HARİCİLER VE FETÖCÜLER

Hariciler Hz. Ali döneminde hakem olayında ortaya çıkmış Hz. Ali’ye kâfir deyip ordusundan ayrılan ehlibeyte ve müminlere lanet ve küfrederler. Hz. Ali’ye çok sert biçimde düşmandırlar.

Dahası Hz. Peygambere ve ashabına söverek Hz. Osman’ı şehit etmekle de övünürler. Muhalefet ve başkaldırma geleneğine çok sıkı bağlı olan hariciler amaçları için her yolu mubah sayarlar. Özellikle de kavmiyet psikolojisiyle hareket ettiklerinden Kur’an’ı kerim ayetlerini menfi bekası doğrultusunda yorumlayarak İslam âleminde sürekli olarak fitne çıkartmaktan asla geri kalmamışlardır.

Haricilere göre müminler kâfir olarak gördükleri için malları ve kanları da helaldir. Bunun için de asırlarca İslam’a karşı hep kâfirlerle birlikte savaşmışlardır. Bu münafıklar görünürde sözde muttaki mümin gibi ibadete çok düşkündürler. Her türlü küçük ve büyük tüm günahları küfür kabul ederler. Bunlara göre sadece kendileri cennetliktir.

Öyle ki, Hariciler secde etmekten alınları nasır bağlarmış.

Bunlardan bir grup zamanın birinde bir Hristiyan’ın bahçesinden geçerken orada bulunan birisine Hz. Ali'yi sevip sevmediğini sorar, o da sevdiğini söyleyince adamı öldürürler. Sonrasında bahçeden meyve koparır ve yerler. Giderken içlerinden biri der "Yahu biz o bahçeden meyve yedik, o bahçe sahibinden izin almadık, gidelim helalleşelim" der. Giderler helalleşmek isterler. Onların her iki haline de şahit olan o Hristiyan haricilere der ki: sizin halinize şaştım kaldım, biraz önce sırf Ali'yi sevdiğini söyleyeni bu sebeple öldürdünüz, şimdi de benden bu meyveler için helallik istiyorsunuz.

Şimdi ibadet anlayışlarından dolayı kendilerine toz bile kondurmayan haricilerden çok daha fazla beter olan bu zamanın haricilerinden FETÖ militanı Hakan Şükür telefonla arayarak Galatasaray’a olan aidat borcumu ödeyeceğini ve helalleşmek istediğini belirtmiş. Az bile demiş böyle devlete her şey müstahaktır. Acaba Hakan Şükür yurt dışına kaçarken devlet neredeymiş?

Yalanı ibadet neşveliyle söyleyen,

Hile tuzak ve kumpaslar kuran, Kâfirlere casusluk yapan,

Devlet sırlarını ve sınav sorularını çalan,

Şantaj ve tehditlerle zekât filtre sadaka öşür himmet yardım ve kurban toplayan,

Faili meçhul cinayet ve suikastlarla nicelerin infazına neden olan,

Silahlı darbe yaparak devleti yıkmaya çalışan 250 vatan evladını şehit eden sapık bir örgütün militanı olacaksın sonra da helallikten bahsedeceksin öyle mi?

Suç sende değil Hakan Şükür.

Maalesef suç yüce Türk devletinin çünkü seni zamanında yakalayıp yargılamayınca tabi ki devletle de alay edersin milletle de, Şerefsizlere göre normaldir. Şerefsizlik yapmak parayla değil ki.

Katran kaynamayla olur mu şeker

Cinsine tükürdüğüm cinsine çeker.

En önemli rezalet de Hakan Şükür’ü üyelikten çıkarmayan Galatasaray kulübü resmen millete ve devlete meydan okuyor ve bu devlette sessiz kalıyor devletin en üst düzey bürokratları da mal gibi seyrediyorlar. İşte sözün bittiği yer.

Ey Türk devletinin kudretli cumhuriyet savcıları siz ne iş yaparsınız? Yok, mu içiniz de bir yiğit delikanlı vatan evladı çıkıp devletin bekası için Galatasaray yönetimine yok mu hesap soracak? İşinize geldiğinde mi resen doğrudan soruşturma açıyorsunuz?

Devletin egemenliğini alenen aşağılayan Galatasaray yöneticileri halen bu memlekette elini kolunu sallayarak lüks arabalarla yatlarda katlarda gezecekse devlet adeta sanki düşmüş demektir.

Nerede Türk devletinin muazzam kudreti ve mukaddes üstünlüğü, yoksa Galatasaray kulübüne gücü yetmiyor mu? Adeta Siyonist teröristlerin kaba etlerini yalayan yöneticilere dersini veremiyor mu?

Kanunlarımız sadece garibanlara ve masumlara gelince mi işliyor?

Sadece dünyanın değil adaletinde çivisi çıkmış.