Ne oldum deme...

Internette 15 Temmuz darbe girişiminin 1 Numarası olarak mahkemesi süren ve bir zamanlar birlikte uçtuğum eski Hv. K. Komutanlarından Org. Akın Öztürk’ün bir fotoğrafı dikkatimi çekti..

Daha doğrusu yan yana iki fotoğrafı...

İkisi de (vesikalık gibi) önden çekilmiş fotoğraflardan soldakinde Hava Kuvvetleri Komutanı iken resmî üniformalı ve kafası yukarı kalkmış mağrur, sağdakinde ise, 15 Temmuz darbesi millî direnişle durdurulup suçlu görülenler derdest edildikte sonra bir kulağında pamuk ve son derece üzgün, yılgın ve perişan bir halde..

Herkes bir daha görsün hatırlasın diye yazımın içinde bu ikili fotoğrafı da yayınlamalarını söyledim yazı işlerindeki arkadaşlara...

Bu iki fotoğrafın altyazısı şudur: Ne oldum deme, ne olacağım de...

Akın Öztürk’ü Hava Kuvvetlerinde 112 Filo’da F4E’lerde (Phantom, hayalet) tipi uçaklarda birlikte uçtuğumuz yıllardan buyana tanırım.

Akın, ülkücü bir arkadaşımızdı... Alparslan Türkeş der başka demezdi.. Millî hisleri çok kuvvetli idi. Vatanına, bayrağına, devlet ve milletine bağlı idi. Lâkin fevkalâde hırslı bir mizacı vardı..

Akın’ın dini yönü zayıftı.. Atatürkçü bir zihniyete sahipti. Fakat dindarlara düşmanlık ettiğini de hiç görmedim...

Tabi ben Hava Kuvvetlerinden erken emekli olduğum için sonraki yıllarda neler yaptılar, ettiler bilemem...

Akın’ın o ilk sağ kulağı pamukla bantlanmış (işkence gördüğü her halinden belli) fotoğrafını gördüğümde henüz darbecilere olan hıncım çok sıcak iken bile fena halde üzüldüm...

Bunu yapanlara sövdüm, saydım... Zira, suçu ne olursa olsun, yüzlerce insanın katili birine bile işkence edilmemeli idi...

Bizim dinimizde suçun cezası verilir. İcabında en sert ceza verilir, adamın kellesi kesilir, lâkin asla işkence edilemez...

Allah işkence edenlere lâ’net eder... Bizim dinimizde hiçbir canlıyı, bir sivrisinek bile olsa, yakarak öldürmek de yoktur meselâ...

Oysa Akın’ın 15 Temmuz dâvasının çatı yargılamasında bir numara olarak verdiği ifadeleri okuyunca anlıyoruz ki asitle yakmak dahil her türlü işkence yapılmış. Önüne gelen acımasız bir şekilde dövmüş. Kulağından kan fışkırana kadar tekme tokat dövmüşler...

Bu nasıl bir gaddarlık, nasıl bir insanlıktır? Bunları yapanlara değil Müslüman, “insan” bile denilebilir mi?

Akın Öztürk darbe suçlusu mudur, yargısı nasıl sonuçlanacak bu ayrı bir meseledir. Yargı âdil bir karar verecektir inşá’allah. Suçlu bulunursa hakkı olan ceza ne ise onu çeker. Fakat bu işkenceler fevkalâde yanlıştır, ahmaklıktır, gaddarlık ve Türkiye ve medenîyet adına vahşettir.

Bir de başlıkta gördüğünüz mesajı vermek istedim: Ne oldum deme, ne olacağım de... Zavallı Akın günün birinde böyle bir hale geleceğini, bu kadar aşağılanacağını bilse elbette darbe yapmazdı da, bence o soldaki fotoğraftaki “mağrur” duruşu hiç takınmaz, başını yukarı kaldırmazdı...

Diyeceksiniz ki “sen ne biçim askersin, bir komutan öyle durmalıdır, yoksa asker ona itaat etmez..” Buna bir itirazım yok, hattâ ben de öyle düşünüyorum ama bendeniz yedi ceddi asker bir asker oğlu asker olarak hayatımda hiçbir zaman (komutanlık yaparken de) böyle durmadım...

Her zaman gözlerime bakan askerlerim bana dertlerini anlatabilecek cesareti bulmuşlardı. Neyse kıssadan hisse diyerek bitirelim..