Gemicilik şirketlerinin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na kaydırması veya askıya alması sonucunda, Kızıldeniz'deki gemi trafiğinde önemli düşüşler yaşanıyor. MarineTraffic'ten alınan verilere göre, Kızıldeniz'de geçen yılın ilk çeyreğinde 7,804 olan konteyner gemi geçişleri, bu yılın aynı döneminde 3,464'e geriledi ve %55,6 azaldı.

Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) gemi geçişleri ise aynı dönemde %84,3 oranında düşüş göstererek, Kızıldeniz'deki LNG ticaretini neredeyse durma noktasına getirdi. Bölgeden kuru yük gemi geçişleri %20,8 ve yaş yük gemi geçişleri %21,6 oranında azalırken, LPG gemi geçişleri %12, Ro/Ro geçişleri %46 ve karışık kuru yük gemi geçişleri %11,8 geriledi.

GEMİLER ROTASINI DEĞİŞTİRDİ

Kızıldeniz'deki artan gerilim ve gemilerin rotasını Ümit Burnu'na çevirmesi, ticaret rotalarının uzamasına neden oldu ve bu durum navlun maliyetlerinde artışa yol açtı.

Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi (BIMCO) Baş Analisti Niels Rasmussen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Baltık Kuru Yük Endeksi'ne göre navlun fiyatlarının bu yılın ilk çeyreğinde 2023'ün aynı dönemine göre Çin-Avrupa hattında %39, Çin-Akdeniz hattında %30 arttığını, ancak Çin-ABD Doğu Kıyısı hattında %1 azaldığını belirtti.

Rasmussen, ayrıca Baltık Kuru Yük Endeksi'nin bu dönemde %84 arttığını, Baltık Temiz Tanker Endeksi'nin ise %18 yükseldiğini paylaştı.

Rasmussen, Baltık Kirli Tanker Endeksinin ise ilk çeyrekte 2023'ün aynı dönemine göre yüzde 8 düştüğünü belirtti. Tüm gemi türlerinin Kızıldeniz'den kaçındığını ve Süveyş Kanalı'ndan geçişi durdurarak daha uzun bir rota olan Ümit Burnunu kullandığını ifade eden Rasmussen, şu verileri paylaştı:

"Ocak 2024'te Süveyş Kanalı'ndan haftalık ortalama geçişler ton cinsinden ölçüldüğünde Ocak 2023'e göre yüzde 38 daha düşüktü. Mart 2024'te geçişler geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51 daha düşüktü. Martta Süveyş Kanalı'ndan geçişler, kuru yük gemileri için 2023'ün aynı ayına göre yüzde 39, ürün tankerleri için yüzde 48 ve konteyner gemileri için yüzde 85 azaldı."

PİYASADA ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLERE YOL AÇTI

Niels Rasmussen, Kızıldeniz'deki gerilim öncesinde talebin oldukça düşük olduğunu ve yeni gemilerin teslim edilmesiyle konteyner talebinde herhangi bir aksaklık yaşanmadığını belirtti. Kuru yük ve tanker gemilerinin normalde Süveyş Kanalı'ndan geçişinin düşük olduğunu vurgulayan Rasmussen, bölgedeki gerilim nedeniyle gemilerin rotalarını Ümit Burnu'na çevirmesinin konteyner piyasasında önemli değişikliklere neden olduğunu ifade etti. Önceden, 2024 için beklentinin arz-talep dengesi ve navlun fiyatlarının daha da zayıflayacağı yönünde olduğunu ancak talebin arttığını ve daha uzun sefer mesafeleri nedeniyle arz-talep dengesinin sıkılaştığını belirtti.

Navlun fiyatlarının Kovid-19 dönemi kadar olmasa da arttığını ve bu durumun tüketici fiyatlarına da yansıyabileceğini dile getirdi. Süveyş Kanalı yerine Ümit Burnu'ndan geçişin deniz ticaretinde önemli bir risk oluşturduğunu vurgulayan Rasmussen, tüm gemilerin Süveyş Kanalı'ndan geçişini durdurma ihtimalinin küresel gemi filosunun taşıma kapasitesini zorlayabileceğini ve sera gazı emisyonlarını artırabileceğini sözlerine ekledi.

BU DURUM MALİYETİ ARTIRDI

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann, dış ticaret açısından Süveyş Kanalı'na en fazla bağımlı olan ülkelerin Sudan, Yemen, Cibuti, Suudi Arabistan ve Seyşeller olduğunu belirtti. Hoffmann, bu ülkelerin dış ticaret hacimlerinin %20 ila %30'u arasında Süveyş Kanalı'na bağımlı olduğunu ve ticaret maliyetlerinin arttığını ifade etti. Mısır'ın da Süveyş transit gelirini kaybettiği ve aktarma limanlarının nakliye yollarının kavşağında olmadığı için olumsuz etkilendiğini vurguladı. Aynı şekilde, Doğu Akdeniz'deki tüm ülkelerin, gemilerin artık Süveyş Kanalı'ndan geçmemesi nedeniyle Asya'dan gelen ticaret için bir çıkmaza girdiğini ve bu durumun maliyetleri artırdığını söyledi.

Hoffmann, şu anda ithalat maliyetlerinin arttığını ancak bu durumun devam etmesi halinde talebin değişen fiyatlara uyum sağlayacağını ve ticaret modellerinde değişikliklere yol açacağını belirtti. Artan ithalat maliyetlerinin tüketicilere yansımasının zaman alacağını da vurgulayan Hoffmann, Kovid-19 sırasında yüksek navlun fiyatlarının enflasyona yaklaşık 1,5 puanlık bir etkisi olduğunu tahmin ettiklerini ancak bu sefer durumun farklı olduğunu ifade etti. Hoffmann, salgın döneminde arzın çok düşük olduğunu ancak şu anda birçok yeni konteyner gemisinin devreye girdiğini belirtti.

Kaynak: AA