Sadece çoğunluk tarafından - çeşitli sebeplerle - kabul edildikleri için bir yalan ‘gerçek’, yanlış ‘doğru’, kötü de ‘iyi’ olmaz; olmamalı.

Öyle gibi görünmesini sağlayan da yine o çoğunluğun ve haksız kabul sebeplerinin arkasındaki menfaatler, korkular ve ‘tercihli cehalettir’.

Bir de etkili bir azınlığın çoğunluk üzerinde yönlendirici ve/veya hükmedici etkisini ifade eden sosyolojik çalışmalar var. Onların ortak adı da 'çoğunluk illüzyonu'.

Bir bireyin herhangi bir konudaki inanç ya da düşüncesini değiştirerek, bir anlamda toplum içinde saf değiştirmesini veya bir davranıştan yeni bir davranışa geçmesini sağlayabilecek kaç 'kanıta' ihtiyaç olduğu bile çalışılmış sevgili dostlar.

Durum bu olunca, (gerçekte öyle olmasalar da) toplumda (özellikle medya - şimdilerde internet ve en çok da sosyal medya etkisiyle) bir şekilde güvenilir, ya da popüler kabul edilen (çoğu zaman 'ettirilen') 'etkili' azınlığın gücüne dair çalışılmış, denenmiş ve çıktıları ölçülmüş yöntemler ve malzemelerle 'titizlikle seçilen' ve 'ustaca kullanan' isimler, gerçekte çok az insanın onaylayacağı hususların yaygın kabul görmesinde fevkalade iş görmektedir.

Sadece bu nedenle bile ne izlediğimize, ne okuyup dinlediğimize, kimleri takip ettiğimize en üst düzeyde dikkat etmemiz sadece bireysel güvenliğimizi değil milli güvenlik derecesinde devlet güvenliği için de hayati öneme sahiptir.

Daha sağlıklı,

Daha farkındalıklı

Ve çok daha donanımlı olmak

Her vatandaşın öncelikli sorumluluklarındandır.

Tüm işi 'başkalarına' ya da 'bazı makamlara' bırakmak, en hafif ifadesiyle tembellik, korkaklık ve sorumsuzluktur.

Ve yine sadece bu nedenle çıkıp da Vatan Millet Sakarya söylemleriyle dolaşmak yerine, ellerimize yüreklerimizin üzerine, şapkalarımızı da önümüze koyup 'kendimize dönmemizin' zamanıdır.

Söz ona sadık eylemler ister...

Bir bilim insanı ve yazar olarak, ama her şeyden önce sorumlu bir vatandaş olarak, şahsıma düşen sorumlulukların bilinciyle ve tüm aile fertlerimizle o doğrultuda bir yaşam sürmek niyetine sımsıkı tutunuyorum. Her birimiz bu konuyu ciddiyetle düşünmeli ve hayatımıza çekidüzen vermeliyiz.

Devlet her bir vatandaşını, her bir vatandaş da devletini temsil eder. Sahip çıkalım bu güzel Vatana...

Bir yerlerde gösteriler düzenleyerek, falanı filanı kınayarak, ona buna küfredip lanet okuyarak devlete katkı sağlanamaz. Milli değerlerimizi önemsiyorsak, birlik beraberliğimizin öneminden bahsediyorsak, güçlü bir devlet olarak binlerce yıldır gururla taşıdığımız kimliğimize sadakat yeminleri ediyorsak, tek tek her birimiz gerçek anlamda bir uyanışla toparlanmak zorundayız.

Adil ve dürüst olarak,

Üreterek, katkı sağlayarak,

Öğrenip öğreterek,

Bütüncül sağlıkla yaşayarak

Ve bütün bunları sürdürülebilir kılarak

Sözlerimizle uyum içinde

ve hakiki anlamda iyi vatandaşlar olarak yaşayabiliriz. 

Selam ve Saygılarımla,