BUGÜNKÜ KARARLARINIZIN ÇOĞUNU YILLAR ÖNCE ALDINIZ - 2

Bilinçli bir şekilde düşünüp almamız gereken kararları almak olabilir mi bilinçli bilincimizin işi? Libet deneyi olarak adlandırılan çok meşhur bir deney bu konuda büyük soru işaretleri oluşturdu. İnsanların parmaklarını hareket ettirmeye karar verip sonra da hareket ettirmesi ile ilgili basit bir deney bu. Fikir olarak basit gibi görülen bu deney çok karmaşık sonuçlar doğuruyor: Binlerce kere de tekrar etseniz, parmağımızı hareket ettirmeye karar verdiğimiz andan 0,35 saniye kadar önce aslında beynimiz parmağın hareket sürecini başlatmış bulunuyor. Yani karar verdiğimizi düşündüğümüz an, bilinç dışımızda verilmiş bir kararı bilinç seviyesinde fark ettiğimiz an aslında.

Yazı boyunca size var olan ve bilinen bilgileri aktarmış oldum. Şimdi kendi özgün düşünceme geliyor sıra: Aslında parmağımızı ne zaman kıpırdatacağımıza milisaniyeler önce değil, belki de senelerce önce karar verdik.

Ne demek istiyorum?

Bence bilincin en önemli fonksiyonu karakteri şekillendirmek. Yani beynimizin otomatik pilot kısmının bazı davranışları nasıl gerçekleştireceğini o otomatik pilot yapısına öğretmek.

Ne kadar aceleci olduğumuz ne kadar rahat bir insan olduğumuz gibi konular, deney sırasında parmağımızı ne zaman kıpırdatmak isteyeceğimizi de belirleyen unsurlar.

Mesela belirli bir günde ne kadar yemek yiyeceğimiz konusunda kararı o gün mü veriyoruz? Hayır. Çünkü hemen hemen bütün günlerde ne zaman ve ne kadar yemek yiyeceğimizi alışkanlıklarımız belirliyor. Otomatik pilottaki yemek yeme karakterimiz nasıl öğretilmişse öyle davranıyor. Bilinç seviyesinde asla istemediğiniz halde direnemeyip yediğiniz onca tatlıyı düşünün. Siz o tatlılara direnememeye aylar belki yıllar önce karar verdiniz. Henüz davranış kalıbı çok oturmamışken daha özgürce verebildiğiniz ya da müdahil olabildiğiniz bilinçli kararlar vardı. Oysa otomatik pilotu eğittikçe bu tür kararlara bilinçli seviyede katılım şansınız giderek azaldı.

Yani demem o ki, kritik anlarda aldığınız kararların neredeyse tamamı çok daha önce alınmış kararlardır. Çünkü kritik anlarda bilinçli zihnin yavaş mekanizmalarıyla hareket etme lüksü yoktur beyninizin. Kritik olmayan pek çok anda da aldığınız kararların neredeyse tamamı çok daha önce alınmış kararlardır. Çünkü kritik olmayan bir konuda da özel bir sebep yoksa beyin otomatik pilotta hareket etmeyi uygun görür.

Kendiniz üzerine, karakteriniz üzerine düşünüp sakince kararlar verdiğiniz anlar… Öz farkındalığa kafa yorup kendinizde değiştirmek istediğiniz şeylerle ilgili kararlar aldığınız ve bunları minik minik uygulayıp otomatik pilotun yazılımını değiştirdiğiniz anlar… Gerçekten bilinç seviyesinde kararlar aldığınız, özgür iradenin gerçekten var olduğu biricik anlar onlardır. Hayatınızın kahır ekseriyetini oluşturan diğer bütün anlar, bu bahsettiğimiz anlarda alınan kararlar sayesinde özgür iradeye bağlantılandırılabilir.

Peki herkesin özgür iradesi var mıdır? Karakterini oluşturmak yönünde aktif bir çabası olmayan insanların iradesi kendi iradesi değil, karakterini oluşturacak kararları ve etkileri kimler gerçekleştirdiyse onların iradesidir. Yani öz farkındalığa kafa yorup kendi karakterinin oluşumu ve otomatik pilot yazılımının güncellenmesine emek sarf etmeyen bir insanın özgür iradesi yoktur.