Atatürk ve Menderes...

Her yıl 17 Eylül bir matemdir.. Fakat 10 Kasım matemi gibi değildir bu... 17 Eylül Millî bir matem ve aynı zamanda millî bir kara lekenin yádıdır...

Milletçe alnımıza sürülen bu kara lekenin ardından tam 57 sene geçti.. Lâkin aşk olsun ki hálâ idrâk edemeyenler var hadiseyi... Açın 17 Eylül tarihli gazeteleri. Köşe yazarlarını okuyun... Hadiseyi anlatacağım tarzda ele alan kaç kişi var bir bakınız...

Millî iradeye, 27 Mayıs 1960 müdahalesiyle vurulan darbe, fevkalâde büyük bir travmadır.. 1950 seçimlerinde yüzde 52,7 oyla iktidara gelen ve 10 yıl süreyle başbakanlık yapan, ilk mebusluğu aday olmadığı halde Atatürk’ün emriyle gerçekleşen Menderes'in 17 Eylül 1961'de idam edilmesi, sadece demokrasimiz için bir kara leke değil, aslında bütün bir Türk milleti olarak ayıbımız, utancımız olmalıdır...

Millî bir ayıptır bu idamlar... Zira 15 Temmuz darbe girişimi göstermiştir ki, millî şuurla hareket edilmiş, millî bir cesaret gösterilebilmiş olsaydı ne Menderes ne de hükûmetinin bakanlarından Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu asılmış olacaklardı...

* * *

TSK bir kurum bir teşkilât olarak; Bayrak ve namus bekçisi, vatan serhaddini koruyan, aramızdan çıkmış askerlerimizden meydana gelir. Ordumuz adına yapılan darbeler (ihtilâller) de millî bünyeden çıkmıştır o hâlde. Ayıbın başı buradadır. Sonu da anlattığım gibi 15 Temmuzvari bir millî kıyam ile teşkilât içindeki hainlere dur diyememektir...

Millî matem günlerini yád ederken büyük laflar etmek yetmez. O gün gerçekte neler olmuştu, neler yapılabilirdi de yapılmamıştı, bünyemizdeki hastalık neydi de başımıza böyle bir felâket gelmişti?

Uç bir örnek vereyim mi size? İmanlı insanlar bile, ECEL denilen “vade, ödeme zamanı” anlamındaki ölümü araştırır değil mi? Yani “adamın eceli gelmiş ölmüş” deyip geçilmez. 90’lık bir ihtiyar bile vefat etse devletin doktorundan rapor gerekiyor...

* * *

Atatürk 57, bilemedin 60 yaşında vefat etti. (Doğum tarihi doğru olmadığı ve bu konuda ciddî bir araştırma da yapılmadığı için böyle diyorum...) Ve bu büyük şahsın ölümü ciddî olarak araştırılmadı..

Satır satır okuyup notlar aldığım “Atatürk’ün Son Günleri” kitabının yazarı Cemal Kutay kitabı için şöyle der:

(......) Mustafa Kemal Atatürk gibi bir de şahsen temsil ettiği müstesna kıymetler sahibi ise, çevresinde ister istemez toplanmış kalabalığın yarattığı duvar aşılmaz oluyor: Olayların içyüzü sisleniyor, bu etraf'ın arzuladığı, tercih ettiği yönde dışarıya aktarılıyor.

(......) Eğer zihinlere yerleşmiş, hattâ tarih kitaplarında yer alarak çocuklarımıza öğrettiklerimizin iç yapısını yadırgatabilecek hakikatleri ortaya atmak bir cesaretse ve bunu yerine getirmek vazife ise, elinizdeki kitapta bu yapılmaya çalışılmıştır..”

Kutay, Atatürk’ün ölümünü detaylarıyla anlatıyor ve Siroz 2’inci ölümcül, tedavi edilemez safhaya girdikten sonra Fransa’dan uzman hekim getirtildiğini ve bu durumun da Dr. Fissinger tarafından bizim Türk hekimlerine adeta fırça atar gibi söylendiğini kaydediyor:

Hastalık ikinci safhaya girmiş, karaciğer kaburgalar arasından fırlamış, yahu elle muáyenede bile anlaşılırdı durum, neden bu kadar beklendi? Artık yapılacak tek iş 16 litre karnındaki suyu çekmek... Bu da kesin ölüm demektir. Alınmazsa da acıdan ölecek...”

Kütüphanemdeki 1981 baskısını bulsaydım harfi harfine aktaracaktım, inşa’allah bulurum da bir başka yazımda not düşerim... Piyasada baskı tarihi 2005 olanları var onlara itibar etmeyiniz. En doğru bilgiler maalesef 12 Eylül ihtilâli günlerinde basılan nüshada var...

Atatürk gibi Menderes ve arkadaşlarının idamı da ciddî bir araştırma konusudur. Onu idam edenler neden idam günü bir de prostat muayenesi yapmışlardır? Bu aşağılık insan müsveddelerinin amacı neydi? Türk askeri böyle ahlâk yoksunu olur muydu? O hâlde bunlar kripto kimlikliler miydi? İdam İsmet İnönü’nün emri miydi?

Cemal Gürsel’in pişmanlığını ifade eden notları nerededir? Neden bunlar yayınlanmıyor? Atatürk’ün milletvekili yaptığı kişiyi Atatürk düşmanı diye asanlar neden yeniden yargılanmıyor? Atatürk’ün vasiyeti neden hálâ açıklanmıyor? Sorular çok ama yazı yerim istiab haddini aştı..