27 Mayıs’ı… 12 Mart’ı… 12 Eylül’ü… 28 Nisan’ı geçtik… “Bunlara ceza verilmediği ve yaptıkları yanlarına kâr kaldığı için darbe heveslileri bu hadsizliklerine 15 Temmuz’a kadar cesaret ettiler” dedik. 

27 Mayıs'ı…

12 Mart'ı…

12 Eylül'ü…

28 Nisan'ı geçtik…

'Bunlara ceza verilmediği ve yaptıkları yanlarına kar kaldığı için darbe heveslileri bu hadsizliklerine 15 Temmuz'a kadar cesaret ettiler' dedik.

Ama; tanklarla, uçaklarla 251 insanımızı katletmelerine, 2196 insanımızı yaralamalarına rağmen, Fetö'nün 15 Temmuz'daki hain kalkışmasının başarıya ulaşamadığı gerçeği ortada iken hala darbeye heveslenenler olduğunu görmek bizleri hem üzüyor hem de hayrete düşürüyor.

Bu nasıl bir ruh hali, anlamış değiliz.

***

Bir generalin yetişmesi yıllar alıyor.

Devlet, bir subayın general seviyesine gelmesi için üzerine düşeni yapıyor. Emekli olduktan sonra bile 3-4 asgari ücretlinin ancak alabildiği ücret kadar maaşını ödemeye devam ediyor.

Buna rağmen demokrasiyi kesintiye uğratıp devletin gerilemesine yol açacak girişimlerde bulunanlara, bulunmak isteyenlere akıl sır erdiremiyoruz…

***

Artık darbe istemiyoruz…

Artık böyle bir tehditle yaşamak zorunda değiliz…

Artık devletimiz bu konuda tedbirini almalı…

Artık bu suçu işleyenler en ağır şekilde cezalandırılmalı…

Artık darbe kelimesinin ağza alınmasına bile izin verilmemeli…

***

Türkiye'yi ayağa kaldıran bildiriye tepkiler çığ gibi sürerken bazı sivri zekalıların, bu girişimi 'ifade özgürlüğü' kapsamında değerlendirmeye kalkmalarına ne demeli?

Hiç kimsenin, milletin aklıyla dalga geçmeye hakkı yoktur!

Daha sayıları yazmasını becerememiş; 103 kişi mi, 104 kişi mi olduklarına karar verememişler (53 rakamını iki defa yazmışlar) o ayrı konu ama bu zatlar bildirideki dilin, yayınlanan saatin darbeyi çağrıştırdığını bilmeyecek kadar cahiller mi?

Bırakın yaşını başını almış, belli tecrübe sahibi olmuş, hatırı sayılır bir makama gelmiş insanları, bir çocuğun bile bu girişimin darbe hevesiyle yapıldığını anlamaması mümkün değil.

Ama Türkiye eski Türkiye değil, bunlar hala anlamıyorlarsa, anlamak istemiyorlarsa o da onların kabahati…

Ancak şu gerçek ki; 27 Mayıs'ın, 12 Mart'ın, 12 Eylül'ün ve 28 Nisan'ın aktörlerine gereken ceza verilseydi 15 Temmuz yaşanmaz ve 251 insanımız şehit olmazdı.

Dolayısıyla 104 emekli amiralin yaptığı bu hadsizlik 'yanlarına kar kalmamalı' diye, düşünüyoruz…

Aksi halde, bu kafadakilerin 'darbe denemeleri' daha devam eder, gider…