Somuncu Baba Külliyesi bende çok derin izler bırakmıştır. 2015'te beni çekim için davet ettiklerinde önce neresi olduğunu bilmiyordum. Gitmeden önce araştırma yapınca çok etkilendim. Araştırmalarımda Somuncu Babanın  beni en çok etkileyen unsuru ise Ulu Camii açılışında Fatiha Suresini 7 farklı okuması ve dönemin en büyük âlimi Osmanlı Devleti’nin ilk şeyhülislâmı Molla Fenâri Hazretleri ise bu tefsir üzerine “Ayn’ul Ayan” isimli Fatiha Tefsiri kitabını kaleme almış olmasıdır.

Somuncu Baba Külliyesi bende çok derin izler bırakmıştır. 2015'te beni çekim için davet ettiklerinde önce neresi olduğunu bilmiyordum. Gitmeden önce araştırma yapınca çok etkilendim. Araştırmalarımda Somuncu Babanın beni en çok etkileyen unsuru ise Ulu Camii açılışında Fatiha Suresini 7 farklı okuması ve dönemin en büyük alimi Osmanlı Devleti'nin ilk şeyhülislamı Molla Fenari Hazretleri ise bu tefsir üzerine 'Ayn'ul Ayan' isimli Fatiha Tefsiri kitabını kaleme almış olmasıdır.

Kısa bir bahsetmeden geçemeyeceğim;

Bursa'da çilehanesinin yanına yaptığı ekmek fırınında somun pişirerek çarşı pazar dolaşıp 'Mü'minler, Somunlar' nidalarıyla ekmek dağıtan Şeyh Hamidi Veli Hazretleri Ulu Cami'nin inşaası sırasında da işçilere ve halka somun dağıtmış, manevi yönünü gizlediğinden dolayı halk arasında 'Somuncu Baba' lakabıyla bilinir.

Şeyh Hamid Hamid'ûd-Dîn-i Veli veya bilinen ismi ile Somuncu Baba, Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde yaşamış mutasavvıf ve İslam alimi. Aynı zamanda Bayramiyye Tarikatı kurucusu Hacı Bayram Veli'nin de hocasıdır.

Bursa Ulu Cami inşaatı tamamlanıp da açılış günü geldiğinde Padişah Yıldırım Beyazıt Han ilk hutbeyi okuması için dönemin tasavvuf büyüklerinden Emir Sultan Hazretleri'ni görevlendirmiştir. Şeyh Hamidi Veli Hazretlerinin manevi yönünü Bursa'da ilk keşfeden kişi olan Emir Sultan Hazretleri; "Padişahım bu beldede benden daha alim kimseler vardır. Onlar aramızda iken hutbe okumak bize düşmez' diyerek bu görev için Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri'ni işaret etmiştir.

Padişahın huzurunda görevi reddetmeyen Hamidi Veli Hazretleri hutbede Fatiha Suresi'ni 7 farklı şekilde yorumlayarak işarî tefsirini yapmıştır. Bu olağanüstü hutbeyi dinleyen cemaat Somuncu Baba olarak bildikleri Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri'nin manevi büyüklüğünün farkına varmıştır.

Şeyh Hamidi Veli Hazretleri ömrünün son kısmını daha önce de yaşadığı Darende'de geçirmiştir.

Kaynaklarda Hıdırlık mevkii adı verilen günümüzdeki Zaviye Mahallesi'nde Tohma Irmağı'nın yanına halvethanesini kuran Şeyh Hamidi Veli Somuncu Baba Hazretleri 1412 yılında Darende'de vefat etmiştir. Cenaze namazını halifesi Hacı Bayramı Veli kıldırmış ve halvethanesinin bulunduğu mekana defnedilmiştir. Mekanı Cennet Makamı Âli Olsun.

Böyle nürani bir zattan feyz almamak mümkün mü? İşte bende öyle bir feyz aldım ki anlat anlat bitireremem. Darendemiz aynı zamanda Malatyamız. İnsanımız misafirperver kadirşinas sıcacık. İnsanları kültürünü çok iyi yansıtan yöremiz olma özelliğini taşıyor. Tohma nehri yöreye başka bir güzellik katıyor. Bir çok yer gezdim ama beni en çok etkileyen yerin başında Somuncu Baba Darende gelir.

İstanbul'dan uçağa bindim ve ver elini Malatya. Oradan gece yarısı Darende'ye ulaştım. Oradaki görevli arkadaşlar karşıladı beni hepsi sıcacık samimi içten dostlar. Dedim Cemil sen evine geldin yabancı yere gelmedin.

Gecenin 23.00 suları ben Külliyeyi görünce dayanamadım gece fotoğrafları çekmeye başladım. O ara arkadaşlar üstad yorgunsun otelde dinlen yarın hayırlısı ile başlarız dediler. Ben bulmuşum gece güzel Işıl ışıl çekmeden yatmaya gidermiyim. Nihayetinde otele geçtim gece yarısı ve dinlendikten sonra sabahın ilk ışıkları ile Somuncu Baba'ya geldik. Hoş sohbetin ardından bismillah deyip yazın o sıcağında çekimlere başladık. Tabi çek çek bitmiyor. Muhteşem bir atmosfer doğayla iç içe Tohma nehri zaten oranın en güzel seyrine doyum olmayan suyun sesi ile dinlendiğinizi farkettiğiniz müstesna bir yer.

Somuncu Baba da unutamayacağım üç anım var. Sıra Kubbelere geldi. Kubbelerde çekim yaptıkça farketmiyorsunuz zamanı. Kaptırdım gidiyorum. Allah size kapılar açıyor. Ve derken sıra türbenin kubbesine geldi. Kubbenin etrafında küçük pencereler var kedi yolu yok. Hemen dışında dar bir alan var. Dedim ben buradan nasıl çekerim. Hesaplar yapmaya başladım. Tabii oraya gelene kadar gündüz epey bir çekim yaptığım için yorulmalar başlamıştı. Kubbe penceresinin önüne geldim ve karar verdim tripotun ayaklarını tam açıp makinayı içeriye doğru uzatıp çekeceğim. Birinci denemem olmadı çok zordu çünkü. İkinci denememde başarısız oldu gücüm zayıflamaya başladı. Tripot ile makinayı içeriye uzatıp 10 sn verip beklemek ama kol artık dayanmıyor. İşte ne olduysa üçüncü denememde oldu. Ya Allah Bismillah deyip tripotu içeriye uzatıp fotoğrafı çekince o an dünyalar benim olmuştu. Peki nasıl olmuştu o yorgunlukla çekimi yapabildim. İşte hala akıl sır erdiremediğim bir güç beni orada tuttu hiç yorulmadan yapabildim. O sevinçle Hulusi kardeşimle birlikte aşağıya indim.

Hocalarım demişti size Somuncu Baba'nın kerameti oldu. Tabii akşam otelde fotoğrafları yapmaya başlayınca insan büyük bir haz alıyor. Siz Allah,tan isteyin Allah size yardım ediyor.

Somuncu Baba mimarisi çok farklı perspektif veriyor. İnsan çektikçe kendini alamıyor gerçekten. Yine başka bir gün akşam üstü dedim arkada büyük bir tepe var oraya çıkmam lazım. Öncesinde bir gün Ayhan ve Hulusi kardeşimle birlikte 40 dakikalık tırmanıştan sonra tepeye ulaştık. Oradan aşağıya görüntü muazzam. Somuncu Baba Camii, Türbe Külliye tüm ihtişamıyla gözler önünde. Gündüz çekimler yaptık derken akşam vakti yaklaştı. Dedimki arkadaşlara önce külliyenin içerisini güzel bir ıslatın mermerler ile yansıma güzel olur mavi saatte. Sonra tepeye tekrar çıkacağım oradakiler hocam biz gelmeyiz yorulduk falan dediler. Ben kararlıyım çıkıp o muhteşem güzelliği çekmem lazım.

Değerli kardeşim Tarihçi ve Araştırmacı Yazar İbrahim Akkurt üstad ben seni yalnız bırakmam beraber çıkalım dedi. Çantamı sırtına alıp beraber o zorlu tepeye doğru tırmanmaya başladık. İbrahim Akkurt kardeşim o ara dualar okuyor ara sıra bakıyorum bir korku var ama espri sanıyorum yüzünde. Ve zorlu 40-45 dk sonunda biz tepeye ulaştık.

Mavi saatler başlamıştı. İbrahim kardeşim tam tepenin doruk noktasında oturdu kaldı. Bende o ara çekime başladım tabii dedim İbrahim bana diğer lensi getirirmisin. Baktım yerinden kalkmıyor ben koştum lensi değiştirdim tekrar koşup Allahın inayetiyle zorlu çekimi bitirdim. Evet sıra inmeye gelmişti. İbrahim kardeşim korkuyorum falan diyor ama ben hala şaka yapıyor sanıyorum. Akşam olmuştu biz yavaştan inmeye başladık. İşte bir an İbrahim Akkurt kardeşimin destek amaçlı ayak bileklerini tutunca baktım titriyor Ayetel Kürsi okuyor o an şaka yapmadığını anladım ve bir birbirimize kenetlenip 40 dk civarı tepeden aşağıya indik ama bizde ne ayakkabı ne pantolon kaldı. Neydi bizi oraya çıkarıp indiren. Allah dilerse her şey olur. Allaha ne kadar şükür etsek azdır.

Aşağıda kendimize geldik 7 sene geçmesine rağmen ne zaman bir araya gelsek hala o anları konuşuruz. Dedik bundada Somuncu Baba'nın kerameti vardır. Allah orada beni yalnız bırakmayan Tarihçi Yazar İbrahim Akkurt kardeşimden ebediyen razı olsun. Bizler razıyız. Hulusi, Enes ve diğer tüm kalbi güzel kardeşlerimden de Rabbim razı olsun. Bizler için ne gerekiyorsa ellerinden geleni fazlası ile ifa ettiler.

Bir Cuma vakti gelmişti. Sabahında Somuncu Baba'nın çilehanesine girip namaz kılıp dua ettik.Sonra camiye gelip çekim hazırlığı yaptık. Üst katta Ben merdivenin üstüne çıktım. İbrahim ve Hulusi kardeşim tuttu. Cumayı o şekilde çekimini tamamladık. Tabii millet ilk defa görünce dediler bunlar ne yapıyor o tebessümle sıcacık insanlar.

Cuma bitti dışarı çıktık sıcak yakıyor etrafı. Hulusi kardeşim üstad gel seni Aslan Tektaş müdürümle tanıştırayım.

Oradan hiçbir yerde olmayan Kudret Havuzu'na geçtik. Suyu yaz kış ılık olağanüstü güzellikte bilenler geliyor suya giriyor bizede girmek nasip oldu. Somuncu Baba'yı anlat anlat bitmez yaşamak lazım. Ayrılık Vakti. Ve günlerden Cumartesi ayrılma vakti gelmişti. Şimdi hüzün vardı içimizi bir burukluk sarmıştı. Dedik son türbeye gidelim duamızı okuyalım veda edelim. İbrahim ve Ali kardeşimle türbeye geçtik. Dualarımızı yaptık. Kalktık ve geri yürürken işte bende izahını pek anlatamayacağım bir şey yaşamaya başladım. Birden ağlamak tuttu ama ne ağlayış. Ben kendimi bildim bileli böyle içten ağlamadım. Ağlaya ağlaya taç kapıya geldik ve geri dönüp bakınca ne olduğunu anlamadım kendime geldiğimde. Bu bir sırdı. İşte nasıl Somuncu Baba'nın sırrı Ulu Caminin açılışında Faş oldu o sırrı olsa gerek beni alıp götüren.

Mutlaka ziyaret edilmesi müstesna yerlerden bir yer Darende Somuncu Baba. Benimde çekimlerle destek verdiğim hala kalbimizin bir köşesinde saklı Somuncu Baba Külliyesi. Tv'lerde bahsetmeden asla geçemediğim bir yer. Her yer tertemiz misk-i amber kokuyor pırıl pırıl kendine özgü müzesi mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Not Olarak.

Somuncu Baba Filmi – Darende Somuncu Baba Külliyesi

Somuncu Baba Türbesi hangi ilde? diye sorulduğunda şüphesiz ilk akla gelen Somuncu Baba diyarı Darende'dir. Bosna Hersek'li Fotoğraf sanatçısı ve yönetmen Sulejman Muratovic tarafından video çekimleri yapılan, ünlü fotoğraf sanatçısı 'Kubbelerin Üstadı' lakabının sahibi Cemil Şahin tarafından fotoğraf çekimleri ile desteklenen Somuncu Baba Külliyesi Tanıtım Filmi 'nde hem Somuncu Baba Hazretlerinin hayatı hem de Somuncu Baba Türbesi hakkında bilgi bulabilirsiniz. Ayrıca Somuncu Baba Türbesi tarihi ve günümüz mimarisi hakkında da dikkat çeken detayları izleyebilirsiniz.

Mimarisi Mihrap ve Minberi ilk olma özelliği taşıyan nadir bir camidir.

https://somuncubabaturbesi.com/somuncu-baba-turbesi-nerede/

Hulusi Efendi Vakfına ve Başkanıma, Somuncu Baba Camii, Türbe ve Külliyesi'ndeki görevli yüzlerinden tebessümleri hiç eksik olmayan tüm kadim kardeşlerime en kalbi şükranlarımı sevgilerimi sunuyorum...