İnsan insanın kurdudur der Latinler.(Homo Homili Lupus) Oysa insan
kendinin kurdurur. Hep kendinden kaçmak için, başkalarını kovalar
insan. Hâlbuki ne kadar kaçarsan kaç, kendinden kaçamazsın ve
koşmakla kendine varamazsın. “Düşmanla karşılaştık meğer bizmişiz”
demiş Romalı general. Tüm düşmanlıkların hayat bulduğu sahne,
içimizde barındırdığımız savaş meydanıdır. Kapitalizm herkesin
kendinden bir parça bulduğu, herkesin kendinden bir parça kattığı
sahne! Sonuç maskeli balo! Artık bu sahnenin bir oyuncusuyuz,
solcusu, sağcısı, İslamcısı ve antikapilasti. Endişeye mahal yok!
oyundan çıkabiliriz. Endişeye gerek var; oyundan çıkabiliriz. Oyun
kurucular, modern ekonomi teorisini; ihtiyaçları sınırsız olan
insan için, yaşadığı evrenin sınırlı kaynaklarını üleştirmek olarak
tanımlanmış. Oyunun orta oyuncusu Homo Ekonomicus(Ekonomik İnsan)
Cem Yılmaz’ın vurgusu ile İçimizde. Sınırsız ihtiyaçlara sahip olan
bu orta oyuncusunun oyunda kalmak için yaptığı numaralar da
sınırsız olacaktır elbet. Oysa sınırsız olan insanın ihtiyaçları
değil ihtiraslarıdır.
Tencere Dibin Kara, Seninki Benden Kara
Kirlenmek güzeldir diyor global marka, çünkü biliyor ürettiği ürün
fiziksel olarak temizlerken kimyasal olarak kirletiyor. Yalan
söylediği yok yani yaptığı işi övüyor; kirlenmek güzeldir. Temizlik
sandığımız şey kimyasal bir kirlilik aslında. Bu temizlik illüzyonu
sadece endüstri dünyası ile sınırlı değil. O şarkıda söylenildiği
gibi artık “masum değiliz hiç birimiz”. O yüzden gırtlaklardan
çıkıyor sözler ve inmiyor kalplere. Bu ülkede çoğumuz birbirimize
güvenmeyi unuttuk. Hakikat parçalandı ve güvenmiyoruz birbirimize.
Babana bile güvenmeyeceksin diye fısıldıyor birileri kulağımıza,
oysa güven olmadan ne ticaret, ne de siyaset olmuyor. Tüm bu
gerçeklere rağmen şimdi; ilk kan dökenin mi ardına sığınacağız
hepimiz? ilk yalanı söyleyenin eteği altına mı saklanacağız? İlk
taşı Maria Magdelana’ya atacak kadar bile cesaretimiz olmadan.
Fethullah Gülen Fasonmuş
Fason üretim tarzı hamallığı garibana yaptırıp, parsayı güçlünün
topladığı üretim tarzıdır. Fasoncular düzen kurucuların ev
zencileri olmadan öte gidemeyen garibanlardır. Bu yüzden itibarı
yoktur fasoncunun. Çoğu zaman fasoncunun ürettiği mala, kalitesiz,
çakma üretim anlamında fason üretim denir. Oysa Fasoncular, çoğu
zaman birinci sınıf markalara birinci sınıf işler üretirler. Ama
yaptıkları kaliteli işin istifadesini efendiler yerken kendilerine
ancak tetikçilik layık görülür. Fethullah Gülen’in Mason olduğu
haberi ve belgesi bir gazetede yayınlanınca, haberin şok etkisi ile
atılan ilk twitlerden birinde bir genç, Fethullah Gülen masonmuş
yerine hata ile Fethullah Gülen fasonmuş yazmış. Şimdi bu masonluk
meselesinde birileri zinhar olmaz öyle şey deyip itiraz edecektir.
Diğer taraftan kapı gibi belgemiz var diyenler olacaktır. Herkes
bildiğine inanacak yahut inandığını bilecektir. Fethullah Gülen
mason mudur? değil midir? bilemem. Bu saatten sonra benim için bir
önemi de yok zaten. Ama bildiğim bir şey var ki Masonlar da gariban
Fasonculardan başka bir şey değil zaten. Ha mason, ha fason
[email protected]