Bremen Mızıkacıları..

Solcularımızın, hattâ su katılmadık Atatürkçülerimizin pek sevdiği hikâyeci ateist yazar Aziz Nesin, o günlerde çok tartışılan ve basının “KARA SES” olarak lanse ettiği, Almanya’da mukim Cemaleddin Kaplan için, “işte gerçek Müslüman” demiş ve Müslümanların Atatürk’ü sevmemelerinin son derece doğal olduğunu da şu sözleriyle ifade etmişti:

Abant’ta tatil yapan ünlü ateist yazar, kendisiyle röportaj yapan Hürriyet muhabirine; “Atatürk, Müslümanlar açısından sevilecek bir şey yapmadı. Türkiye’de yaşayan ve Atatürk’ü sevdiğini söyleyen Müslümanlar, yalancıdır..” demiş ve bu sözleri için hiçbir tepki almamıştı.. [Oğuz Uçar/ Abant/Bolu, Hürriyet Haber A.]

Aziz Nesin ayrıca; “Türkiye’de lâiklik sözde kalmıştır, sahteciliktir..” sözünü de söylemiş, [Cumhuriyet gazetesi, 30 Nisan 1989] Aziz Nesin’e bu sözü için de lâikçi kesimden CHP’lilerden falan tepki gelmemişti...

* * *

Şimdi Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş beyefendi tarihçi yazar Kadir Mısıroğlu’nu hastanede ziyaret etti ya. Bu pek solak ve pek bi Atatürkçü takım, her yerde ve her fırsatta Alman hikayeci Grimm Kardeşler'in Bremen Mızıkacıları gibi koro halinde miyavlamaya, havlamaya, anırmaya başladılar...

Geçen gece de, birçok tv’nin Mevlid Kandili programları yaptığı saatlerde ve hem de, muhterem Diyanet İşleri Başkanı aleyhinde, CNN’de koro şefi Ahmet Hakan eşliğinde coştu bu Bremen Mızıkacıları..

Bremen Mızıkacıları kimler miydi? Programın konukları; yönetim uzmanı Elfin Tataroğlu, Eski Devlet Bakanı Önay Alpago, Gazeteci Zafer Şahin, Hukukçu Dr. Mehmet Sarı ve 21. Dönem İstanbul milletvekili Nazif Okumuş.. Bu isimlerin üçüydü. İzleyenler hatırlayacaktır kimin nasıl miyavladığını ya da kimin başka türlü bir sesle koroda yerini nasıl aldığını..

* * *

Bremen Mızıkacılarının birinci gündem maddesi Kadir Mısıroğlu idi ve bazıları terbiyesizlikte sınır tanımadan her türlü hakareti yapıyorlardı adam hakkında... Aziz Nesin’e ait olan söz dönüp dolaşıp Kadır Mısıroğlu sözü oluyor, hattâ bunu hatırlatmak isteyen kişinin de sözü kesiliyordu...

Bu vesileyle şunları söylemek istiyorum:

1) Müslümanlar daha cesur olmalı ve onlar gibi terbiyesizleşemezler ama onlar gibi baskın olmayı bilmelidirler... Adam söz hakkı kendisinde ama öbürü sözünü kesiyor ve bu tepki bile vermiyor..

2) Sayın DİB’nından evvel Kadir Mısıroğlu’na sayın devlet başkanımız Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyarette bulundular. DİB bahanesiyle, Bremen Mızıkacıları aslında Erdoğan’a saldırıyorlardı...

3) Böyle bir programa dâvet alınıyorsa şu bilinmelidir: Bunlar bizim karşıtlarımıza mutlaka bizden önce haber vermiş, hattâ gerekli bilgi ve döküman yardımı da yapmışlardır. O hâlde konumuza tam vakıf olmadan ve iyi bir hazırlık yapmadan CNN gibi malûm kanallara icabet etmemelidir.

4) Kadır Mısıroğlu bütün konuşmalarında (internette de bulunabilir) bu mızıkacılara “hodri meydan” çekmekteydi.. Bugüne kadar bir tanesi bile karşısında tartışmaya cesaret edemediler. Zira biliyorlardı ki, Kadir ağabey belgesiz konuşmaz ve her türlü belgesi hazırdır, sağlam kaynakları vardır.

5) Efendim neden 9 Kasım’da ziyaret gerçekleştirilmiş. Böyle kutsal bir günde yapılan ziyaretle Atatürk’e de meydan okunmak isteniyormuş gibi imalar, bu malûm takımın, bu gürûh-i lâ yuflihunun ne denli âciz ve sahtekâr olduklarının en büyük delilidir...

6) Atatürk için “ben ona tapmaya başladım” diyen Mine Kırıkkanat vb. sapıklara, (háşa sümme háşa) “Atatürk benim ilâhım” diyenlere, hattâ “Atatürk’e Allah demek Atatürk’e hakarettir, Allah kim oluyormuş” diye sosyal medyada mesaj atan lâ’netlik sefih ve sefil aşağılık takıma Cumhuriyet Savcıları kamu adına dâva açmalıdır. Bunlar dindarları tahrik ediyor, taammüden toplumu geriyor, kin ve nefret suçu işliyorlar.

7) Kimse M. Kemal paşayı sevmek zorunda değil ve gerçek tarih 5816 nolu Demokles Kılıcı altında ortaya çıkarılamaz. Eğer kendilerine ve şahsî menfaatleri için paravan yapmak üzere ilahlaştırmak istedikleri zata güveniyorlarsa bu kanunun kaldırılması için çalışsınlar...