dün.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Parti’deki ikinci Genel Başkanlık dönemine girerken yaptığı selamlama konuşmasına “Fiili bir ayrılığımız vardı ama bugün yine sizlerle beraberiz” diye başladı.

Aslında kağıt üstünde bir ayrılıktı.

Sadece unvan hanesinde 998 gün Ak Parti Genel Başkanı sıfatı eksikti.

Ne bir yasa ne de Anayasa hükmü gönülden ayrılığı önlemeye yeterdi.

Anayasa’da partisi ile bağlantısının kesileceğinin yazıldığı dönemde bile herkes AK Parti ile Erdoğan arasındaki gönül bağını dünya alem biliyordu.

Aslında Anayasadaki hüküm bir aldatmacadan ibaretti.

Tıpkı Özal’ın Anavatan Partisi ile, Demirel’in Doğruyol Partisi ile gönül bağını koparamadıkları gibi.

Şimdi 16 Nisan’daki anayasa değişikliği ile bu kandırmaca ortadan kaldırılmış oldu.

Resmi ayrılık, yerini resmen de tescillenen vuslata bıraktı.

***

Eğer seçimler yenilenmezse ve olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa 2019’a kadar Binali Yıldırım hem Başbakan hem de Genel Başkan Vekili olacak.

Tıpkı Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki gibi

Gazi Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanıydı.

İsmet İnönü de Başbakan ve Genel Başkan Vekili.

Tarih tekerrür ederken partiler ve isimler değişti o kadar.

***

“Yeniden Atılım Dönemi” diye adlandırılıyor bu dönem.

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da Büyük Kongrede yaptığı konuşmada şimdiden 2019’da yapılacak yerel seçimler, milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili çalışma startını verdi yeni Genel Başkan olarak.

Bir kez deha AK Parti Genel Başkanı olarak “Durmak yok, yola devam” dedi.

“Uzun ince yolda gündüz gece yürümeye devam edeceğiz” diyerek başlattı “Yeni Atılım Dönemi” ni.

“Besmeleyi çekip, Fatihayı okuyarak” yeni başlangıcı yaptı Erdoğan.

Yeni bir ruh ve heyecanla ve yeni bir kadroyla…

Daha genç, daha dinamik bir ekiple.

Hasret bitti, vuslat gerçekleşti.

Şimdi sırada hizmet var.

AK Parti ile gerçekleşen vuslatı bütün milletimizle buluşmaya dönüştürmek için.

Cumhurbaşkanı AK Parti’yi “milletin partisi” olarak nitelediğine göre, tüm milleti kucaklamak için AK Parti Genel Başkanlığı bir mani teşkil etmeyecektir.

Zira o Cumhurun başıdır.

Her ne kadar AK Partinin Genel Başkanı sıfatını üstlense de.

Yeni dönem hayırlı olsun.