Samsun'un Çarşamba İlçesi'nde bulunan halk arasında Çivisiz Cami olarak bilinen Göğceli Cami, yapımında kullanılan mimari teknik nedeniyle yerli ve yabancı turistler ile bilim insanlarının dikkatini çekiyor. Tek bir çivi bile kullanılmadan 'Kurt Boğazı' adı verilen yığma tekniği ile yapılan cami, bölgede yüzyıllardır meydana gelen depremleri hasar almadan atlatarak günümüze ulaştı.
300 kişilik cemaat kapasitesine sahip caminin, zemininde deprem takozunun kullanılmış olması nedeniyle deprem sırasında beşik gibi sallandığı ancak yıkılmadığı belirtildi. Caminin içinde bulunan ahşap kolonların ise belli bir meyilde kıble yönüne eğimli olarak yapıldığı bu özelliği sayesinde caminin yıkılması halinde ise secde eder gibi kıble yönüne yıkılacağı belirtildi.
8 ASIRLIK OLDUĞUNA ŞÜPHE YOK
Göğceli Cami imamı Ahmet Özköse, 800 yıllık caminin yapılışı ile
ilgili olarak iki rivayet bulunduğunu belirterek şunları anlatt:
"Selçuklu Sultanı Birinci Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde yapılmış.
Yapılışı 1205'li yıllara tekabül ediyor. İlk rivayet Malazgirt
Meydan Muharebesi'nden sonra Anadolu'nun kapıları İslam'a açıldı.
İslam'ı anlatmak için Anadolu'nun her yerine olduğu gibi buraya
gelen İrşat ekipleri tarafından bu caminin yaptırıldığı
belirtiliyor. Bir başka rivayet ise İslamlaşma sürecine bu bölgede
direnen irili ufaklı beylikler vardı. Beyliklerin bu direnişini
kırmak için donanmasıyla Karadeniz'e gelen bir Müslüman komutan
tarafından caminin yaptırıldığı ifade ediliyor. Ancak şunu söylemek
gerekirse camimizin 800 küsür yıllık bir eser olduğu konusunda
herhangi bir şüphe söz konusu değil. 1990 yılında bilim adamları
camiden aldıkları ahşap örnekleri üzerinden yaptıkları incelemede,
caminin 8 asırlık bir eser olduğunu ilmen ortaya koymuş oldular. Bu
cami 8 asırdır ayakta, inşallah bundan sonra da ayakta kalacak
Allah'ın izniyle."
KURT BOĞAZI TEKNİĞİ İLE YAPILDI
Caminin pelit ağacı kullanılarak yapıldığını dile getiren İmam
Özköse sözlerini şöyle sürdürdü: "Caminin İnşaatında hiç bir
şekilde çivi kullanılmamıştır. Tahtalar birbirine geçirilmek
suretiyle 'Kurt Boğazı' adı verilen yığma tekniği ile yapılmıştır.
Camimizin tavanındaki süslemeler daha sonraki yıllarda yapılmıştır.
Selçuklu ile Osmanlıyı burada birleştirmişler. Tavanda bitkisel
figürler, deniz figürleri, Selçuklu ve Osmanlı arması, Allah'ın ve
Peygamber efendimizin isimleri, sahabelerin isimleri var.
Okuyamadığımız üzerinde motif yapılmış başka Arapça yazılar da
var."
ZEMİNİNDE DEPREM TAKOZU VAR
Göğceli Camii imamı Ahmet Özköse, taştan yapılan camilere göre
ahşap camilerinin dayanıklılığının biraz daha düşük
olduğunu kaydederek şunları söyledi: "Ahşap camilerin uzun
süre yaşaması biraz zor oluyor. Sele depreme biraz daha
dayanıksızlar. Ancak bu cami 8 asırdır bu bölgede olan doğal
afetleri atlatmış. Bunun iki sebebi var. Camiyi yapanlar ağaçları
zamanında kesmişler, belli bir dönem bekletmişler. Bir de deprem
takozu kullanmışlar. Deprem esnasında cami zemindeki takoz üzerine
yaylanıyor. Çivisiz yapıldığı için deprem anında yapı beşik gibi
sallanıyor ama yıkılmıyor. 8 asırdan bu yana şüphesiz burada çok
büyük depremler oldu. Bir çok bina yıkıldı, insanlar hayatlarını
kaybetti ancak hepsini camimiz hasarsız şekilde atlattı."
YABANCI DEPREM UZMANLARI İNCELEMİŞ
Bir çok kişinin camiyi ziyaret etmek için geldiğini belirten imam
Özköse şöyle konuştu: "Gerek yurt içi gerek yurt dışından camimizi
görmek için gelenler oluyor. Yaklaşık 6 ay önce 35 kişilik deprem
uzmanı bilim adamı geldi. Camimizde araştırma yaptılar. İçinde
Japon, Alman, İsveç'ten gelen bilim adamları da vardı. Dünyanın her
tarafından buraya gelen ziyaretçilerimiz oluyor. 2004- 2005'de
camide bir restorasyon yapılmış. Biz yeni bir restorasyon talebinde
daha bulunduk, inşallah yapılacak. Camimizde günde 5 vakit namaz
kılınıyor. 300 kişi kapasiteli. Ramazan gecelerinde Cuma günlerinde
sayı artıyor, cemaatimiz dışarıya doğru taşıyor. Hamdolsun her
vakit cemaatimiz oluyor."