Geçen hafta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Chatham House Başkan Yardımcısı Sir Simon Fraser ve ekibiyle bir araya geldi.

Geçen hafta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Chatham House Başkan Yardımcısı Sir Simon Fraser ve ekibiyle bir araya geldi.

İmamoğlu'nun para dilenmek üzere başvurduğu Chatham House, Sevr'in hazırlaması ve Türkiye'yi bölmeye çalışan raporlarıyla biliniyor. Yàni Kemalistlerin gözlerini faltaşı gibi açmaları gereken bir hadise yaşanıyor, sıkı Atatürkçülerden tıs yok!.

CHP'li başkanın bu ihanet sayılacak ziyaretine en sert tepki Nihat Genç'ten geldi.

Veryansın TV yazarı Nihat Genç, İBB başkanının Chatham House ziyaretini değerlendirdiği yazısıda, 'Sözcü, Oda Tv, Cumhuriyet Gazetesi ve Halk TV'ye bağımsız bir yazar olarak söyleyeceğim şudur: Akıntının üstünde sürüklenenler çöptür.. Ya da parası verilip taşınan kütük ya da kargo mallardır. İnsan denilen varlık akıntıya karşı yüzebilendir...' diyor.

Ziyalı ya da münevver dediğimiz pek çok şöhretli entelektüelimizde maalesef bu düşüklüğü görmekteyiz. Oysa evrensel çapta bilinen şudur:

Entelektüel (münevver, ziyalı) kişi muhalif olmaktan çekinmeyen, hatta çoğu zaman muhalif duruşta olan, bir ideolojisi yahut sempati duyduğu cenah olsa bile en azından böylesi büyük, vahim hatalarda kendi tarafındakileri de acımasızca protesto edebilen kişidir.

Nihat Genç solcu bir yazar. Lakin Müslüman kesimin duayen kalemi merhum Mehmed Şevket Eygi gibi yeri geldiğinde kendi tarafını da en acımasız şekilde tenkid edebiliyor.

Bu nedenle kendisini tebrik ediyor, yazısındaki veciz sözü de imlasını düzelterek tekrarlıyorum: 'akıntı ile sürüklenenler çöptür..'

Hasseten bir kitle partisi olan Ak Parti'ye yakınlığı ile bilinen gazeteci ve yazar arkadaşlara sesleniyorum... Bu Nihat Genç sözünü bir vecize gibi akılda tutmak gerekir..

Akıntı ile sürüklenen çer çöp yazarlardan olmayın... Ak Parti raydan çıkma tehlikesi taşıyan bir YHT gibi felakete sürükleniyor!

Sizler kondüktör, yàni bilet kontrol eden, yolcu yerleşmesine refakat eden memurlar değil, lokomotifteki makinistlersiniz...

Kondüktörlere yardımcı olunuz ama mevkiinizi terk etmeden yapın bu işi...

Allah korusun tren raydan çıkarsa yüzlerce insan feci şekilde can verecek, kalanların da çoğu ömür boyu sakat kalacaklar... Bu büyük vebál sizi korkutmuyor mu?

Neden merhum Eygi üstadın izinden gitmiyorsunuz? Bakın bir solcu kendi cenahındaki kör, suskun ve ihanete seyirci kesimleri, gazete ve yazarları nasıl da acımasızca tenkid ediyor... Bu sizi hiç utandırmıyor mu?

Ak Parti'ye destek vermek mi istiyorsunuz? O halde onun millî irfanda iz bırakan, defalarca seçim kazandıran felsefeden (raydan) çıkmamasını temin etmek üzere ve yapıcı olmak kaydıyla en sert eleştirilere ihtiyacı olduğunu unutmayın ve bir müfettiş gibi denetleyin iktidarı.

Yağcılık, yalakalık ve münevverlik (entelektüellik)... Bu üçü asla ve kat'a bir arada bulunamaz... Maskara bir kral duydunuz mu? Âlimler kralları da eğitir lakin krallar alimleri eğitemez.

Bir münevver için yalakalık en büyük, en rezil maskaralıktır. Zaten evrensel olarak da onu kimse entelektüel kabul etmez...