Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Kutlu Doğum Haftası'na ilişkin tartışmaları değerlendirerek, "Kutlu Doğum Haftası, Mevlid-i Nebiye'nin bir alternatifi değildir. Ortaya çıkan bütün bu eleştiriler değerlendirilecek. Önümüzdeki günlerde Diyanet İşleri teşkilatı bir ilmi toplantı da yaparak, öyle arzuluyoruz ki Hicri Takvim'e Kutlu Doğum Haftası’nı sabitleyecektir" şeklinde konuştu.

DİYANET'TEN 'TEMKİN' UYGULAMASINI GERİ GETİRMESİ BEKLENİLİYOR

Temkin nedir?

Namaz ve oruç vakitlerinin (bilhassa imsak ve yatsı vaktinin) giriş ve çıkış zamanlarını, bir beldenin arz üzerindeki yayılma durumu ve irtifa' farklılıkları sebebiyle, çok kesin şekilde tesbit etmek mümkün olmamaktadır. Bu sebeple, İslâm âlimleri namaz vakitlerinin hakîki değerlerini koruyabilmek için bâzı tedbirler almışlardır. Bu tedbirler, "hata sınırı" denilen bir değer içinde mütâlaa edilmektedir. Namaz ve oruç vakitlerinin hakîki değerlerini koruyabilmek için, bu vakitlere, ayrı ayrı zamanlar ilâve edilmiş veya çıkarılmıştır. İşte bu ilâve edilen veya çıkarılan zaman miktarlarına temkin (ihtiyat, tedbir) denilmektedir.

1983'TE KALDIRILMIŞTI

Asırlardan beri İslâm âlemi takvimlerinde kullanılagelmekte olan ve zamanın âlim ve fakîhleri ile mü'minlerin emîrleri tarafından tasvîp edilmiş bulunan temkin vakitleri 1983 yılından îtibaren Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 21.01.1982 gün ve 6 sayılı kararı ile Diyânet İşleri Başkanlığı tarafından kaldırılmıştır. Diyânet İşleri Başkanlığı'nın bahis mevzuu tasarrufuna uymamız, her ne kadar kanûnî bir mecbûriyet değil idiyse de, her hangi bir ihtilâfa sebep olmamak için, 1983 ve 1984 yıllarında çıkarmış bulunduğumuz takvimlerimizde buna, istem- eye istemeye biz de uymuştuk.

Namazlardaki ve imsaktaki temkin vakitleri 1 Ocak 1983 tarihinde, dönemin Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç tarafından kaldırılmıştır.

EN UFAK DİKKATSİZLİK BÜYÜK BİR VEBALDİR

Ancak, bu tatbikatın büyük bir vebali mûcip olacağını ilk anda görmüş ve bütün Müslümanlar'ın bilhassa Ramazan günlerinde çok dikkatli olmalarını ve takvimde gösterilen imsak vakitlerinden itibaren yeme-içme işlerinin derhal kesilmesi gerektiğini, vakitlerde artık en ufak dikkatsizliğin büyük vebal olacağını; ayrıca günlük namazlarda, takvimlerde gösterilen vakitlerden hangisine kaç dakika ilâve edilip, hangisinden kaç dakika çıkarıldığı takdirde ihtiyatla amel edilmiş olacağını önemle belirtiyoruz.

Temkin ve diğer ilmî yollarla sapmaları zarûrî olarak düzeltilmiş vakitler, asırlardan beri İslam aleminde kullanıldığı gibi Türkiye'de de 1982 yılına kadar -Diyanet dahil- bütün takvimlerde kullanılmıştır. Fazilet takvimi de bunu kullanmaya devam etmektedir.

Diyanet'in bu yanlıştan geri dönülmesi bekleniyor...