“Eğitim” olarak ifade edilen tahsil hayatı “formal” ve “informal” olarak iki kısma ayrılmaktadır. Belli bir plan ve program dahilinde olmayıp, hayatın akışı içinde ve ihtiyaçlara göre zamanı ve zemini değişen tarzda gelişen öğrenme safhasına “informal eğitim” denilmektedir.

'Eğitim' olarak ifade edilen tahsil hayatı 'formal' ve 'informal' olarak iki kısma ayrılmaktadır. Belli bir plan ve program dahilinde olmayıp, hayatın akışı içinde ve ihtiyaçlara göre zamanı ve zemini değişen tarzda gelişen öğrenme safhasına 'informal eğitim' denilmektedir. Buna 'Beşikten mezara kadar tahsil/öğrenme' olarak da ifade edilebilir.

'Formal eğitim', okullarda ve kuruluşlarda belli bir plan ve program dahilinde tatbik edilen sisteme denilmektedir. 'Formal eğitim', 'örgün ve yaygın' olmak üzere iki kısımda tatbik edilmektedir. 'Örgün eğitim', hayata atılmadan önce okul veya okul vasfı taşıyan mekanlarda, ilgili kanunlar çerçevesinde verilen 'eğitimdir'. 'Yaygın eğitim', 'örgün eğitimden' hiç faydalanamamış, ara sınıflardan ayrılmış veya kendini geliştirmek isteyenlere matuf/yönelik uygulamadır.

Yukarıda zikredilen hususların yanında muhtelif sebeplerden dolayı (aşağıda bu sebepler ifade edilecek) 'örgünden' yaygın eğitime geçişler olmaktadır. Bu makalede bu geçişler üzerinde durularak açık liseye geçişin 'zorlaştırılmasının' getireceği muhtemel sonuçlar değerlendirilecektir.

Bilindiği gibi 'örgün eğitim' sistemi ilk, orta, lise ve üniversite safhalarından teşekkül etmektedir. Devlete ait olan 'örgün eğitim' sistemi ücretsiz olarak tatbik edilmektedir. 2023 yılında yayınlanan bir akademik araştırmaya göre devlet okullarında öğrencilerin eğitimleri esnasında ihtiyaçlarının tamamının karşılandığı söylenemez (Can-Sakallı, 2023, s. 195).

Devlete ait okullarda ücretsiz 'eğitim' verildiği halde ve ayrıca kırtasiye ile kitapların bile ücretsiz verilmesine rağmen bu okulların bir veliler tarafından tercih edilmesi, üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken bir husustur.

'Örgün eğitimin' üçüncü dört yıllık devresini teşkil eden açık liseye intikal safhasındaki geçiş üzerinde duralım.

Bilindiği gibi açık lise, 4+4+4 sisteminin üçüncü kısmını teşkil etmektedir ve mecburidir. Bu düzenleme 2012 yılında yapıldı.

AÇIK LİSE NİÇİN TERCİH EDİLMEKTEDİR?

Soru şu: Açık lise niçin tercih edilmektedir?

Tespit edebildiğimiz kadarıyla açık liseye kayıtlı öğrenci sayısı2021 yılı itibariyle 1.452.331'dir (Can-Sakallı, 198). Açık liseyi tercih etme sebepleri şöyle sıralanabilir;

Okul ortamıyla ilgili hususlar.

Ailevi sebepler

Üniversite sınavına hazırlanmak

Zamanı iyi değerlendirmek

Ekonomik sebepler

Müfredatın ağır olması.

Bu hususta yapılan çalışmalarda elde edilen tespitlere göre açık liseyi tercih edenlerin büyük bir çoğunluğu kız öğrencilerden müteşekkildir. Bu durum, kızların okullaşma oranını artırmıştır.

2012'de 4+4+4 sistemi mecburi olarak hayata geçirilirken aynı zamanda üçüncü dört yıllık devreyi teşkil eden açık lise imkanı getirilmişti. 2012 yılında verilen bu imkandan, tespit edebildiğimiz kadarıyla daha çok kız öğrenciler faydalanmışlar.

Bunun sebepleri üzerinde durulmalıdır.

Mesela bunun sebebi karma eğitim olabilir mi?

Tespit edebildiğimiz kadarıyla şu anda Milli Eğitim Bakanı olan Yusuf Tekin, 2013 yılında bakanlık müsteşarı olarak karma eğitimin mecburi olup olmadığı hususunda şöyle demişti: 'Halk siyasal iktidara egemen olduğu gibi, burada da halkın değerleri belirleyici olmaya başladı… Halkın istediği şekilde Milli Eğitim Bakanlığı gerekli düzenlemeleri yapar".( Akit, 10 Aralık 2014)

Sayın Tekin'in bu ifadelerinden karma eğitimin mecburi olmaktan çıktığını anlamaktayız.

İsteyen karma eğitimi tercih eder isteyen diğerini tercih eder.

O zaman şu sorunun cevabını aramalıyız:

Açık liseye geçiş zorlaştırıldığına göre bu durum sayın bakanın davranışında bir çelişki arz etmiyor mu?

Sayın bakan anladığımız kadarıyla karma eğitimin mecburi olmasından yana değil.

Açık liseyi tercih edenlerin çoğunluğunu kız öğrenciler teşkil ediyor.

Bu tercihe ihtimam göstermek gerekmez mi?

Erkek öğrencilerden de farklı sebeplerle karma eğitimi tercih etmeyenler var.

Zamanı Verimli Kullanmak

Son yapılan araştırmalara göre açık liseye geçişler yaygınlaşmaktadır. Bunun temel sebebi üniversiteye daha iyi hazırlanmak olarak ifade edilmektedir.

Bu hususu biraz açalım:

Yapılan tespitlere göre 11. Ve 12. Sınıfa gelen öğrenciler üniversiteye hazırlanmak için dershaneye, etüt merkezine veya özel hocaya yönelmektedir.

Demek ki, 'örgün eğitimde' öğrenciler üniversiteye daha iyi hazırlanamamaktalar.

Açık liseyi tercih eden bir öğrencimizin tespitleri şöyledir: ''Amacım zamanı iyi kullanmaktı, şu an da kullanıyorum. İnternet çağında olduğumuz için ulaşabileceğimiz çoğu şey internette mevcut bu yüzden iyi çalışırsan olumlu yönde etkili olur. Herhangi bir dersi anlamadığında tekrar dinleyeceğin bir sürü hoca var internette' (Can-Sakallı, s. 216).

'Örgün eğitimde' öğrencilerimizin üniversiteye daha iyi hazırlanamamasının sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:

Zamanın verimli kullanılmaması.

Ortamın müsait olmaması.

Dersi verecek kalifiyede öğretmenlerin olmaması.

Bu üç hususu ele alalım:

Öğrencinin okula gitmek için harcanan zamanı düşünün.

İstanbul-Ankara-İzmir gibi büyük şehirleri tasavvur ediniz.

Saatleri alan bir yolculuk.

Bu yolculukta husule gelen stres yorgunluk. Açık liseyi tercih eden bir öğrencinin ifadeleri şöyle: 'm. Sürekli yorgundum ve okulda hiçbir şekilde ders çalışamıyordum. Yorgun olduğum için de odaklanamayıp hiç verim alamıyordum. Yani gidip gelmek bana zulüm geliyordu. Sabahın 07.30'unda uykumu alamamışken o yirmi dakikalık yolu çekmek işkenceydi açıkçası' (Can-Sakallı, s. 214)

Okula giderken harcanan zaman ve gelirken harcanan süre.

Düşünün, tramvaydasınız veya dolmuştasınız;

İtiş-kalkış ve argo ifadeler.

Öğretmensiniz veya öğrencisiniz ne fark eder?

Bu stres ve kargaşa açık liseyi tercih etmek için sizce bir sebep teşkil etmez mi?

Bunlar çok mu önemsiz?

Gelelim okul ortamına:

Acaba okul ortamı ne kadar müsait?

MEB'in Açık liseye geçişi zorlaştırması sebebiyle lisede görev yapan bir öğretmen arkadaşıma telefon ettim ve bu meseleyi sordum.

Telefon ettiğim saatte öğretmen arkadaşım 'nöbetçiymiş'.

'Nöbetçi ne iş yapar?' diye sordum.

'Okulumuza emanet edilen öğrencilerin takibini yapar' dedi ve şöyle devam etti:

'Fakat 6284 sayılı kanun sebebiyle öğrencilere fazla müdahil olamıyoruz. Bu durum öğrencilerde başıboşluk meydana getiriyor. Genel ahlaka uygun olmayan el ve dil şakaları yapılıyor. Bu el ve dil şakaları zaman zaman bizlere de yapılıyor. Zaten müdahil olamadığımız gibi lisanen de engel olmak 'lisanen tecavüz' olarak değerlendirildiğinden elimiz kolumuz bağlı. Bir kısım öğretmen arkadaşlar hiç ilgilenmiyorlar'.

6284 sayılı kanun bahsine girmiyorum. Bu ayrı ve devasa bir meseledir.

İşte bu sebepten dolayı açık lise tercih ediliyor.

İyi niyetli olduğunu düşündüğümüz sayın Milli Eğitim Bakanımızın bu ortamdan haberi vardır ümit ederiz.

Böyle bir ortamdan dolayı aileler açık liseyi tercih etmesinler mi?

Açık liseye geçişi zorlaştırmak milletimizin temayüllerine aykırı olmaz mı?