Ortadoğu iyice dizayn edilmeye devam ederken, ABD’nin özel ordusu Blackwater Suriye’nin kuzeyinde Pyd/Ypg saflarında savaşmaya devam ediyor.

Ortadoğu iyice dizayn edilmeye devam ederken, ABD’nin özel ordusu Blackwater Suriye’nin kuzeyinde Pyd/Ypg saflarında savaşmaya devam ediyor. Ayrıca Wikileaks, ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgali sonrasında Blackwater'ın paralı askerlerinin Suriye’de Ypg/Pyd’yi eğitmek üzere Irak'tan Suriye'ye geçtiğini belgeleriyle yayımladı.

Bu teşkilatın ise görünen patronu Evanjelik bir Hıristiyan olan Erik Prince yakın zamanda Ankara’da da bulunmuş ve bazı önemli görüşmeler yapmıştır. Aynı zamanda bilinmesinde de fayda vardır; Erik Prince yine kendisi gibi Evanjelik olan George W. Bush’un da en yakınındaki isimlerden biridir.

Blackwater bir güvenlik şirketi adıdır. Fakat bu güvenlik şirketi öyle bildiğiniz güvenlik şirketlerine benzememekte. Kendileri asker yetiştirmektedir. Şu filmler de sıkça gördüğünüz paralı askerlerden. Bu askerler genelde psikopatlar ve eski askerlerden oluşmakta. Birçoğu alkolik ve uyuşturucu bağımlısıdır. Aldıkları paralar normal askerlere göre 10 katı. Amerika kökenli bir firma olmasına rağmen bünyesindeki askerlerin ulusları karışıktır. Bu güvenlik şirketindeki kullanılan silahlar diğer güvenlik firmalarına benzememekte. Her türlü ağır tahribatlar veren silahlar kullanmaktalar. Ayrıca kendilerine ait zırhlı araçlar, helikopter filoları da mevcut. Askerleri özel seçilmiş kişilerden oluşmakta ve özel kuvvetler eğitimleri almaktalar. Eğitimi alan askerler gönderildikleri bölgelerde muhalif grupları eğitebilmekteler.

Birçok sömürülen Afrika ülkesinde büroları mevcut. Aynı zaman da ABD’nin Afganistan ve Irak işgalleri sonrasında da bölgedeki ABD vatandaşlarını korumak için görev yaptılar. Bunların haricinde ABD kamuoyunu Irak’ta kalmasına yönelik operasyonlarda kullanıldılar. ABD ordusuna yönelik saldırılar yaptılar. Irak ta mezhep çatışmalarını körüklemek için operasyonlar yaptılar. (Şii kılığında Sunni camii ve pazarlara saldırı, Sünni kılığında Şii camii ve pazarlarına saldırı) Aklınız karışmasın ABD genel anlamda küresel sermaye şirketleri tarafından yönlendirildiği için, küresel sermaye şirketlerinin çıkarları doğrultusunda hareket etmekte. Kendi binalarına soktukları uçaklar 11 Eylül saldırıları gibi bir durum…

Bu teşkilatın ilginç ilişkileri ve görev sahası da vardır. Bunlardan özellikle, Afganistan’da uyuşturucu ile mücadele, polis ve askeri birliklere geniş tanımlı eğitimler, predatörlerin yakıt ve mühimmatının yüklenmesi, Irak, Afganistan, Kırgızistan, Pakistan ve Özbekistan’da bulunan ABD askerlerine lojistik destek bunlardan bazıları. Blackwater hızla uluslararası anlamda hizmet sağlayan bir kuruluşa dönüşüyor. 2005 yılında Azerbaycan Deniz Kuvvetlerine eğitim, Japonya’da AN/TP2 radar sistemini korunması, Kanada ve Hollanda polisine sorgulama tekniklerinin öğretilmesi yaptığı işlerden yalnızca bir kaçı. Hatta Benazir Butto suikast sonucu öldüğü 2008 Pakistan seçimleri boyunca Blackwater’un hizmet sağladığı JSOC tarafından korunuyor.

Daha ciddi gelişmeler ise Blackwater-CIA ilişkileri çerçevesinde meydana gelmektedir. 2005 yılında şirkete CIA de gizli operasyonları yöneten ve Pakistan’lı nükleer bilimci A.Q. Khan ve El-Kaide’nin finansörlerinden olduğu iddia edilen Mamoun Darkazanli’nin infazını gerçekleştiren Enrique Ric Prado katılıyor. Ric’in hemen ardından ise Gizli Operasyonlar Şefi Cofer Black ve Black’ın amiri Rob Richer şirkete katılıyor. Bu isimlerin hepsinin 11 Eylül saldırıları esnasında CIA’in counterterrorism bölümünde üst düzey görevli olması ise işin bir diğer kafa karıştıran boyutu. Blackwater bu katılımlar sayesinde suikast timleri kurarak infaz piyasasına da giriyor. Al-Kaide’nin yöneticilerinden Abu Ghadiyah (Badran Turki Hishan Al-Mazidih) bu proje çerçevesinde infaz edilenlerden sadece biri. Şirketin bu transferlerden bir diğer kazancı ise tüm dünyada elde ettiği iletişim (müşteri) ağı. Bu transferlerin hemen ardından Ürdün Kralı Abdullah şirketi ziyaret ediyor ve Ürdün’de hatırı sayılır askeri ihaleler veriliyor. Bu transferlerin bir diğer özelliği ise şirketi CIA’nin bir kolu haline getirmesi hatta şirket ile CIA arasında gizli bir telefon hattının varlığı ortaya çıkıyor ki bu hiç de alışıldık bir durum değil. Bu ve benzeri pek çok ilişkisi mevcuttur.

Netice itibari ile ABD Ortadoğu’daki dizaynı için bu teşkilattan maksimum bir şekilde yararlanmaya devam ediyor. Özellikle Türkiye için de büyük bir tehdit oluşturan bu oluşum, Güneydoğu’da çıkması muhtemel bir olayda mutlaka kullanılmak için eğitim almaya devam ediyorlar. Son dönemde Blackwater’ın yaptığı bazı dolaylı veya dolaysız operasyonlarda Türkiye’nin Güneydoğusu yakın takibe alınmıştır. Bu teşkilatın Libya’da neler yaptığını bilen biliyordur. Libya da kendileri bol bol kullanıldı. Tüm stratejist ve askerlere göre Kaddafi memleketi Sirte de çok güçlü idi ve muhalif birliklerin Sirte’yi almaları için en az 3 ay gerekliydi güçleri düşüktü. Bu tespitlerden 2 gün sonra 1 gece de Sirte düştü. Çünkü ABD ve küresel sermaye şirketlerinin kaybedecek zamanları yoktu. Parayı bastılar ve kiralık katiller devreye girdi. Havadan Fransa destekli saldırı ve karadan Blackwater ile 1 gece de Sirte düştü… Bu bağlamda bakıldığında eğitimleri gayet önemlidir ve bu aralar Suriye’nin kuzeyi ve Türkiye’nin Güneydoğusu bağlamında önemli eğitimler almaktadırlar.

Son olarak belirtmekte fayda var. Işid’in yakın dönemde Türkiye’yi terörist saldırılar ile tehdit ettiğini ve tekrar uyanan DHKP-C hücrelerini de bu bağlamda değerlendirmek çok yerinde olacaktır. Işid üyesi gibi hareket eden birçok Blackwater askeri mevcuttur. Bunların Türkiye’de özellikle kaos çıkarmak için kullanacağı bir diğer örgüt ise DHKP-C’dir. Bu bağlamda büyük şehirlerdeki kaos eylemleri için yeni hücre evleri ve uyuyan birtakım hücreleri de uyandırmak için düğmeye bastılar. Türkiye’nin Güneydoğusu bu noktada çok ön plana çıkıyor. Çünkü yapılan bütün eylemlerin merkezinde Türkiye’nin Güneydoğusu vardır. Psikolojik savaşı da son gaz yürütmeye çalışıyorlar. Bu noktada çok dikkatli olunmalıdır.

Gölge Ordu’nun Türkiye’de yaşanan bu son olaylarda ne gibi bir rolü var ve ne planlıyorlar? İşte burası çok önemlidir. Sözde kurulması planlanan Büyük İsrail için her türlü kendilerini adayan ve efendilerinin sözünden dışarı çıkmayan bu ölüm ordusuna çok ama çok dikkat edilmelidir. Kıyamet gününe and olsun ki diye başlayan yeminleri ile kendilerini Yaklaşan Büyük Savaş’a (Armageddon) adayan bu gölge ordunun ismini yakında Türkiye’de daha çok duymaya başlayacağız gibi… Bu konuda yazılacak daha çok husus var lakin her yazımda olduğu gibi yine son söz ile yazımı bitirmek yerinde olacaktır.

Ve son söz: ‘’ Dengeler yeniden kuruluyor. Dünya'da da Dünya'nın merkezinde de Türkiye'de de…’’