CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında Ozan Ceyhun'un Viyana Büyükelçiliği'ne atanmasını eleştirdi.

Kılıçdaroğlu, "Bir ülkücü kardeşimizin ölümü nedeniyle aranıyordu. Vatandaşlıktan çıktı. Sözde Ermeni Soykırımı'nın tanınması için mücadele etti. Şimdi büyükelçi. Bu büyükelçiliği de sayın Bahçeli'ye armağan ediyorum" ifadelerini kullandı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"AYAKKABI KUTUSUNDA RÜŞVET ALAN ADAM NASIL BÜYÜKELÇİ TAYİN EDİLİR?"

Büyükelçilik namuslu insanların yapması gereken bir görevdir. Ama ayakkabı kutusuna da rüşvet alan bir adamı büyükelçi derseniz namuslu ve şerefli kavramını kirletirsiniz. Bu zat aynı zamanda kuranla da dalga geçiyordu. Bakara makara diyerek. Bunların ne kadar samimi olduğu buradan belli. Ayakkabı kutusunda rüşvet alan adam nasıl büyükelçi tayin edilir?

Ya o adam daha büyük bir rüşvetle devletin sırlarını satarsa ne diyeceğiz! Devletin kozmik odasını bunlar açmadı mı? Üzüm üzüme baka baka kararır derler.

Bir ülkücü kardeşimizin ölümü nedeniyle aranıyordu. Vatandaşlıktan çıktı. Sözde Ermeni Soykırımı'nın tanınması için mücadele etti. Şimdi büyükelçi. Bu büyükelçiliği de sayın Bahçeli'ye armağan ediyorum.

"ZAFER ÇAĞLAYAN'IN SAAT MERAKI VAR, İSVİÇRE YAKIŞIR"

Bir büyükelçimiz daha var. Şaban Dişli .Bir milyon dolar rüşvet alan adam. Belgesini ortaya koyduk. O da şimdi büyükelçi. Ama iki kişi var. Onlarında hakkı. Muammer Güler. O büyük götürdü. Diğeri Zafer Çağlayan desek ki Moskova büyükelçisi yanlış yapmış oluruz. Neden saat merakı var. En iyisi İsviçre.

Belki unutmuşsunuzdur hatırlatayım. Zafer Çağlayan 28 seferde 52 milyon dolar rüşvet aldı. Muammer Güler 10 seferde 10 milyon dolar rüşvet aldı. Egemen Bağış 3 seferde 1 milyon dolar. Şaban Dişli de belgesiyle ortaya koyduk o da ondan beslendi

Dünya adalet üzerine inşa edildi. Aramızda hukuk fakültesi öğrencilerimiz var, özellikle onlara seslenmek istiyorum: Adaletten şaşmayacaksınız. Adalet, egemen güçlerin önünden eğilmemek demektir. Adalet, hiçbir egemen güçten talimat almamak demektir. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz.

Bu ülkeye baharı getirmek mümkün. Bu ülkenin huzur içinde yaşamasını sağlamak mümkün. Bu ülkeye adaletin getirilmesi için de mücadele vereceğiz.

​Yargıtay Başkanı'na, Anayasa Başkanı'na sorun, adalete duyulan güven yerlerde sürünüyor.
Adalet Bakanı, '2019 yargıya güven yılı olacak' dedi. Demek ki, önceki yıllar yargıya güven duyulmuyordu. 2019 yargıya güven duyulan bir yıl oldu mu? Hayır. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en ağır yargı krizini yaşamaktadır.

Yargının siyasallaştığını defalarca söyledik. Tarihten gelen adalet duygusu giderek zemin kaybetti.
Osman Kavala için mahkeme beraat kararı veriyor. Cezaevi aracındayken Erdoğan konuşuyor, "Onu beraat ettirmeye kalkıştılar" diyor. Yargıya göz dağı veriyor. Kimsin sen? Kimsin?

Kavala, cezaevi aracının içinden tekrar cezaevine götürüldü. Bu mudur adalet? Bu insani, ahlaki, vicdani bir meseledir. Bunu sadece siyasetin terazisine koyarsınız yanlış yaparsınız.