-Son zamanlarda İslam’ın kutsallarına saldırının dozunu artıran Yahudiler kim?

-Yahudi ismi nereden geliyor.

-Hz.İbrahim Yahudi mi?

-Yahudiler gerçekten peygamber öldürmüş mü

-Tüm kutsal kitapları neden inkar ederler?

-Yahudîler hangi peygamberlere eziyet etti?

-Yahudilerin Yuşa Aleyhisselâm'ı neden taşladı?

-Hz. Süleyman'a nasıl iftira ettiler?

-Yahudilerin Peygamberimizi öldürme teşebbüsleri.

-Yahudiler ve büyü...

-Yahudi İbni Sebe'nin İslam üzerindeki oyunları

-Yahudiler Peygamberimiz'in kabrini neden açmak istedi...

-Abdülhamid'e olan düşmanlıkları...

YAHUDİ İSMİ NEREDEN GELİYOR?

Kendi ırkını üstün gören bir kavim hangi diye sorulsa hiç tereddütsüz verilen cevap Yahudiler olacaktır. Allah tarafından gönderilen ve kendilerini hidayete davet eden peygamberleri bile gözünü kırpmadan katleden Yahudiler, geçmişte atalarının yaptığı zulmü bugün de torunları devam ettiriyor. İstiklal Yahudi mezâlimi yani Yahudiler zulümleri dosyasını açıyor.

Yahudî kelimesi, Yahudî ırkını ifâde eder. Kendillerine Yahudî denmesinin üç sebebi var.

- Yakub Aleyhisselâm'ın Yehudâ adlı oğlunun soyundan gelmeleriden ona nispet

- Buzağıya taptıktan sonra pişman olup yeniden hidâyete ermeleri

- Kendilerine bir peygamber geldiği zaman, mülklerine sarılmaları ve peygamberleri öldür­melerindendir. (1)

Yahudî ile Benî İsrâil aynı manâ'yadır. Benî İsrâil, İsrâil oğulları demektir. İsrâil, Abdullah, demektir. Yakub, Aleyhisselâm'ın lakabıdır. Yahudîler, Yakub Aleyhisselâm'ın dördüncü oğlu Yehudâ nisbetle bu ismi almışlardır. Yahudî ile İsrâil oğulları aynı manâ da olmalarına rağmen, Yahudî kelimesi, İsrâil oğulları kelimesine göre biraz daha kin, nefret, düşmanlık, zulüm, işkence ve acı­masızlık ifâde eder. Mezâlim, zulmün cemisidir. Zulümler demektir. Yahudî mezâlimi, Yahudîlerin zulümleri demektir. Yahudi Mezâlimi, Yahudîlerin, insanlığa ve özellikle Müslümanlara yaptıkları zulmü ve insanlık dışı işkence­leri ifâde eder. Yahudîlerin insanlığa yaptıkları zulüm de­mektir.

  1. İBRAHİM YAHUDİ DEĞİLDİ

Yahudiler'in İbrâhim Aleyhisselâm ile ilgileri yoktur. Yahudilerin kendilerine kudsiyet vermek için, Hazret-i İbrâhim’e nisbetlerinin olduğunu iddia etmektedirler. Yahudilerin, İbrâhim Aleyhisselâm ile ilgileri yoktur. Yakından ve uzaktan hiçbir ilgileri. Çünkü İbrâhim Aleyhisselâm, Yahudi değildi.

Cenab-ı Allâh, Kur'ân-ı Kerim'de:

-"İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyandı; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı, müşrikler­den de değildi." (2) buyurmaktadır. Allâh'ın kitabı, karşısında Yahudilerin bütün yalanları ve iddiaları boştur. Kur'ân-ı Kerimin karşısında bütün sular durur. Cenab-ı Allah, İbrâhim Aleyhisselâm'ın Yahudi olmadığını belirttiği halde, herhangi bir Yahudinin kendi­sini O Yüce zâta nisbet etmesi yalandan başka bir şey değildir. Cenab-ı Allah, Yahudilere şöyle seslenmektedir:

-"Ey Kitap ehli! (Yahudi ve Hırıstiyanlar): İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musu­nuz?" (3) İyi düşünüldüğü zaman, Tevrât ve İncîl'in İbrâhim Aleyhisselâm'dan asırlar sonra indiği ortaya çıkacaktır. İbrâhim Aleyhisselâm'ın kendisinden asırlar sonra inen bir kitablara ve dinlere bağlı olması mümkün mü? İbrâhim Aleyhisselâm, asla Yahudi değildi.

YAHUDİLER HZ. İBRAHİM’İN SOYUNDAN MI?

Yahudilerin Hazret-i İbrâhim (4) ile igilleri olmadığını ve İbrâhim Aleyhisselâm'ın Yahudi olmadığını Cenab-ı Al­lah, kitabında bizlere bildirdi. Yahudiler, İbrâhim Aleyhisselâm'ın soyundan olduk­larını iddia etmektedirler. Ve bu yüzden kendilerine bir karızma veriyorlar. Bu gün yaşayan Yahudilerin, İbrâhim Aleyhisselâm'ın soyundan gelip; gelmediklerini kesin olarak bilmiyoruz. Fakat, Efendimiz (s.a.v.) Hazretlerinin en büyük düşmanları olan Mekkeli müşriklerde İsmail Aleyhisselâm'ın ve dolayısıyla İbrâhim Aleyhisselâm'ın so­yundan geliyorlardı. Mekkeli müşrikler, ne kadar değerli ve kutsi insanlar idiseler, Yahudilerde o kadar bir karızmaya sahiptirler. Yahudilerin İbrâhim Aleyhisselâm'ın soyundan geldiklerini iddia etmeleri onlara bir değer, kudsiyet ve karızma vermez. Bütün insanlar, Adem Aleyhisselâm'ın zürriyetidir. Nuh Aleyhisselâm'ın oğlu küfürde gitmişti. Gemi Cüdi dağında karaya oturduktan sonra, Nuh Aleyhisselâm şöyle dua etmişti:

-"Ey Rabbim! Oğlum benim ehlimdendi senin vaadin de elbette haktır ve gerçektir. Ve sen hakimler hakimi­sin." (5)

Cenab-ı Allah cevaben:

-"Ey Nuh! O kesinlikle senin ehlin (âilen)'den değildir. Çünkü o salih olmayan bir amelin sahibidir. Hak­kında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben, seni, cahillerden olmaktan sakındırırım." (6) buyurdu.

Bu âyet-i kerime, iman etmeyen, peygamberlerin yolunda gitmeyen ve salih amel işlemeyen kişiler, maddi olarak, peygamberlerin sulbundan olsa bile onla­rın ehli beyti olmadığını bize ve bütün insanlığa duyur­maktadır. İlâhi bu hakihattan sonra Nuh Aleyhisselâm şöye ni­yazda bulundu:

-"Ey Rabbim! Ben bilmediğim bir şeyi istemiş olmak­tan dolayı sana sığınırım. Sen beni bağışlamaz­san, bana merhamet etmezsen ben hüsrana uğrayanlar­dan olurum." (7)

Yahudilerin, İbrâhim Aleyhisselâm'ın soyundan geldi­ğini söyleyenler bir durup, bin düşünmelidirler.

İBRAHİMİ DİNLER

Dünyamız hızlı bir şekilde dönmektedir. Büyük bir değişikliğe uğramakta. Son dönemlerde globalleşme (8) hareketleri ülke­mizde başlatıldığı zaman, bazı kesimlerin iyi niyetle "İbrâhimî Dinler" ifâdesini kullandıklarını gördük. (9) "İbrâhimî Dinler" tabirini kullanmak sakıncalıdır. Yahudilik ve Hırıstanlığın İbrâhimî dinler olduğunu söylemek Kur'ân-ı Kerime mühâlefettir. Yahudilik ve Hıristiyanlığın İbrâhimî dinler olduğnu söylemek tarihi bilmemektir. Cenab-ı Allah, bu konuda şöyle buyurmaktadır:

"- Ey Kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsu­nuz? Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indi­rilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?

- İşte siz böylesiniz. Haydi biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, ya hiç bilginiz olmayan şey hakk­ında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.

- İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyandı; fakat o, Alla­h'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı, müşrikler­den de değildi.” (10)

KAYNAKLAR

(1) İsmâil Hakkı Bursevi, Ruhu'l-Beyan Tefsiri, c. 1, s. 153, Osmanlı yayınevi(2) Âl-i İmrân: 3/67 (3) Âl-i İmrân: 3/65 (4) İbrahim Aleyhisselam: Halilullah veya Halilurrahmân olarak bilinir. Keldânî kavmine gönderilen büyük bir peygamberdir. Babası mümin olan Âzer olup annesi Emile’dir. (Babasının ismi Taruh olup, amcasının isminin Azer olduğu rivayeti üzerinde de durulmaktadır) Efendimizin dedelerindendir. Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki bölgede doğdu. (Urfa da doğduğu ve yine Urfa da Nemrud tarafından ateşe atıldığı tevâtür derecesinde kuvvetlidir.) Kahinler, Nemrud’a “doğacak olan bir erkek çocuğun saltanatını yıkacağı…” şeklinde bir haber bildirdikleri için Nemrud yeni doğan bütün erkek çocukların öldürmesini emretti. Hazreti İbrahim’in annesi Emile hanım, onu şehir dışında bir mağarada doğurdu. Herkesten gizledi. Daha sonra İbrahim Aleyhisselam'ı annesi mağaradan çıkarıp eve getirdi. İbrahim Aleyhisselam kavminin taptığı putlarla alay etti. Herkesin geziye çıktığı bir gün İbrahim Aleyhisselam put hane'ye girip bütün put ve heykelleri kırdı, parçaladı. Nemrud ile mücâdele etti. “Rabbim Allah’tır” dediği için, Nemrut tarafından ateşe atıldı. Cenab-ı Allâh’ın: “Ey ateş! İbrahim için serinlik ve selamet (esenlik) ol!” (el-Enbiyâ 21/69) emriyle ateş serin ve selâmet oldu. Urfa'dan hicret edip Harran'a ve oradan da Mısır’a gitti. Cenab-ı Allah’ın emriyle Oğlu İsmail Aleyhisselam ile birlikte Mekke’de Kâbe’yi binâ etti. Oğlu İsmail Aleyhisselam'ı kurban etme imtihanına tabi tutuldu. Cenab-ı Allah, kendisine cennetten bir koç gönderdi. İbrahim Aleyhisselam zengin, cömert ve misâfir perverdi.(5) Hud: 11/45(6) Hud: 11/46(7) Hud: 11/47(8) Globalleşme, küreselleşme demektir. Globalizm, bilim, teknik, sanat, hukuk, siyâset, kültür ve isktisâdî alanlarda dünyadaki bütün ülkelerin birbirlerine daha çok bağımlı hale gelmeleri, devletlerin arasındaki sınırlarının önemlerini yitirmesi ve bütün insanların ortak değer yargıları ve tavırları benimsemek demektir. Günümüzde Sovyet bloklarının dağılmasıyla tek kutuplu bir dünyanın ortaya çıkmasıyla, iletişim, ulaşım teknolojisinin hızlı bir şekilde gelişmesiyle küreselleşme düşüncesi hızlı bir şekilde dünya kamu oyunda yayıldı. Müslümanlar açısından küreselleşmek kimine göre, batılaşma ihânetidir. Kimine göre, ise, tebliğ görevini yapmak için, gayri müslimler ile iletişim ve diyalog kurmaktır. Globalleşme de Müslümanların etkileyici kişi mi yoksa etkilenen kişi mi olacağı tartışılmalıdır. (9) İbrahim Dinler, tabirini kullanarak, Yahudilerin peygamberler şehri Şanlıurfa’nın mümbit ve bereketli toprakları olan Harran’da toplantılar yapmalarının asıl maksatlarından Türkiye’nin birikimi olan GAP'a yerleşme planıdır. GAP gelişme demektr. Bilindiği üzere GAP ile Fırat’a gem vuruldu. Hırçın olan nazlı Fırat’a gem vurulmasıyla beraber bölgenin ekonomik ve siyasî havası büyük bir değişime girdi. Şu anda kabul etmekte etmesekte hızla büyük bir Globalleşmeye doğru gidiyoruz.. GAP bölgesinde her gün uluslararası düzeyde bir toplantı yapılmaktadır. Dünyânın ekonomi devleri gözlerini bölgemize dikmişler. Sadece ticâret, ekonomi ve siyâset değil; din ve bilim adamlarının gözüde GAP’ın merkezi olan Şanlıurfa ve civarındadır. GAP ile güneydoğu Anadolu bölgesinin çehresi değişti. Bütün dünyanın gözü Güneydoğu Anadolu Bölgesindedir. Yakın bir zamanda GAP’ın merkezi olan Şanılurfa’da bir çok yabancı ülke elçilikler açacaktır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ticâretin, ekonominin merkezi olacaktır. Şanlurfa, ticâret ve ekonominin merkezi olduğu gibi, bilgi, sanat ve kültüründe merkezi olacaktır. Şanlıurfa’da onlarca üniversite acılacaktır. Vakıflar burada üniversite açmak için birbirleriyle yarışacaklar. Yeni yeni bilimsel keşfler buradan dünyaya duyurulacaktır. GAP bölgesi dünyanın en gelişmiş ve en modern bölgelerinden biri, Şanlıurfa’da en büyük metropollardan biri olacaktır. Ülkenin kalbi Şanlurfa’da atacaktır. Gelişme süreci başladı. Yahudiler, GAP bölgesine yerleşme planları kurmaktadırlar. Şu anda gizli gizli yer satın almak ve bunu yerli işbirlikçilerinin üzerine tapu etmek veya bazı yerli kuruluşlar ile ortaklık kurmak şekliyle GAP bölgesine nufûz edip hazıra konmak hevesindedirler. Urfa şu anda hiçbir Yahudi olmamasına rağmen, turizm amaçlı diyerek, üç Semâvî dini sembolize etmek ve bir araya toplamak ve üç dininde İbrâhim Aleyhisselâm'dan geldiğini iddia etmek için aynı yerde ve Havra, Kilise ve Cami'yi birleştirmek istiyorlar. Havra, Kilise ve Cami'yi bir arada yaparak, Peygamberler şehri Urfa'ya Yahudilerin girişine zemin hazırlamak istiyorlar. Bütün bunlar birer oyun. Hiçbir Yahudinin bulunmadığı Urfa'da Havra ihtiyacı olmadığı kesin… Yahudiler, Mabed gibi masum bir hareketle kirli oyunlarını ve kötü senaryolarını ortaya koymaya hazırlanıyorlar. Kudüs ve Filistin’e yerleştikleri gibi Urfa'ya da yerleşmek istiyorlar. Eğer Yahudilerin Urfa'ya yerleşmelerine izin verilirse, yakın bir tarihte Urfa'da büyük bir Yahudi göçmeni gelecektir. Gelen Yahudiler, entrikalar çevireceler, fitne ateşini tutuşturacaklar ve toplumun huzurunu bozacaklardır. (10) Âl-i İmrân: 3/65,66,67