DÜNYANIN İKİ YÜZÜ

Osmanlı Tarihi adlı eserinde Fransız tarihçi Lamartine Müslüman Coğrafyası ile alakalı çok ilginç tespitlerde bulunuyor.

-Müslümanların vatanseverliği mi azaldı?

-Hayır

-Müslümanların İslami hassasiyetleri mi kayboldu?

-Hayır

-Peki, öyleyse bu duruma nasıl düştüler?

Bütün bu sorgulamaların sonunda şu cevabı veriyor:

-Müslümanlar organizasyon kabiliyetini yitirdiler.

Modern tuzakların esiri olan Ümmetin, yani hepimizin ahvalini teşhis eden can alıcı noktalara temas ediyor.

Dünyada, Müslümanlar zulümleri durduracak, hasımları susturacak güce ulaşmadıkları müddetçe, modern tuzaklara, enfeksiyonlara karşı fertleri korunaklı hale getirmedikçe; “Dünya hep ikiyüzlü kalacak.”

Bir tarafta envaiçeşit nimetlere burun kıvıran, zorla yemek yedirilen, kuş sütü ile beslenen, türlü bin çeşit oyuncaklarla eğlenen çocuklar var…

Diğer tarafta “Anne, cennette ekmek var mı?” diye soran, açlık ve yokluk içinde ölüm-kalım savaşı veren Suriye’li çocuklar var.

İslam ülkeleri, ümmetin her bir ferdi ayrı telden çaldığı müddetçe, iltimasla liyakatli kimseler saf dışı kaldığı müddetçe, referans adı altında, her kapıyı açan “modern maymuncuklar” türediği ve semirtildiği müddetçe; dünyanın bir yüzü belki de hep böyle kalacak.

İslâmî Vahdet, İslam Ümmeti, İslam Birliği gibi kavramların önemsendiği; ihtilafa düşen, tefrika oluşturan, ümmet birliğini bozan, sapla samanın, dostla düşmanın birbirine karıştırılmadığı bir iklimin hâkim olması gerekiyor.

Kaderimizin ve kederimizin ortak, mazimizin ve istikbalimizin müşterek olduğu bu coğrafyada çekilen sıkıntıların vebali tüm Müslümanların boynundadır.

Ümmet olarak, millet olarak, birey olarak resetlenme, fabrika ayarlarına dönme ihtiyacımız var.

Sürekli gerilim oluşturan siyasetin, ülke ve coğrafya içerisinde müştereklerimizi zedeleyici, ötekileştirici, kutuplaştırıcı, milletin kardeşlik duygularını aşındırdığı bir ortamda İslâmî Vahdet kolay olmasa gerek.

Siyasetle batıda erbabı ilgilenirken, İslam dünyasında yoksulların meşgalesi haline getirildi. Yine, batıda insanlar zengin olduktan sonra siyasete atılırken, bizde siyasete atıldıktan sonra zengin oldukları görüldü.

Küresel emperyalizmin sadık müşterisi haline getirilen bu toplum, bu büyük medeniyet artık İade-i İtibar istiyor. Londra’da, Paris’te, Washington’da olan muntazam yaşam, Şam’ın, Bağdat’ın, San’a’nın da hakkı.

Kalın Sağlıcakla..