BAKKAL ÇIRAKLIĞINDAN TOY'A

Cemil ŞAHİN

11.12.2023 - 23:00 Yayınlanma

12.12.2023 - 04:05 Güncelleme

Herkesin hayatında mutlaka inişli çıkışlı bir hikayesi vardır. Bir söz vardır, hatırladığın sürece o hikaye bitmemiştir. Bitmez ki. Zaten insanoğlunun yaşamı daima bir hikaye içerisinde geçmekte. Ne diyor şair; Şu ömür merdiveninde, herkesin derdi diğerine hikaye...

Herkesin hayatında mutlaka inişli çıkışlı bir hikayesi vardır. Bir söz vardır, hatırladığın sürece o hikaye bitmemiştir. Bitmez ki. Zaten insanoğlunun yaşamı daima bir hikaye içerisinde geçmekte.

Ne diyor şair; Şu ömür merdiveninde, herkesin derdi diğerine hikaye.

Hayal ederken hayatta amacı olunan sevdiğin şeyleri düşlemek insan zihninde ve ruhunda son derece pozitif enerji veren bir hal alır. Motivasyonu güçlenir.

Bizler bu merdivenleri tırmanırken öyle kolay kolay çıkmadık. Hedefin olursa zaman sizi o hedefine ulaştırır ve başarıyı getirir. Azim, sevgi, sabır hikayenin başkahramanıdır. İçimizde öye cevherler var ki şapka çıkartıyoruz. İnsanlığıyla, kişiliğiyle mütevazi oluşuyla...

O başarıya öyle bir imza attıki zor meşakkatli yollardan çile çekerek alnının teriyle bugünlere gelen muhteşem oyuncu kabiliyeti ile özellikle karakter olarak Osmanlı dizilerinin aranan ismi ve bir çok dizilerde başrol oynayan, başarılı, asla pes etmeyen ben dahi bizzat şahit olduğum sevgili Abdullah Zaza.

En büyük işler büyük hayal sahibi insanlarca başarılmıştır. İnsanın hayatı, insanın hayalidir. Örneğin; kimi işte o nev-i şahsına münhasır usta bir başrol oyuncusu, karakter oyuncusu, usta bir fotoğrafçı. Can Urfamızın bağrından çıkmış, tıpkı Urfa gibi kendisi sımsıcak tebessüm dolu bir insan.

Bakkal çıraklığından Toy'a uzanan bir yolda kıymetli kardeşimiz Abdullah Zaza'yı ağırlıyoruz.

Abdullah Zaza kimdir ?

30 Eylül 1977 Urfa doğumlu. Türkmen bir ailenin üç çocuğundan biri. Tarihe olan merakı okumayı çok istemesine rağmen liseden sonra nasip olmayınca şanslıydım diyor çünkü hikayenin başı gibi Bakkal Çıraklığı ile başlayan hayat hikayesin de Toy'a uzanan bir film şeridi var.

Ortaokul ve lise yıllarında bir yandan okula giderken, bir yandan da Urfa Köprübaşı'nda bakkal çıraklığı yapıyor. Zaza'nın ağzından dinleyelim.

O tarih ve okuma sevdalısı. O dönemde tahta tezgahın altında tarih kitapları ile haşır neşir. Gizli gizli okurken arkadaşları gülerler, dalga geçerlermiş.

Zaza güzel bir söz söylüyor. Her kitap bittiğinde ulu ecdada olan saygım, sevgim daha da artıyor. Tarihimizi daha çok ivedilikle merak ediyordum. Bana ait olmayan bir yerde bana ait olmayan konulara şahit oluyordum.

Tarihimize hizmet etmeli ecdadın mirasına sımsıkı sarılmalı sahip çıkmalıydım. Bu hayalime nereden başlamalı, nasıl ulaşmalıydım?

80'lerin, 90'ların noksanların çocuklarıydık. Hayatımızda hep bir şeyler eksikti ama çok mutluyduk.

Büyük hayallerle başaldığım bu yolculuk beni aldı götürdü. Diyar diyar her bir dizi de farklı karakterlerle buluştum. En büyük hayallerimin hepsi birer birer gerçeğe dönüyordu.

Bu minvalde bana inanan, inanmayan tüm dostlarıma, akrabalarıma, çocuklarıma en kalbi teşekkürlerimi şükranlarımı bu vesile ile buradan iletmek istedim. İyiki varlar.

SORU 1: Abdullah Zaza bakkal çıraklığından önce fotoğraf sevdanız var. Önce fotoğraftaki başarılarınızla bir sohbet edelim. Nerede başladınız ve bu alandaki başarılarınızdan bahsedermisiniz?

Çocukluğumdan beri gelen bir serüvenim var. Çocuk yaşlarda kompak makinalarla başlayan o sevdam zaman geçtikçe Allah'ın nasibiyle hem kameranın arkasında hem de kameranın önünde başarılara imza attım. Ne mutlu çocuklarıma en büyük mirası bırakacağım.

Hala fotoğraf çekiyorum, arşivliyorum. Türkiye çapında çok önemli 3 prestij sergi açtım. 2015 yılında Cnr Fuar merkezinde, 2. Urfa Plaza Avm'de, 3. Safranbolu'da açmanın gururunu yaşadım.

Bahsettiğim gibi en büyük hayalleriminde ötesinde büyük başarılara zorluklara rağmen imza atmanın gururunu yaşadım.

SORU 2: Peki başka bu konu hakkında projeniz var mı bahsedermisiniz?

İlk şimdi siz duyacaksınız. Sürpriz olsun çekilmemiş bir fotoğraf dizisi olacak. Yarısını çektim devam ediyor. İnşaallah bunda büyük başarıya imza atacağım.

SORU 3: Fotoğraftan sonra sinemaya geçerken dizilerde büyük başarılara imza attığınızı gördük. Nasıl nereden başladı dizi sevdanız? Sizi buralara getiren çok etkileyen en önemli dizi hangisiydi?

Herşey çok bambaşka ikisi de birbiriyle bağlantılı görünse de çok alakasız olaylar aslında. Arka planda sorumluluğunuz çok daha fazla izleyicinin karşısında hata yapma şansınız yok. Oynadığınız canlandırdığınız rolü izleyiciye çok iyi aktarmalısınız.

Tabii araya yıllar girdi. Hayatımda bir sürü değişiklikler oldu ama o hayalim isteğim asla hiç değişmedi. Her fırsatta okumaya gayret ettim. Tarih ile ilgili programları izliyor takip ediyor ecdadı yanlış anlatıyorlar olsa dahi kaçırmıyordum.

Takii hayalimdeki dizi DİRİLİŞ ERTUĞRUL başlayana kadar.

İlk bölümü amcaoğlu Halil ile izledik. O nasıl bir güzellikti aman Allah'ım. Bölüm bittiğinde ben bu projede nasıl olmalıyım? Atların tımar işi dahi olsa razıyım dedim. Urfa'da yaşarken İstanbul'da çekilen bir diziye dahil olma hayali kuruyordum.

O akşam tüm kalbimle maneviyatımla çok dua etim. Amcaoğlu Halil kardeşime bu işin içinde olacağım sözünü verdim. Halil benim için çok değerli biridir.

Çarşamba günleri hayat duruyor. İnsanların maç izlediği gibi ( DİRİLİŞ ERTUĞRUL ) dizisini adeta nefes almadan izliyordum.

Zaman içerinde hayat şartları değişti ve doğup büyüdüğüm canım Urfa'mdan İzmit'e yerleştim. Aslında hayalime bir adım daha gelmiştim.

3. sezonu izlerken bir düğünde hasbelkadar dizinin Genel Müdürü ile tanıştım.O günden sonra hayalime bir nebze yaklaştım ve hayatım değişmeye başladı.

İşte en büyük hayalime kavuşma vakti gelmişti.

Allah nasip etmeyeceği şeyin hayalini kurdurmaz. Hz Osman(ra)

Hz Osman ne kadar güzel bir söz söylemiş ki Rabbim nasip etmişti bana. Ben ki çocukluğumdan itibaren hayalini kurduğum işin içindeydim artık.

59. Bölümde Diriliş Ertuğrul'a dahil olmuştum. 102. Bölüme kadar 3. ve 4. Sezon Oba Bey'i olarak devam ettim. Ben hala rüyada olduğumu sanıyordum. Herkes şaşırmıştı ben zaten büyük şaşkınlık içindeydim.

Dirilişten sonra bana çok ilginç soru gelmişti. Ne kadar para alıyorsunuz? Ücretler nasıl diye. Bende herkese klişe cevaplar veriyordum. Örnek vermiştim. Sen çok sıkı fanatik bir taraftarsın. Her hafta sonu maçları izlerken hayat duruyor senin için. Bir hafta sonra tuttuğun takım için sahaya çıksan kaç para alırsın. Abi ben para veririm. İşte bizimki de klişe öyle bir cevap oldu. Para söz konusu bile olamaz.

Diriliş dizisinden sonra bu işi daha da ilerletmem lazım diyerek bunun eğitimini almam gerek dedim ve İzmir Alsancak Art Academy'de Kamera Önü Oyunculuk Eğitimini tamamladım. Bu noktadan sonra zaten dizilerin arkası geldi.

SORU 4: Oynadığınız dizilerden sizi etkileyen neler oldu? Nasıl tepkiler aldınız?

En önemli dizide oynuyorsunuz 69. Bölümden 102. Bölüme kadarki hiç tanımadığım insanlardan muhteşem yorumlar aldım. Yolda sizi durdurup fotoğraf çektirmek isteyenler size sarılanlar anlat anlat bitmez. Dedim ki Zaza sen zoru Allah'ın izniyle başardın. Doğru yoldasın. Yeri geldi en yakınlarınızdan yapamazsın, olmaz gibi olumsuz çok hareketlerle karşılaştım. Ama bu beni daha da kamçıladı. Yeterki bir şeyi kalpten iste. Allah sana yardım ediyor zaten.

Görüntümden dolayı biraz sert mizaça sahibim. Sert karakterlere daha uygunum. En çok yorumu ise Sokağın Çocukları 5. Sezon Halil Ağa karakterinden aldım. Bu dizide başrol oynamıştım. Gayet doğal olduğum için çok başarılı olmuştum.

SORU 5: Dizilerden sonra geriye dönüp ben nasıl başarmışım Türkiye'nin en önemli dizilerinde nasıl oynadım kendinizle empati yaptınız mı? Sizi etkileyen isimler oldu mu?

Olmaz mı? O kadar çok oldu ki her şey herkese nasip olmayacak başrol karakterlerini oynadım. İmam Gazali, Mehmet Zahit Kotku, Hz.Ubeyde, Hz Hamza gibi çok önemli roller geldi. Abi oynar mısın dediler.

Büyük şaşkınlık içindeydim. Önce bir kendime baktım. Benim imanım buna yeter mi diye? Sonra Allah nasip etti kabul ettim. Büyük şahsiyetleri oynamak herkese nasip olmaz.

Bizler çaldığımız kapıda durmayı bilmiyoruz.

Şu anda devam eden dizi Güneşin Doğuşunda, Hz Hamza karakterini oynuyorum. Ağırlığı o kadar fazla ki ( İmanından her şeyine kadar kendini kontrol altına almak zorundasın.) Büyük karakterler geldiğinde ben kendimi sorguluyorum daima. Gerçekten benim imanım takvam buna yeter mi diye? Elimden geldiğince layık olmaya çalışıyorum. İnsan o şahsiyetlerin karşısında tir tir titrerken senin kendini sorgulama şansın yok. Hatta ilk Mehmet Zahit Kotku karakteri geldiğinde ilk bir hafta kendimi sorguladım. Benim imanım buna yeter mi? İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Hayal ettik Allah'ta bana aklıma gelemeyecek işler nasip etti. Ne kadar hamd etsem azdır.