İlkbaharda Umre dönüşü uçakta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a 7 Haziran'ın 1946'dan bu yana yapılan en mühim seçim olduğunu hatırlattıktan sonra "ya aşacağız ya düşeceğiz, ya büyük hedeflere varacağız veya kaybedeceğiz; bunun için de emanetin ehline verilmesinin şart olduğunu" dile getirmiştik. Daha sonra da bu cümleden olarak bir çok defa kaleme aldık. Evvelinde de 3 Dönem Şartı'nın kaldırılması gerektiğini ifade etmiştik...

7 Kasım'da yeni bir genel başkan vardı; yeni olmanın sıkıntıları kaçınılmazdır. 3 Dönem Şartı zaten uygulanmıştı. Bunun üstüne bir de aday takdirindeki hatalar eklenmişti. Ayrıca muhalefetin emekli ve dar gelirlilerle alâkalı vaadleri hafife alınmıştı. AK Parti, bu şekilde girdiği 7 Haziran'da seçimden galip çıktı ama iktidar olamadı. Seçimden sonraki ilk yazımızda "Tek Yol Erken Seçim" dedik. Koalisyon diyenler çoktu. Fakat biz, hem bu sütunda, hem tv konuşmalarımızda daima kuvvetli bir tek parti iktidarı fikrini müdafaa ettik. Türkiye gerçekleri bunu emrediyordu. Nitekim koalisyon müzakereleri bile problemli oldu ve neticesiz kaldı.

Bunun üzerine 1 Kasım'da erken seçim kararı alındı. AK Parti, 3 Dönem şartını kaldırdı, adaylarda değişikliğe gidildi, parti kendisiyle yüzleşti, Başbakan Ahmet Davutoğlu, kibre, bozulmalara dikkat çekti.

Ve Ahmet Davutoğlu, öncülüğünde AK Parti, sıkı bir miting ve çalışma programı takip etti. Emekli ve dar gelirliler başta olmak üzere vatandaş için bir çok yeni vaadlerde bulundu. Buna mukabil sn Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP bir gayret içinde olduysa da MHP ve HDP'de gözle görülür bir seçim faaliyeti yaşanmadı. MHP topu topu iki miting, bir salon toplantısı ve bir-iki tv programı yaptı. HDP sanki tatildeydi.

Sonunda 1 Kasım 2015 Günü yapılan 26. Dönem Milletvekili Seçimi'ni Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde 49.47 ve 23 Milyondan fazla oy ve 317 MV ile kazanmış oldu.

Bu netice bizim görüşlerimiz arasındaydı. Bir ay kadar evvel CNN'deki bir tv programında AK Parti'nin 1 Kasım'da alacağı oylara dair konuşurken 3 ihtimali dile getirmiştik. İlki yine koalisyona mecbur eden zayıf ihtimaldi, diğeri 276'yı bir miktar aşarak tek başına iktidar olmasıydı. Üçüncüsüyse geçmişte sürpriz seçimler de yaşadığımızdan bu defa da benzerinin olma ihtimaline binaen 300'ü aşarak güçlü bir biçimde iktidara gelmesiydi. Bu son cümlemiz, programdaki iki kişiyi âdeta deliye çevirdi. Bir ihtimale bile tahammül edemiyorlardı...

Bizi tahmin ve tekliflerimizde mahcup etmeyen Allahü teâlâya hamdü senalar olsun.
Yerli ve millî olduğunu daha genel başkanlık için ismi geçmezken dahi hakkında yazıp AK Parti genel başkanlığıyla Başbakanlığa teklif ettiğimiz Ahmet Davutoğlu'nu tebrik ederiz. Gece-gündüz çalıştı ve çalıştırdı. "Erken seçim!" fikrinden hiç taviz vermeyen AK Parti hareketinin lideri, dâvâ, şuur ve mücadele adamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı tebrik ederiz. Emeği geçen herekes tebrike layıktır..

Başbakan Davutoğlu, Balkon Konuşması'nda Yusuf Sûresindeki âyeti hatırlatarak ne güzel dedi. "Lâ galibe illâllah!" "Galip olan ancak Allahtır". Galibiyeti lutfeden de O'dur. Seçimin kazananı sağduyu sahibi bu millettir. Millet kazandı, istikrar kazandı, istikbal kazandı, 2023 Büyük Türkiye, 2071 Cihan Devleti Türkiye fikirleri kazandı, projeler kurtuldu...

Bu seçimin kaybedenleri ise şunlar: Muhalefet partileri, PKK, DAEŞ, Paralel Yapı, Türkiye'nin yerli hiç bir değerini okuyamayan, hiç bir mes'elesine doğru teşhis koyamayan bizden kopmuş aydınlar, "Sultan kaybetti" diye manşet atan yabancı medya, iç savaş çığırtkanları.

Bu neticeye OMT/Osmanlı Milletler Topluluğu coğrafyasındaki kardeşlerimiz, mazlumlar, mülteciler, fakirler sevindiler. Rusya, Esad rejimi, İsrail, AB ve Amerika da bu neticeden dersler çıkartacaktır...

İmânla, aşkla, şevkle yapılan çalışmalar semeresini verdi.
Nice milyon gönülden yükselen dualar tuttu.
Bu ümmet bâtılda ittifak etmedi..
Biz, elde edilen bu neticeyi, bu sütunda geçen hafta yazmış; yazımızı da bu cümleye atıfla bitirmiştik.