Rezallet’den Reza Zarrab’a skandallar…

TRIDENT’in kelime anlamı, «üç dişli (çatal)». Üçlü zıpkın, üç çıkıntılı..

Askerî literatürde ise, nükleer güçlü Trident denizaltılarını, uzun menzilli Trident balistik füzelerini ve denizde üslenmiş stratejik silah sistemlerini belirten genel tâbir ya da terimdir.

Javelin ise, cirit ya da mızrak demek…

Bu iki kelimeden meydana gelen tatbikata yani, Trident Javelin tatbikatına ise REZALET karşılığını veriyoruz. Ve bundan böyle de Türkiye için anlamı “üç mızrak tatbikatı” değil, tek kelime ile “REZALET” olacak…

Pazartesi günkü «NATO’dan çıkalım» başlıklı yazımızda öncelikle, «NATO nedir, Türkiye için vazgeçilmez midir?» stratejik suali sorulmalıdır…” demiştik. İnşa’allah bu sual sorulmuştur…

NATO skandalının ABD menşeli ilk halt olmadığını ise, 1974 Kıbrıs Harekâtı, Gladyo - Darbeler, FETÖ gibi birkaç misâlle anlatmaya çalışmıştık.

Esasen o misâller devede kulak bile değildi…

* * *

Türkiye’ye ABD ihanetleri o kadar çok ve acaibdir ki, bırak müttefikliği, uluslararası (beynelmilel) hukuka dahi mugayirdir...

Meselâ PKK’ya aleni destekleri…

Dahası güneyimizde PKK’nın Suriye birimi PYD’yi bizzat kurmaları; silah hattâ askerî eğitim dahil her türlü desteği vermeleri…

Türkiye defalarca ikaz etti ama durum değişmedi…

Dahası var...

17- 25 Aralık yargı kumpası ABD’de tezgahlanıp tekrar ABD’ye uzandı!..

FETÖ'den tutuklanan eski polis şefleri Mahir Çakallı, Nazmi Ardıç, Yakup Saygılı ve Mehmet Akif Üner'in, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı M.T. ile defalarca telefon görüşmesi yaptığı ortaya çıktı..

Yani dostlar bunların ABD ile irtibatları da belgeleriyle sabit..

Ya şu Reza Zarrab dâvası…

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ: “Rıza Sarraf dâvası bir kumpastır. Sanıklar adeta rehin durumda. İfadeleri kendileri yazıp ellerine veriyorlar. Türkiye aleyhine karar çıkması için iftiraya zorlanıyorlar” dedi..

Bir skandal daha…

Bu da başka bir beynelmilel hukuk skandalı…

* * *

Yani dostlar, Üç dişli çatal (Trident Javelin) değil asıl mesele…

Mesele tek dişli canavar…

İstiklâl Marşı’nda merhum Akif,

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar

Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma, nasıl böyle bir îmânı boğar,

‘Medeniyyet!’ dediğin tek dişi kalmış canavar?

diyordu ya hani…

İşte o “tek dişi kalmış (bir ayağı çukurda ihtiyar) canavar”, Şark’ın gafletinden neşet eden zaaflar yüzünden kimi zaman üç, hattâ kimi zaman otuziki dişini de gösterebiliyor hálâ!..

Buna mukabil Şark’ın çocuklarında ciddî bir hareket yok!.. Korkuyor muyuz? Hayır silahlardan, ölümden korkmuyoruz biliyorum…

Başka bir şeylerden korkuyoruz galiba…

#harbiden: Nasıl bir metaforun içindeyiz biz? Neler oluyor? Şark neden gerçek medeniyetin timsali olamıyor? Şark’ta müthiş bir akıl tutulması var ve tek dişi kalmış Batı bu zaafa oynuyor. Bunaklık döneminde bir ihtiyar, satrancı hiç bilmeyen birini kolayca mat ediyor... 21.11.2017