Katil İsrail'in Gazze'de masum çocuklara, kadınlara ve sivillere yaptığı insanlık dışı zulmün şiddeti her geçen gün artıyor. Hastanelere, okullara ve yerleşim yerlerine saldıran şeytanın ordusu Filistin'deki canları insandan saymadıklarını her fırsatta yaptığı zulümle ispatlıyor. Dünyanın üç maymunu oynadığı soykırıma dur demek her Müslümanın boynunun borcudur. Zulme ortak olmak istemeyen her Müslümana İslam dininde bir cevap muhakkak vardır.

Dünyanın seyirci kaldığı zulme ses çıkarmak aslında sanıldığı kadar zor değil. Siyonist İsrail'in vahşet dolu saldırılarına seyirci kalmamanın yollarından biri de boykottan geçiyor.

'Düşmanla savaşmak şer'an farzdır. Ekonomik boyut bu farzın şekillerinden biridir. Cihad ayetleri beden ve nefis cihadını kapsadığı gibi mal ile olan cihadı da kapsıyor. Hz. Peygamber (s.a.s) zamanında da böyleydi. Bedir savaşı öncesinde Hz. Peygamber'in (s.a.s) Kureyş'i zayıflatmak ve gücünü kırmak için Kureyş kervanını ele geçirme isteği bundandır. Müslümanlarla savaşan müşriklerin mallarını boykot etmek İslam'da var olan bir ilkedir ve bunun bir çok delili de mevcuttur.

BOYKOT NEDİR, NASIL YAPILMALI?

Boykotun nasıl yapılacağını anlamamız için öncelikle kelime anlamını bilmemiz gerekir. Boykot belli bir amacı gerçekleştirmek için baskı yapmak, bir kimseyle, bir yerle, bir topluluk, kuruluş ya da bir ülkeyle her türlü ilişkiyi kesme kararı almaktır. Boykotun amacı kişilere biz sizden değiliz ve sizi desteklemiyoruz mesajı vermektir. Boykot etmediğiniz, satın aldığınız veya satışını yaptığınız her ürün zulme ortak olmanıza neden olur.

Gelin boykotu nasıl yapacağımızı birde İzz bin Abdisselam'dan (rha) öğrenelim;

Şam'da Melik Salih İmaduddin İsmail, haçlılarla anlaşma yaparak Sakif, Sayda, Safd ve bazı kaleleri onlara bıraktığında aynı şekilde Haçlıların Şam'a girip silah almalarına da izin verilince İzz bin Abdisselam (rha), silah satışının haram olduğuna hükmedip yapılanın haram olduğunu sultanın yüzüne haykırdı.

Bununla da yetinmeyen İzz bin Abdisselam (rha) esnafları bir bir gezerek şöyle bir fetva yayınladı:

"Bugünden sonra topraklarımıza girip çıkan Haçlılara hiçbir şey satılmayacak ve hiçbir şey alınmayacaktır." [1]

Hatta kılıç üreten esnaflara giderek özellikle onlara Haçlılar için kılıç yapmanın ve satmanın haram olduğu fetvasını verdi ve bu hususa dikkat etmeleri gerektiğini telkininde bulundu. Buna riayet etmedikleri taktirde Allah katında zulme ortak olmaktan ötürü zalim olacaklarını açıkça beyan etti.

''ZALİMLERLE ALIŞVERİŞ YAPMAK ZULME ORTAK OLMAKTIR''

Aynı günlerde bir terzi, "Ey Şeyh, Haçlılar bana elbise diktirmeye geliyorlar. Ben Haçlılara elbise dikersem zulme ortak olur muyum?" diye sorar.

İzz bin Abdisselam'ın cevabı keskindir: "Hayır, sen zulümlerine ortak olmazsın. Sana iğne iplik satan zulme ortak olur, sen zalimin ta kendisi olursun."

İzz bin Abdisselam (rha) boykot etmediğiniz her zulme ortak değil zulmü yapanın kendisi olacağımızın altını çizerek, zalimlerle alışverişin kesinlikle yapılmaması gerektiğini ifade etmiştir.

Bizlerde boykotu görev edinmeli zalimin zulmüne ortak olmamalıyız.