Kahır ah nasıl bir kahır! Gazze’den dünyaya toz bulutu gibi dağılan kahır iliklerimize kadar işliyor! Yakıcı çok yakıcı… Feci! Ya yaşayanlar…
Kahır ah nasıl bir kahır!
Gazze'den dünyaya toz bulutu gibi dağılan kahır iliklerimize kadar işliyor!
Yakıcı çok yakıcı…
Feci!
Ya yaşayanlar…
İliklere kadar işleyen sancı…
Yürek kavuran…
Dil susuzluktan konuşamaz halde!
Yürek acıdan yangın yeri!
Geride kalmak çok zor, zindan karanlığı!
Bitmiyor, yarına umutlar ile uyanmıyor Gazze…
Günaydın demeyeli kaç sabah oldu!
Günlerdir akşam yemeği yapmıyor anneler çocuklarına…
Normal bir yaşamı bırakın, bir ekmek bulmaya gidip geldiğinde aileni şehit olmuş buluyorsun Gazze'de!
Yüreğin gözyaşları kan kırmızısı olmuş akıyor.
İsrail işgal güçleri Nasr Çocuk Hastanesi'nde
doktorlar ve sağlık personelini silah zoruyla tahliye etti. 20 gün sonra hastaneye geri döndüklerinde prematüre bebek servisinde hasta 5 bebeğin hepsinin öldüğü ve cesetlerinin çürüyüp kurtlandığı görüldü.
İsrail her gün insanlık adına kara kaplı ölüm defterine siyah kalemle yeni katliamların tarihini not etmeye doymuyor.
Böylesine bir katliam yaparken diğer yandan da propaganda ile kendine yönelik tepkileri hem bastırıyor hem de başka amaçlar için kullanıyor.
Harvard Üniversitesi'nde yaşananlar buna bir örnek!
İlk olarak ABD'deki Siyonist lobi tarafından imzaladıkları bildiriyle Hamas'ın 7 Ekim'de düzenlediği Aksa Tufanı operasyonunun nedensiz olmadığını, Filistin halkının uzun yıllardır işgal ve zulüm altında olduğunu söyleyen Harvardlı öğrenci topluluğunun Yönetim Kurulu ve organizatörlerinin isim ve fotoğrafları, üniversitenin çevresinde dolaştırılan kamyonla gösterilmişti. Fişlenmişlerdi yani!
İsrail'e tepki gösterilerinde ifade özgürlüğünü savunan üniversitenin ilk siyahi rektörü Claudine Gay, bağışçıların ve bazı siyasetçilerin yoğun baskısına maruz kalmıştı.
Gay, antisemitizm iddialarının yanı sıra "intihal" ile suçlanmış ve bu bağlamda ABD Kongresi'nde ifade vermişti.
Gösterilerle ilgili sözlerini geri aldığını duyursa da istifa etmesi için üzerinde baskı kuruldu ve istifa etmek zorunda kaldı.
İstifa eden Harvard rektörü ölüm tehditleri aldığını, ırkçı hakaretlere uğradığını açıkladı.
Bu sadece bir örnek.
Şu an bunun çok daha büyüğü yaşanıyor.
Büyük bir felakete daha kapı aralıyor İsrail!
İsrail, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'nun (UNRWA) 12 çalışanının Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı Operasyonu'na karışmakla suçlaması, birçok batılı ülkenin UNRWA'ya yaptıkları milyonlarca dolarlık yardımı kesmesine sebep oldu.
7 Ekim'den bu yana 1 milyon Filistinli, UNRWA'nın okullarına, kliniklerine ve kamu binalarına sığınıyor. İsrail'in saldırılarının durdurak bilmediği Gazze nüfusunun neredeyse tamamı, gıda, su ve hijyen malzemeleri gibi temel malzemeler için UNRWA'ya muhtaç.
İsrail 7 Ekim dışında UNRWA'yı Hamas'ın sivillere yönelik yardımları 'hortumlamasına' göz yummakla suçluyor. Bununla birlikte UNRWA tesislerinin yanından ya da altından geçen tünellerin Hamas'a ait olduğu suçlamasını da yöneltiyor.
UNRWA ise bu iddiaları kesin bir dille reddediyor. Bünyesinde çalışan personel listesini İsrail'in de olduğu ülkelerle paylaştığını belirtiyor.
Büyük fon kesintileri, Gazze'de felaketin eşiğinde olan insani durumu daha da kötüleştirecek.
UNRWA Başkanı Philippe Lazzarini, fonların kesilmesinin ardından yaptığı açıklamada 'UNRWA, Gazze'de ve bölgedeki faaliyetlerini şubat ayı sonundan itibaren sürdüremeyebilir.' dedi.
İsrailli yetkililer, ajansın lağvedilmesi çağrısında bulunuyor.
Türkiye'de endişesini dile getirdi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada 'UNRWA'ya yardımları kestiğini açıklayan ülkelerin bu kararlarını gözden geçirmelerini temenni ediyoruz.' denildi.
Düşünebiliyor musunuz Netanyahu bir yandan daha önce göç etmeye zorladıkları ve Filistinlilerin sığındığı Refah'a yönelik 'Saldırmazsak savaşı kaybederiz' derken diğer yandan kıtlıktan ölümlerin yaşanmaya başlandığı Gazze'de UNRWA'ya yardımları tamamen kestirerek tüm Gazze halkını açlıktan öldürmeyi planlıyor.
Gazze'de her yer ölüm kokuyor.
