EVET, öyledir. Yine de beklerim. Günü güne eklesem de değişmez bu. Beklerim. Ben hep seni beklerim. Beklemek cehennemdir bilirim ama yine beklerim. ATEŞTİR beklemek, kabul.

EVET, öyledir.

Yine de beklerim.

Günü güne eklesem de değişmez bu.

Beklerim.

Ben hep seni beklerim.

Beklemek cehennemdir bilirim ama yine beklerim.

ATEŞTİR beklemek, kabul.

Köze köz katmaktır.

Eşelemektir.

Harlanmaktır.

Yandıkça yanmaktır nara.

Bunu neyi değiştirir ki!

Beklemek cehennemdir bilirim ama yine beklerim.

GÜLÜŞÜNÜ beklerim.

Yüreğimde çiçekler açtıran gülüşünü…

Ruhuma baharları salan…

Tabiatın her rengiyle kucaklaştıran…

Beklemek cehennemdir bilirim ama yine beklerim.

BİR selam salmanı beklerim.

Kadife kundaklara sarılmış sımsıcak selamını…

İçime bir nefha gibi üfleyen o selamını.

Ki, o selam kaynatır gönül kazanımı.

Fokur, fokur.

Beklemek cehennemdir bilirim ama yine beklerim.

YEŞİL başlı gövel ördek misali beklerim.

Rüzgarlar sert esmiş ne çıkar.

Yağmur sellere dönmüş ne fark eder.

Karlar her yanı beyaza boyamış ne ehemmiyeti var.

Beklerim.

Beklemek cehennemdir bilirim ama yine beklerim.

TENHADA beklerim.

Kalabalıkta beklerim.

Gece beklerim.

Gündüz beklerim.

Her vakit, her dem beklerim.

Beklerim.

Beklemek cehennemdir bilirim ama yine beklerim.

HERKES bekler.

Beklediği farklı olabilir ama sonuç değişmez, bekler.

Yazgımızdır beklemek…

Gelecek olan gelecekse bekleriz.

Beklerim.

Beklemek cehennemdir bilirim ama yine beklerim.

KİMİ sabahı bekler ağrıları dinsin diye.

Kimi geceyi bekler sızıları artsın diye.

AFFEDİLMEYİ beklemesek nasıl tövbe edebilirdik, ah.

Usul yanan bir mum gibi nasıl eriyip gidebilirdik…

İçimiz yanarken dışımızı bu kadar nasıl serin tutabilirdik.

İçimiz dağlanırken serin rüzgarların geleceğine imanımız olmasa nasıl dayanabilirdik…

'Beklemek cehennemdir ama beklerim' nasıl diyebilirdik Shakespeare gibi?

ÜMİTTİR beklemek.

Olmasaydı minikte olsa bir kırıntı beklenmezdi.

Beklenemezdi.

Bekleyemezdik.

ŞİFA beklentisi olmayan hasta sabahı nasıl bekleyebilirdi?

İyileşmeyi ummasa kişi hekime nasıl giderdi?

Çare arama gayretini nerelerden nasıl beslerdi?

Demem o ki, beklemek ateştir.

Cehennemdir.

Ama yine bekleyenler olacaktır.

Benim gibi.

Beklemek cehennemdir bilirim ama yine beklerim.

ŞAİR nasıl beklerdi yıllarca bir virgülün konacağı kelimenin sonunu…

Nasiplisinin beklediğini bilmese.

Onlarca sayfa ile bir romancı nasıl baş ederdi meraklısını bilmese…

Ya hikayeciler nasıl sığdırırdı cümleler arasına iç içe geçmiş öykülerini.

Bilirler beklemenin cehennem olduğunu ama beklerler.

Bende senin şairin virgülün konuşunu beklediği gibi beklerim.

Beklemek cehennemdir bilirim ama yine beklerim.

EVLADINI okula gönderen anne beklemeyi bilir.

Yavuklusunu vatan nöbetine gönderen sevgili bilir beklemesini.

Asker teskere gününü beklemesini bilir.

Borçlu yükünü hafifletmek için gayretle çalışıp ödeyeceğini günü bilir.

Çiftçi bereketli yağmurları beklemesini bilir.

Bekçi nöbet saatini beklemesini bilir.

Müezzin ezan vaktini beklemesini bilir.

Talebe mezun olup milletine yararlı işler yapacağı zamanın gelmesini bilir.

Yuvadaki kuş yiyecek toplamaya giden annesinin dönüşünü beklemeyi bilir.

Sabah eşinin ardından hayır dua ile kapıyı kapatan yine onu güzellikle açmayı beklemesini bilir.

Toprağa atılan tohum vakti gelende toprağı yarıp yeryüzünü selamlamasını bilir.

HAYAT yan gelip yatmadan gereğini yaparak bekleyenlere ödül sunmasını bilir.

Aktif sabrı öğrenip talim edenler hayırlı sonucu alırlar.

Olmazı değil olabilecek olanı bekleyenler kavuşur beklediklerine.

Geleceğini bilince…

Buna hazır olunca…

Kalbin kamil sevgiyle sevince…

Gönderecek olana yakarmayı bırakmayınca…

Bilirsin beklemeyi.

Ve ben seni beklemeyi bilirim.

Beklemenin cehennem olduğunu bilerek…

BEKLEDİMDE gelmedin demem.

Gelmemiş olsaydın ruhuma…

Konmamış olsaydın kalbime…

Isıtmasaydın üşümelerimi…

Aydınlatmasaydın karanlıklarımı…

Ben seni hiç bekleyebilir miydim böyle!

Demek ki, buradasın.

Yanımdasın.

İçimdesin.

Dünya yazgımız değilse ne çıkar!

Öte taraf var.

Zaten ne kaldı ki!..

Ya Selam!