“İran Mehdisi”

Bundan bir yıl önce “İran ne zaman yıkılır?” başlıklı yazımda, İran’ın başına gelecekleri yazmıştım. İşte 14 Ocak 2017 tarihli yazımdan, İran’ın bir kaç yıl içerisinde dağılacağına ilişkin bir kaç satır...

14 Ocak 2017/İran ne zaman yıkılacak?

1978'den beri zulüm gören halk, bunun intikamını alacaktır.

Kimden? Mollalardan!

Kimden? Ayetullahlardan!

Kimden? Bugünkü İran rejiminden!

İran'daki bir gurup, İran yönetimine başkaldırabilir.

Bunun için bir yerden, bir kıvılcımın doğması gerekir! Peki bir yerden, bir kıvılcım nasıl doğar?

Bir yıl içerisinde bir kaç bin Şii milisi öldürülsün, İran halkı kaynamaya başlar: "Biz kim için öldürülüyoruz, çocuklarımız neyin uğruna öldürülüyor?"

Bu kaynamayı fırsat bilen, İran'ın bugünkü yönetimini kabul etmeyen gruplar; bir olur ve yönetimi devirir!

Eğer tahminlerim doğru ise;

"İran İslam Cumhuriyeti" yerine, "İran Siyonist Devleti" der isek ve Allah, Yahudilerin çıkardığı fitneleri her 40 yılda bir yıkıyor ya da değişime uğratıyorsa;

İran'ın yıkılışı 2018'dir!

Umudumuz budur!

İran halkına zarar gelsin kimse istemez, halkın elbette bir suçu yok! Ama Siyonistlere uyan bir devlet!

Yıkılsın, yok olsun, hatta kahrolsun!

Çünkü İslamiyet’e, Yahudi'nin dahi vermediği zararı, İslam Devleti adı altında İran vermiştir, vermeye devam ediyordur, vermeye de devam edecektir!

Peki 2018'e kadar ne olacak?

Gözlemlediğim ve tahmin ettiğim şey şu; 2018' de yıkım başlar ve muhtemelen, İran'ı o hale getirenler haritadan silinir!

Ve bugün...

Devrim muhafızları meydanlara indi!

Artık bunu durdurmak kolay olmayacak!

Halk kinlendi ve bilendi!

Devleti devlet yapan halk ise; aynı halk, devleti yok etmeyi de bilir!

İran, Orta Doğu’da jandarmaydı. Kime karşı? Suud’lara karşı, Amerika’ya karşı, İsrail’e karşı… Bunlar her ne kadar birbirlerinden ayrı gibi görünseler de; aslında hep birdi. Ortak paydaları vardır çünkü. Hepsinin ortak düşmanı Sünni Müslümanlardır. Ama ne hikmetse İran ile ilişkileri çok iyi olan İsrail dahi, bugün İran’a kabadayılık yapıyor. Suudi yanlısı oldu. Suudi'nin de en büyük düşmanı İsrail’di. Dikkat edin, artık saflar günlük değişiyor.

İran'ı yıllardır ayakta tutan olgu 12. İmam yani mehdi inancıdır. Bu inancı yok sayıp, durumu sadece siyaset ile yorumlar isek; doğru bir analiz yapmamış oluruz. İran bugüne kadar halkın mehdi inancını kullanarak çeşit çeşit örgütler kurup, İslam’ın tek lideri “Biz olacağız!” diye kandırmış ve bu inançla yönetmiştir. Fakat baktığımızda İran’ın şeriatı, İslam’ın şeriatına çok aykırıdır. Şia dediğimiz mezhebin ruhani lideri Ayetullahlardır… Ayetullah, Allah’ın sözcüsü, Allah’ın kelamı, Allah’ın vekili anlamına gelir ki; bunun bugünkü ruhbanlıktan ve papalıktan bir farkı yoktur.

Nasıl ki papa ne derse kabul edilir, Şia’da da Ayetullah ne derse kabul edilme zorunluluğu vardır. Şimdi böyle bir inanç sisteminin, İslam’la nasıl bir yakınlığı olabilir? Ve İran, nasıl bir “İran İslam Cumhuriyeti” olabilir?

Bazıları her zamanki gibi; Amerikan oyunu, İsrail oyunu, Suudi oyunu diye düşüne dursun...

Bunlar sadece oyunu başlattılar, yani bir nevi start verdiler.

İran'da halk zaten kaynayan bir kazandı. Barut olmuş halka bir kıvılcım gerekiyordu.

Şimdi isyandaki halkı susturabilmek için; ya zor kullanırsın, ya da "eyvallah" dersin. İran çıkarlarını kaybetmemek için elbette ki "eyvallah" demeyecektir.

Suriye'de bu kadar kan döken Şia, bunun intikamının alınmayacağını mı düşündü?

Suriye'de sadece provası oldu, beteri İran'da yaşanacak.

Baskıyla, dayatmayla, zulümle sindirilmiş halkın; bir gün patlamayacağını mı zannettiniz?

Yıllardır Hizbullah adı altında, çeşit çeşit örgüt kurup; sonrada bunları resmileştirip ordu içerisine soktunuz. Ama ne hikmetse bir İsrail ile baş edemediniz. Bir Suudi ile baş edemediniz. Size dostluk eli uzatan Türkiye ile daimi olarak çatıştınız ve terörü beslediniz.

Şimdi İran’ın olayları bastırabilmek yapacağı son hamle şudur; Önce kendi halkı, sonrada diğer Müslüman halkın üzerinde, lider olabilmek için “MEHDİ” kavramını ortaya atacak! Sonra birçok örgüt ve birçok ordu bu sahte mehdiye bağlılık yemini edecek! İran elde ettiği bu güçle dünyaya tekrar kafa tutmak isteyecektir.

Bugüne kadar “İran Mehdisi” diye bir cümle duymadık!

Duyacağımız çok yakındır!

Bu sahte mehdi ile dindarları yanına alıp, bunlarla da diğer halkı yanına çekecek. Zira İran’da, İran şeriatına karşı milyonlar var.

Ve biz bu olayın aynısını Kudüs’ün fethinde gördük. Kudüs’ün fethinde II. Papa Urbanus, nasıl ki Katolikleri, Ortodoksları ve diğer küçük Hristiyan mezheplerini bir araya getirerek, tek bir ordu oluşturdu ve Kudüs’ü fethetmek için nasıl ki her şeyi mubah saydı?

İşte şimdi yine haçlılar tarafından bir “Kudüs fethi “ yapılıyor!

Ve bu oyuna alet olacak insanların türetilmesi gerekiyor. Şu an en karışmış toplum İran! Yani şartlar için en uygun toplum.

Bu sahte mehdi ile İsrail’e veya kapitalist güçlere göstermelik bir savaş açılır. Bu savaş açıldığında da halkı Müslüman, yönetimi ne olduğu belli olmayan Suudi, kendi coğrafyasında yalnızlaşmamak için ya halkı ile bir olur, ya da silah çeker, İran’dan daha beter bir karışıklık içine girer.

Peki Suudi, İran gibi karışır mı?

Karışır!

Ne zaman karışır?

Bu yıl!

Nasıl karışır?

Ne zamanki İran, mehdi kavramını ortaya atar, Kudüs’e karşı halkları birleştirmeye başlar, işte o zaman Suudi karışır.

Zira Suudi’de de mehdi inancına sahip ve kendi devletine başkaldıran pek çok kişi vardır.