Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım açıklamalarda bulundu. ''Oylar sandıkta iç edilmiştir, bu kadar açıktır. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır dedi. ''Seçimde yapılan usulsüzlükler, yanlışlıklar, şaibeler, oy hırsızlıklarıyla sınırlı değil. Daha birçok yanlışlar var'' diyen Binali Yıldırım, "Hepimize düşen, sonucu sükunetle beklemektir. Dış ülkelere mesajlar göndermek, dış ülkelerin Türkiye'ye baskı yapmasını sağlamak, bunlar bizim milletimizin canını sıkmaktadır.Bu seçim başlı başına murdar olmuş bir seçimdir. Murdar etin de kavurması olmaz." ifadelerini kullandı.
Binali Yıldırım, ayrıca ''Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Bunu da ilk kez paylaşıyorum. Sandıklarda üç pusula yerine iki pusula verildiğini söylüyor insanlar. Yani ilçe belediye başkanı adayına pusulası, belediye meclis adayının pusulası, büyükşehir adayının pusulası verilmiyor bazı sandıklarda. Bu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur'' diye konuştu.
İşte Yıldırım'ın konuşmasından satır başları:
Cumhuriyet Halk Partisi önce kazandığını söyleyip açıklama yaptı. Sonra bizde elimizdeki bilgilere göre açıklama yaptık. Ertesi gün Sadi Güven yaptığı açıklamada Ekrem İmamoğlu'nun önde olduğunu söyledi.
Seçim sonrasında çıkan anormallikler, yolsuzluklar olduğunu gördük. Bu olayı ikiye ayırmak gerekir: Bir yargısal süreç. İki seçim günü yaşananlar.
Yargı süreci devam ediyor. Partiler çeşitli yerlerde itirazlarda bulundu. 2014 seçimlerinde AK Parti 84 itiraz yapmış. 77'si reddedilmiş 7'si kabul edilmiş. CHP 44 itiraz dilekçesi vermiş 4'ü kabul edilmiş.
2019 seçimlerinde toplam 522 itiraz var. 13'ü kabul edilmiş. Burada kim var? Tüm partiler var. Herkes itiraz hakkını kullanmış.
İlk itirazlar 1946'da olmuş. Bunu da ilk yapan CHP'dir. Bugün bu itiraza tahammülsüzlük anlaşılır değildir. CHP Ankara'da 2014'te itiraz etti. Sonrasında AİHM'e götürdü.
İki aday birbirine yakın oy aldığı halde. Neden aradaki fark benim lehime artmaktadır? Yanlışlık varsa. Neden bir adayın oyları artıyor. Sandıklar seçimde iç edilmiş. Başlangıçta 27 bin açıklanan rakamlar bugün 12 bin 200 seviyesine gerilemiştir. Bir şeye İstanbullular'ın dikkatini çekmek isterim. Bugüne kadar oyların sadece yüzde 10'u sayıldı. Hepsi sayılmadı. Karşı taraf buna izin verseydi. Durum lehimize değişecek. Seçimin bu şekilde dönüşmüş olması tatsız bir durum. İstanbul gibi bir ilin başkanının şaibeli şekilde kazanması pek hoş bir durum olmaz.
Biz başından beri hukuk, adalet diyoruz. Dolaysıyla işleyen süreç bundan ibarettir. YSK bu işin patronudur. İşi tamamen YSK yönetmektedir. Bizim bir kısım taleplerimiz kabul, bir kısım taleplerimiz reddedilmiştir. Maltepe'deki süreç de tamamlanınca YSK bir karara varmış olacak. Ben bu noktada şunu anlamış değilim. Ortada bir tahammülsüzlük var. Seçimin kazanının kararını veren YSK'dır. Belediye başkanıyım diye ortada dolaşırsan YSK'nın vereceği kararı baskı altına almaktan başka ne işe yararsın? Hakimler hukuka göre karar verir. Hepimize düşen sukunetle beklemektir. Dış ülkelerden medet beklemek insanımızın canını sıkmaktadır. Ben sayın İmamoğlu'nu, rakibime YSK'nın vereceği kararı sukunetle beklemeye davet ediyorum.
Yapılan şaibeler sadece oy hırsızlığından ibaret değil. Büyükçemece'de yapılanlar ortadadır. Büyükçemece için herkes seçmen nakli yapılıyor deniyor. Siz sahtekarlık yapıyorsunuz. MHP ilçe başkanının evinde 6 seçmen yazılmış. Sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz. Mansur Yavaş soyadı gibi hareket etmiş. Kendisine verilmiş hakkı aldı. Gerçekten kendisini tebrik ederim. Ama İmamoğlu sakin olarak beklemedi. Yok maça gidiyor. Hukuk devletinde bağıran çağıran galip çıkmaz. Parmak sallamakla hiçbir hukuk adamına karar verdiremezsiniz.
"TRİBÜN TRİBÜN DOLAŞACAĞINA BENİM GİBİ BEKLESİN"
"Seçmen ağırlığının CHP yönünde değiştirilmesi için planlanmış bir iş. Sahtekarlığın son kullanma tarihi olmaz. Sahtekarlık başta yapılmışsa sonuna kadar devam eder. Tubbi ilaç değil, seçmenin oyunu çalmak bir miada bağlı değildir. Seçimlerin bu hale gelmesini körükleyen rakip adaydır. Bu itiraz süreci her seçimde olmuştur. İki örnek var elimizde Mansur Yavaş soyadı gibi yavaş hareket etmiş, süreçlerin tamamlanmasını beklemiş ve kendisine belediye başkanı olduğuna dair belge verilmiştir.
"BU SEÇİM MURDAR OLMUŞ BİR SEÇİMDİR"
Ben tebrik ediyorum, sorumluluk taşımak bu. Keşke sayın İmamoğlu da bunu yapsaydı. Tribün tribün dolaşacağına sakin sakin oturup benim gibi sonuçları bekleseydi. Bu benim ikinci toplantım. Bu sayımlarda o kadar eksikler olduğunu gördük ki insan hayrete düşüyor. Bu seçim murdar olmuş bir seçimdir. Murdar olmuş etin kavurması olmaz."
3 YERİNE 2 OY PUSULASI İDDİASI
Binali Yıldırım, şunları kaydetti:
"Olay çok basit eşeledikçe bir şeyler çıkıyor. Yapılması gereken sonucu beklemek. İstanbul için verilen oyun kaybolmaması için mücadele ediyoruz. Bunun takipçisi olmaya devam edeceğiz. kararı YSK verecektir. YSK kararı da herkesi bağlayan bir karar olacaktır. İmamoğlu ilk günlerdeki konuşmasında tek güvendiğim kurum YSK demiştir. Bugünlerde o açıklamayı değiştirmeye çalışıyor. Hukuk devletinde müracaat edeceğimiz başka bir makam bulunmamaktadır. Sayım neden tamamlanmıyor lafının da maksatlı olduğunu işte gördük. Seçim gecesi sayım heyetinin sayısı sandık sayısı kadardı. 8-9 saatte saydılar. Şimdi heyet sayısı 150'yi geçmez. 150 heyetin bu kadar oyu ne kadar zamanda sayacağı ortada. İtiraz süreci devam ettiğine göre işi yönetecek olan seçim kuruludur.
Bazen şu da söyleniyor, gözünüzü dört açsaydınız da hile olmasaydı. İyi tamam buna itirazım yok. Ama bu hırsızlığı şaibeyi yolsuzlukları haklı gösterir mi? İtiraz etmesek 29 binden 12 bine kadar çalınan oyları geri getirmesek gitmişti o oylar. Biz bize verilen ya da rakip adaya verilen oyların yerine gitmesine meshulüz. Burada organize bir kötülüğün olduğunu ortaya konuluyor. Seçimden sonra bizi yüzlerce insan aradı. Sandıklarda 3 tane pusula verilmesi gerekirken iki tane pusula verildiğini söylüyor insanlar. Bu da üzerinde durulması gerken bir durumdur. Bu da somut bir şüphedir. Onlarca delilden bahsedebiliriz. Usulsüzlükten bahsedebiliriz. Bizim amacımız itiraz süreçlerinin sağlıklı bir şekilde işlemesi."
5500 BANA ÇIKIYOR, 500 ONA ÇIKIYOR... BU NORMAL Mİ? SORUYORUM...
Bazen şu da söyleniyor. 'Siz gözünüzü dört açsaydınız da hileler olmasaydı.' İyi tamam bunlara itirazım yok. Ancak yani bu hırsızlığı, şaibeyi, bu yapılan yolsuzlukları haklı gösterir mi? Yani biz itiraz etmesek, 29 binden 12 bine kadar çalınan oyları geri getirmesek bitmişti olaylar. Kimin oyu bu? Senin benim, onun İstanbullu'nun oyu. Bunu yapmaya hakkımız yok. Biz, bize verilen veya rakip adaya verilen oyların yerli yerine gitmesinden mesulüz. Şimdi bir türlü tabi izah edilemeyen konu… Tamam rakibe de oy çıkıyor, bize de oy çıkıyor. 5500 bana çıkıyor, 500 ona çıkıyor. Bu normal mi? Soruyorum… Bu bile başlı başına ciddi şüpheler, organize bir kötülüğün olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuda organize bir kötülük yaşanmıştır. Bunun açığa çıkarılması gerekiyor.
SORU - CEVAPLAR
Soru: YSK, İstanbul’daki seçimleri iptal ederse yeniden
aday olacak mısınız? Küstü dediler vesaire
dediler…
BİNALİ YILDIRIM: Tekrar şunu
bilmenizde yarar var. Süreci YSK yönetiyor. Dolayısıyla YSK’nın
vereceği kararlar ortada yokken böyle bir süreç yaşanmamışken bu
şekilde bir öngörüde bulunmak anlam ifade etmez. Bekleyelim,
YSK’nın vereceği karar neyse ona göre herkes durumunu
değerlendirecek ve bir yol haritası çizecek. Biz şunu söyledik. İlk
baştan mazbatayı YSK’yı kime verirse başkan odur. Bu söylediğimin
bugün de geçerli olduğunu söylemek isterim.
SORU: Büyükçekmece’de polis evlere gidip inceleme
başlatmıştı. Abdullah Bey 12 kişi hakkında incelemeden bahsetti. Bu
inceleme sonucu mu işlemler
yapıldı? Vatandaşlar 2,5 yaşında
çocuğunun seçmen kaydında isminin göründüğü ve oy kullanıldığına
dair. Net bir bilgi var mı?
BİNALİ YILDIRIM: Bir idari ve adli
soruşturma devam ediyor. Detayları Abdullah Bey takip ediyor.
AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ABDULLAH
GÜLER: İdari ve cezai soruşturma aynı
anda devam ediyor. Polislerin yaptığı çalışma, nüfus ve vatandaşlık
kanunu içerisindeki usulsüz beyanlar ve usulsüz işlemlerin
yapıldığı anda mülki idari amirinin kararıyla bunların keşfedilmesi
ve yapılan inceleme noktasında neler varsa idari tatbikat raporu
için çalışma yürütüyor.
Burada kamu görevini kötüye kullanma, menfaat temin etme var. Bu
anlamda cezai soruşturma yürütülüyor.
SEÇİME İLİŞKİN TAKVİM
Olağanüstü itiraza başvurduk. ‘Seçimin sonuçlarını etkileyen müessir olaylar’ diyor. Bu durum yapılan araştırmanın sonucunda doğrudan etkileyen olay olarak tespiti yaptığı andan itibaren YSK karar verecek. Orada CHP’li bazı yetkililerin de ifadesini söylemek isterim. 130’uncu madde seçim takvimiyle birlikte işleyen, her türlü usulsüz, yolsuz işlem seçim sonuçlarını etkiliyorsa dikkate alınır diyor.
SORU: Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan ile nasıl bir değerlendirme oldu? Teşkilata yönelik özeleştiri olabilir mi? Maltepe’de Perşembe gününden dün akşama kadar 400’ün üzerinde sandık sayıldı. Geç mi kalındı itirazda?
BİNALİ YILDIRIM: Biz her
seçimden sonra parti olarak değerlendirmelerimizi yaparız.
Özeleştirimizi de yaparız. Cumhurbaşkanımızla bu çerçevede
görüştüm. Parti yetkilileriyle de istişare halinde olduk. Bunları
diğer seçimde olduğu gibi bu seçimde de yaptık. Bunlar, bir sonraki
seçimler için en azından durumumuzu gözden geçirip, eksik olduğumuz
yönler varsa onları tamamlaya dönük hususlardı.
Sandık başında görevliler var. ama bu seçimdeki yapı; ben kimseyi
suçlamak maksadında değilim. Ama sandık başındaki yapı ittifaktan
dolayı biraz farklı olmuştur. Nasıl farklı olmuştur? Cumhur
İttifakı olarak Beşiktaş, Silivri, Maltepe
dışında MHP girmediği için seçimlerde genellikle üye veremedi.
Dolayısıyla üyeler iki tane memurdan oluştu, bir AK Parti, bir CHP,
bir HDP, bir Saadet, BBP ve Vatan Partisi. Dolayısıyla bunları
ittifak çerçevesinde düşündüğünüz zaman ağırlık diğer ittifakın
üyelerinde gözüküyor. Bunu itirazlarda da görüyoruz. İtirazda şöyle
durumla karşılaşıyoruz. Oy mühürü yuvarlağa basmamış, AK Parti
amblemine basmış. O da siyahi o da siyah. Fark edilmemiş iptale
atılmış. Yeniden sayılınca fark ediliyor. Bunun normalde AK Parti
adına geçerli sayılması gerekirdi değil mi? Öyle mi oluyor?
Olmuyor, oylamaya sunuyor. Oyda da doğal olarak AK Parti yalnız
kalıyor. Diğerleri göz göre göre geçerli olması gereken oy geçersiz
olarak tekrar kayda geçiyor. Bunlar hoş şeyler değil. Gerçek
tartışmasız bir durum varsa bunun oylaması olmaz. Şüphe varsa,
fikir ayrılığı varsa, mühür iki şeyin arasına taşmışsa, ilgisiz
yere basılmışsa falan bunlar konuşulabilir ama bu kadar açık hususu
oylamaya sunmak herhalde bir anlam ifade ediyor.
Tabi bu bahsettiğiniz konu, doğru bir dikkat etmeliydik. Ona bir
endişem yok. Tabi ki, ama sandıklar genellikle güven esasına dayalı
çalışır. Dikkat etmesi gereken müşahitlerdir. Birbirlerine şüphe
esasıyla bakarlarsa o sandıkta seçimi yapmak mümkün olmaz. Orada
başkan görev taksimini yapar, sen sandık sayım sonuçlarını yap, sen
pusulayı göster, sen yazıları yaz gibi görev taksim edilir. O
görevleri herkes yapar. Burada da öyle olmuştur.
Bizim gözden kaçırdığımız veya fark edemediğimiz bir şeyi, eğer bu
bir hileyse, bu bir usulsüzlükse, bu bir organize kötülükse bunu
masum göstermez. Esas olan işi düzgün yapmaktır. Maalesef iş düzgün
yapılmamıştır. Sandık günü ve sandıktan sonraki sayım süreci
içerisinde de 20’den fazla kanunlara uymayan yanlışlar,
usulsüzlükler tespit edilmiştir.
ABDULLAH GÜLER: Biz çok yapıcı davranıyoruz. Kendilerinin kaldırdığı 5 terminalin kurulması konusunda yardımcı olduk. Maalesef oradaki baskı ortamı devam etti. En son oldu bitti ile 20-30’a çıkartma girişimi üzerinde, burada işlem yapılması gerekiyor. Siz sayım tasnif heyetlerini artırdığınızda, orada görev yapacak siyasi parti görevlilerinin hazır olması için tebligat çıkarılması gerekiyor. Orada olaylar çıktı. CHP’li vekillerin karıştığı olaylar çıktı. Daha sonra eski haliyle devam etti. O süreç devam ederken yine böyle bir girişim olunca bir an önce bitiririz diye karar aldılar. Biz hemen YSK’ya itiraz yaptık ve Pazar günü de bu karar çıktı. Ortada duyum üzerine bir şey yok. ‘Duyduk öyle diyorlar’ gibi iddiayla YSK’ya şikayette bulunuyorlar. Bunu YSK’ya taşıdık. İptal etti. Şöyle de bir ihtarda bulundu. ‘İlçe seçim kurulu üyeleriyle toplantı yap, ne gibi tedbir alıyorsak orada karar al’ gibi…
SORU: Devlet Bahçeli de tepki göstermişti. İmamoğlu’nun
iki maça gitmesi… Siyasette de tartışılıyor. Siz ne diyorsunuz bu
konuda?
BİNALİ YILDIRIM: Ben bunu doğru
bulmuyorum. Amigolukla başkanlık olmaz. Başkanlığı verecek olan
YSK’dır. Seçimden sonraki sürecin sonuçlanmasını sükûnetle
beklemelidir. Benim tavsiyem odur. Bunun dışında yapılacak her
türlü taşkınlık, her türlü toplumsal gerginlik sürece zarar
verir.
Soru: Seçim sürecinin bu hale gelmesi tatsız bir şey
demiştiniz. Sürecin bu kadar uzun süreceğini tahmin ediyor
muydunuz? Muhalefetin iddiası var. İçişleri ve Adalet Bakanı, YSK
üyelerini arayıp üzerinde baskı kurmaya çalışıyor diye… Gerekçe
olarak da sizin seçim gecesinden itibaren Cumhurbaşkanı, İçişleri
ve Adalet Bakanı ile görüşmenizi öne sürüyorlar…
BİNALİ YILDIRIM: Bizim Cumhurbaşkanı ile
bakanlarla görüştüğümüz için onlar seçim kurulunu aramışlar öyle
mi? Bakanlardan yanılmıyorsam İçişleri Bakanı bu iddiayı ortaya
koyanlar için suç duyurusunda bulundu. Ben bu ülkede Başbakanlık
yaptım, partimin kuruluşunda yer aldım. Genel başkanımla her zaman
görüşürüm, bakanlarımla bugün de görüşürüm, yarın da görüşürüm, her
zaman görüşürüm. Bunu daha önce de açıkladım. Buradan yola çıkarak
YSK’yı etkileme gibi bir ithamda bulunmak akla ziyan bir iştir. Bu
kadar açık ve net söylüyorum.
Gecikme meselesi tamamen teknik bir konu. Sayımların seçim günü
sandık sayısı kadar sayım heyeti vardı. Şimdi o kadar yok. Bir
ilçedeki bin tane sandığı en fazla 10 heyet sayabiliyor. Mesela
Yalova seçimleri 21 Nisan’da vermiş… 2014’te CHP itiraz etti ve
seçimlerin iptaline karar verdi. ABD’de biliyorsunuz 8 ay sürdü
seçimlerin kararı. Yani 21 Nisan’da karar vermiş Yalova’da. Şu anda
15’i değil mi? Burada zaman makul bir şekilde işliyor. Dediğim gibi
bütün bu mesele hakim teminatıyla YSK’nın sevk ve idaresinde
yürüyor. Biz bu zamanı hızlandırın, bu zaman çok uzuyor deme
imkanına sahip değiliz. Kaldı ki desek de bir anlam ifade etmez.
Sürecin ihtiyacı olan zaman kullanılacak. Aksi halde bütün bu
hakkımızı, hukukumuzu kimse bizim takip etmekten vazgeçmemizi
beklemesin. Bunu kısaltmanın yolu ‘biz bir şey istemiyoruz’ demek
olur…
SORU: Defalarca İstanbul’da açıkça seçimi kazandı AK
Parti. Şahsen ben de öyle düşünüyordum. Geçen seçimde Kadir Topbaş,
Sarıgül’e 600 bin fark attı. Bu seçimde bu fark sıfıra indi. İzmir
İl Başkanı başarısız gördü kendini istifa etti. İstanbul İl Başkanı
istifayı düşünüyor mu acaba?
İkinci sorum da şu, olay Büyükçekmece’de düğümleniyor.
Fakat Büyükçekmece Belediye Başkanı mazbatayı aldı. YSK yeniden
seçim kararı alırsa zaten sorun kalmayacak. İmamoğlu’na mazbata
verilseydi, ondan sonra olağanüstü itiraz etseniz doğru olmaz
mıydı? Böylece mağdur olarak miting fırsatı verilmemiş olurdu…
BİNALİ YILDIRIM: Olağanüstü hal ile
ilgili müracaat henüz yapılmadı. Büyükçekmece ile ilgili yapıldı.
Onun da görüşmesini henüz YSK karara bağlamış değil. Şöyle, onun
hukuki cevabını Abdullah Bey daha iyi verir. Mazbata verilse ne
olur, verilmese ne olur… Hukuki sonuç nedir? Onu Abdullah Bey
açıklasın. İl Başkanı yanımda benimle beraber. Onun dışında başka
bir şey söylemem yersiz olur.
ABDULLAH GÜLER: 2972 sayılı
mahal idareler kanunu 22’inci maddesinde; mazbata kavramı bir kanun
metninde genelgede geçmez. Buna tutanak der. Yani o bölgede o seçim
çevresinde en fazla oy verdiği kişiye verdiği belgenin adı.
222'inci madde çok açık. Sandık kurullarınca gönderilen tutanaklar,
ilçe seçim kurulu tarafından birleştirerek en çok oy alan seçilmiş
olur. Büyükçekmece’de sayımlar tamamlandı, ilçe birleştirme
tutanağı hazır. O kişiye, kim almışsa CHP adayına verildi. Tutanak,
mazbata…
Peki büyükşehirde ne oldu? İkinci fıkra, ilçe birleştirme
tutanakları ilçelerden il seçim kuruluna getirilir. En çok oy alan
aday büyükşehir belediye başkan adayına verilir. Siz il birleştirme
tutanağı hazırlayamazsanız, Ekrem İmamoğlu’na nasıl bir mazbata
vereceksiniz? Duyumlara göre mi? Rakamlarla konuşmak lazım. 39
ilçede kaç oy aldı? Tek tek birleştireceksiniz… O daha sağlanmadı.
Maltepe’de devam ediyor. Esenyurt’ta Pazartesi’ye kadar devam
ediyordu.
Soru: YSK, Maltepe’de 400 sandığın yeniden sayılması
kararını kaldırdı… Yorumunuzu alabilir miyim?
ABDULLAH GÜLER: Bu eksik bilgi olabilir.
Siz CHP’li yetkililere şunu sorun. AK Partili üye olmadan, MHP’li
üye olmadan siz bu sandık torbalarını açtınız ve nasıl saydınız?
Sorun lütfen. Bu sayılan sandıkların da yeniden sayılması kararını
aldı ilçe seçim kurulu. O kararı hangi gerekçeyle bilmiyorum. Ancak
ilçe seçim kurulunun kararı ortadan kaldırılamaz.
SORU: Bazı bazın kuruluşlarında siz ve İl Başkanı
Şenocak hakkında söylemler var… Birbirinizi istemediğiniz
konusunda…
BİNALİ YILDIRIM: Görüyorsun işte yan
yana oturuyoruz.
SORU: Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazandığı andan itibaren
ilk tarih 1 Nisan’da sansürle başlayan süreç daha sonrasında CHP
mensuplarının İBB çalışanlarını sosyal medya üzerinden taciz etmek,
belli mülakat sonuçlarına itiraz etmekle devam etti ve dün İmamoğlu
cephesinden ‘Benimle Saraçhane’ye yürüyecek misiniz’ dedi. Bu
çağrı, CHP’nin sertleşen dili size ne ifade ediyor. İkinci olarak
‘Binali bey halka inemedi’ diye eleştiriler var. Bu kurgu ve söylem
üzerine algı oluşturuyorlar. Cevabınızı merak ediyorum.
BİNALİ YILDIRIM: Binali bey hiç halkın
arasından çıkmadı. Halkına arasına inemedi olmaz. 90 günlük
kampanyada bunun en yakın şahitleri sizlersiniz.
Diğer konuda da bu sokağı hareketlendirme alışkanlığı yeni değil.
Bu alışkanlığın geçmişte de örneklerini biz gördük. bunun hukuk
devletinde yeri olmadığını herkesin bilmesi lazım. Özellikle
Türkiye’nin muhalefetteki birinci büyük partisi daha sorumlu
hareket etmelidir. İstanbullu'nun da vatandaşlarımızın da
beklentisi bu yöndedir.
SORU: Rakip adayınızın seçimden önceki ve sonraki
tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
BİNALİ YILDIRIM: Bir sabırsızlık hali
var. bana göre daha ağır başlı, olgun şekilde bekleyip sonucu
görmesi daha doğrudur. Her şey, bütün bu itiraz süreçleri sağlıklı
şekilde işlemeli ve bu sürecin sağlıklı şekilde sonuçlandırılmasına
katkı sağlamalıdır. Ben bunu yaptım başından beri… Dikkat ederseniz
dakika başı çıkıp her şeye laf yetiştirmedim. Benim devlet
adamlığıma, tecrübeme uymayan bir şeydir. Seçim olmuştur,
İstanbullular söyleyeceğini söylemiştir. Bundan sonra seçimin
itiraz süreci devam etmektedir. Bizim görevimiz onların görevini
zorlaştırmak değil, onları baskı altına almak değil işlerini rahat
yapmalarına yardımcı olmaktır. Ben de arkadaşıma bunu öneririm.
Sandık başında görevliler var. ama bu seçimdeki yapı; ben kimseyi suçlamak maksadında değilim. Ama sandık başındaki yapı ittifaktan dolayı biraz farklı olmuştur. Nasıl farklı olmuştur? Cumhur İttifakı olarak Beşiktaş, Silivri, Maltepe dışında MHP girmediği için seçimlerde genellikle üye veremedi. Dolayısıyla üyeler iki tane memurdan oluştu, bir AK Parti, bir CHP, bir HDP, bir Saadet, BBP ve Vatan Partisi. Dolayısıyla bunları ittifak çerçevesinde düşündüğünüz zaman ağırlık diğer ittifakın üyelerinde gözüküyor. Bunu itirazlarda da görüyoruz. İtirazda şöyle durumla karşılaşıyoruz. Oy mühürü yuvarlağa basmamış, AK Parti amblemine basmış. O da siyahi o da siyah. Fark edilmemiş iptale atılmış. Yeniden sayılınca fark ediliyor. Bunun normalde AK Parti adına geçerli sayılması gerekirdi değil mi? Öyle mi oluyor? Olmuyor, oylamaya sunuyor. Oyda da doğal olarak AK Parti yalnız kalıyor. Diğerleri göz göre göre geçerli olması gereken oy geçersiz olarak tekrar kayda geçiyor. Bunlar hoş şeyler değil. Gerçek tartışmasız bir durum varsa bunun oylaması olmaz. Şüphe varsa, fikir ayrılığı varsa, mühür iki şeyin arasına taşmışsa, ilgisiz yere basılmışsa falan bunlar konuşulabilir ama bu kadar açık hususu oylamaya sunmak herhalde bir anlam ifade ediyor.
Tabi bu bahsettiğiniz konu, doğru bir dikkat etmeliydik. Ona bir endişem yok. Tabi ki, ama sandıklar genellikle güven esasına dayalı çalışır. Dikkat etmesi gereken müşahitlerdir. Birbirlerine şüphe esasıyla bakarlarsa o sandıkta seçimi yapmak mümkün olmaz. Orada başkan görev taksimini yapar, sen sandık sayım sonuçlarını yap, sen pusulayı göster, sen yazıları yaz gibi görev taksim edilir. O görevleri herkes yapar. Burada da öyle olmuştur.
Bizim gözden kaçırdığımız veya fark edemediğimiz bir şeyi, eğer bu bir hileyse, bu bir usulsüzlükse, bu bir organize kötülükse bunu masum göstermez. Esas olan işi düzgün yapmaktır. Maalesef iş düzgün yapılmamıştır. Sandık günü ve sandıktan sonraki sayım süreci içerisinde de 20’den fazla kanunlara uymayan yanlışlar, usulsüzlükler tespit edilmiştir.
AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ABDULLAH GÜLER'DEN BÜYÜKÇEKMECE AÇIKLAMASI:
''Büyükçekmece ilçemizdeki tüm seçimlerin, hem büyükşehir seçimleri, hem belediye başkanlığı seçimlerin 298 sayılı seçim kanunu içerisinde iptali ve yenilenmesi talepli şu anda YSK’nın gündeminde bulunuyor. talep dilekçesinde neler var? Öncelikli olarak Büyükçekmecemizdeki kamuoyunun gündemine giren husus, usulsüz ve sahte seçmen işlemlerinin gerçekleştirilmiş olması.
1 Ocak itibariyle başlayan seçim takvimiyle 57 milyon 89 bin olarak kesinleşmiş seçmen listesinin, oradaki Büyükçekmece’de askıya çıkan seçmen listeleri; incelemeler sonrasında toplamda 717 seçmenin usulsüz bir şekilde Büyükçekmece seçmen listesinde yer aldığı tespiti yapılmış ve bu seçmenler YSK tarafından dondurulmuştur.
Yapılan soruşturma neticesinde bu işlere karışan 12 şüpheli hakkında işlem yapılmış, iki tanesi tutuklanmıştır. Bu iki kişi kimdir? Kaymakamlığın oluru ile Büyükçekmece Nüfus Müdürlüğü'nde göreve başlamasıyla o hususlar meydana gelmeye başlamıştır. En son aldığımız bilgiler, kendisinin şifresiyle 7 bin 853 işlem karşısında 24 Haziran seçimlerinde seçmen listesinde yer alan 3 bin 55 kişinin seçmen statüsünün düşürüldüğü; aynı zamanda da yine Büyükçekmece’de oturmadığı halde Büyükçekmece’de sahte numaratajlar vermek suretiyle, arsaların, inşaatı devam eden binaların, bina içinde mesken oluşturma şekliyle yaklaşık 7 bine yakın işlemin de gerçekleştirilmiş olduğu ortaya çıkmış durumda.
Şimdi biz Büyükçekmece’de 130’uncu maddeye dayanarak yapılan bu itirazımız; ilçe birleştirme tutanakları başladıktan sonra bugüne kadar kesinleşmiş olsa bile seçimlerin sonuçlarını doğrudan etkileyen müessir olayların veya hallerin yaşanması halinde ilgili itirazcıya 130’uncu madde olağanüstü itiraz yoluyla seçimlerin iptali ve yenilenmesi hakkını tanıyor.
Seçim sonuçlarına baktığımızda 4 bin 200 gibi farkla CHP adayı kazanmış gibi görünüyor. Ancak yapılacak işlemlerin sonrasında Büyükçekmece seçmen listesinde seçmen tarafından tanınması mümkün olmayan, yaklaşık 11 bin kişinin lisitede yer alması mümkün değil. Şu anda itirazlar kabul edilmiş durumda. Sahtecilik, gerek savcılık soruşturmasında gerekse mülkiye başmüfettişin yaptığı soruşturmada yer alıyor.
Şimdi siz usulsüz ve sahte olarak, adrese dayalı kayıt sisteminde yer almaması gereken kişileri, Büyükçekmece’de yer aldırarak seçmen vasfını yer aldınız. Bu kişilerin oy kullandığı ortaya çıkar ise, bu olay tamamen sandık sonuçlarını doğrudan etkileyen usulsüz bir olaydır ve haldir. Şu anda Büyükçekmece’mizin itiraz konusu ana başlığından birisi bu. Malumunuz yetkisi olmayan usule uygun düzenlenmemiş bir kurulun yaptığı işlemlerin hukuken bir geçerliliği olmaz. Bölgede asker kişilerin kısıtlı değişmiz kişilerin de Büyükçekmece seçmen listesinde yer aldığını itiraz dosyamızda arz ettik. YSK bu iddiaları araştıracak ve gerekli kararı verecektir.''
MALTEPE İDDİALARI
AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler bu kez Maltepe'deki sayımla ilgili söz aldı:
"Maltepe'de bin 89 sandıkta başlayan sayım CHP itirazı üzerine durduruldu. Biz açık şeffaf bir şekilde devam etmesi için YSK'ya tam kanunsuzluk talepli itirazda bulunduk. YSK bizi haklı buldu. Şöyle bir talep geldi bin 89 sandık var hızlandıralım. Sadece bizim iyi niyetimizle 5'er tane daha sayım tasnif heyeti kuruldu, ilk günlerde. Bir gün çalıştı bu heyet. CHP'nin yetkilileri bir kargaşa çıkararak bu tasnif heyetlerinin kaldırılmasını istedi ve kaldırıldı. Perşembe'den bugüne kadar süre içerisinde. Burada seçim kurulları tek heyetle devam etti. Baktılar sayımın bitmesi lazım, mazbata mazbata diye tutturuyorlar. Alelacele oldu bitti ile yeniden tasnif heyeti kurdular. 5'er tane daha... O da yetmez 30'a çıkardılar."