Bıyığını kes, masonlardan izin al...

Araştırmacı-Yazar Aytunç Altındal, yıllar önceki bir yazısında gazeteci Fehmi Koru'nun Bilderberg Toplantısına katılabilmesi için “bıyıklarını kes, mason locasından izin al” denildiğini, ve Koru’nun bunu yaptıktan sonra meşhur beynelmilel toplantıya gidebildiğini anlatmıştı...

Fehmi Koru da, onun gibi sonradan biçim değiştiren Ahmet Hakan da bizim mahallenin meşhur ettiği yazarlardan...

Mahalle onlara yetmemiş, öteki mahallelerde top oynamak istemişlerdi... Koru’nun son “Atatürk ezanı Türkçeleştirdi, ama bakın din konusunda daha neler yaptı..” başlıklı ve 10 Kasım tarihli yazısını okurken bu yüzden hiç şaşırmadım...

“...Atatürk’ün sağladığı bu dönüşüm, Tanzimat (1839) ile başlayan ve anayasalı Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle (1876) sultanın yetkilerinin iyice budandığı yeni bir döneme girilen yolun kaçınılmaz son hamlesiydi..”

(.......) “Atatürk’ün sağlığında başlatılmış uygulamaların o günün şartlarını taşıdığı (burada virgül yahut ‘ve’ bağlacı olmalıydı) genel kabul gördüğü gibi, 80 yıl içerisinde (1938’den sonra) vazgeçilenler ve varlığını günümüzde de sürdüren uygulamalar toplumsal bilinçte yerini almıştır..”

O günün şartlarında nasıl bir mecburiyet vardı da bin yıllık öztürkçe yazımızı kaldırıp latin harflerine geçildi bay Koru?

Yine o günün şartlarında İngiltere gibi demokrasi kültürü fevkalâde yüksek ülkelerde Kraliyet neden kaldırılmamıştı da bizim binlerce yıllık töre ve devlet nizamımızdaki düzen bozuldu, İslâm dünyasının tabiî liderliği olan Halifelik de beraberinde kaldırdı?

Hele hele şu Türkçe Ezan meselesi... CHP safrası milletvekilinin yaptığı çıkışı bile savunmaya kalkıyor ve müdafaanameyi tá Atatürk’e kadar götürmeye kalkıyor... Bu akıl kârı mıdır?

Türkçe Ezan, şapka devrimi gibi zoraki ve silah gölgesinde, darağacı tehditli inkılâblar çok mu büyük işlerdir, yoksa, bir milletin matem günleri olarak tarihine geçmiş ve Kara Kitap’larda yerini almış acı gerçekleri mi?

Pekâlâ bunları tenkid Atatürk’ü lekeler mi? Hayır, asla lekelemez... Bilakis Akif meselesinde de söylediğimiz gibi ruhları şad olur...

O hâlde bu tür çıkışlarla Fehmi Koru ne yapmaya çalışıyor? Bilderberg, Davos kesmedi, bir de kriptoların “beyaz Türkler” kod adlı örgütüne mi icazet beklemekte?

* * *

Gelelim şu masonları da rahatsız eden BIYIK meselesine.. Bu konuda müstakil yazısı olan belki tek kişiyimdir. Muhterem okurlarım “Bir imtiyazdır bıyıklı olmak” yazımızı harbidenhaber’den okuyabilirler..

Yazar Demirtaş Ceyhun 1996 yılında “Ah, Şu Biz ‘Kara Bıyıklı’ Türkler” isimli bir kitap yazmış ve gûya Türkleri aşağılayan Fransız tarihçi Prof. Claude Cahen’e haddini bildiriyordu.

Adana doğumlu modernist yazar bay Ceyhun eserlerinde Yaşar Kemal gibi, Anadolu’nun acılarını, çaresizliğini, ezilmişliğini dile getiriyordu gûya.. Oysa “Kara bıyıklı”, “göçebe” türündeki tâbirleriyle hem ezikliğini isbat ediyor hem de milletine hakaret etmiş oluyordu...

Yukarıda bahsettiğim yazımla birlikte merhum Ömer Seyfettin’in “Kesik Bıyık” hikâyesini de (Diken Dergisi; c: II, 1335/1918, sayı: 26) okuyun...

Fehmicim o gün bugündür matruş.. Siz siz olun bunlara değil, atalarınıza benzeyin... Matruş suratlılar ruhen de cismen de bozuk.