NİCEDİR ortalarda görünmüyordu. Sorduk, soruşturduk ve sonunda bir adrese ulaştık. Bununla yetinmedik elbette ve kendimizi yola vurarak belirtilen yere ulaştık.

NİCEDİR ortalarda görünmüyordu.

Sorduk, soruşturduk ve sonunda bir adrese ulaştık. Bununla yetinmedik elbette ve kendimizi yola vurarak belirtilen yere ulaştık.

Sessizlik içindeydi.

Buna belki de sükûnet demeliyim, bilmiyorum.

Meramımızı arz edip, hasretimizi dile getirdiğimizde aydınlık bir tebessüm eşliğince cevapladı: 'Kendimle Sohbetteydim.'

KİŞİNİN kendisiyle sohbet edebilmesi büyük bir nimet esasen.

Yaşadığımız çağ sonsuz bir seslilik ile dikkatlerimizi bütünüyle sömürüp dumura uğratırken sessizlik gerçekten temel ihtiyaçlar listesine eklenmeli…

Hepimizin kendimizle sohbet etmeye ihtiyacı var.

Bunu görmezden gelmek gerginliklerimizi daha ileri safhalara taşımaktan başka bir işe yaramayacak.

Sosyal mecralara deli gibi abanıp tüm vaktimizi buna vererek, bir birimize içeriği farklı olsa da kısa videolar gönderip bunları izleyerek gülüp kahkahalar atmamız bu sonucu değiştirmiyor.

Bu eğlenceler yeterince olumlu etkide bulunmuyor.

Ferahlatmıyor.

Huzur iklimlerine taşımıyor.

Anlık neşelenmelerle günü kurtarmaktan başka bir işlevi yok.

BİR iç varoluş sistemimiz var.

Buranın sağlıklı biçimde beslenmesi dış etkilere karşı koruyucu olacaktır.

Bize sahih bir güç verecektir.

Bu gücü elde etmek ise gerçek bir sessizlikle yani sükûnet ile mümkün…

HAYATTA kalmak başka bir şeydir, bunu yaşama sevinci motivasyonu, dini ve kültürel değerlerle besleyerek yapmak bambaşka bir şey…

Sessizlik kişinin dışarıdan elde ettiklerini kenara bırakabilmesi, pozisyonlarından sıyrılabilmesiyle mümkün olan bir hal…

Kolay değil yani.

Kudretini, imkanlarını, titrini, sosyal etkilerini üzerinden elbisesini çıkarır gibi çıkaracak sadece kendisiyle kalacak…

Ve sohbete başlayacak…

Ayıklama işlemi için kollarını sıvayacak.

Yüzleşecek.

Canı acıyacak.

Buna bir nevi 'Boşaltma' ve 'Doldurma' ameliyesi de diyebiliriz.

Yanlıştan kurtulma, doğruyla donanma…

SESSİZLİK kendini güncelleme faaliyetidir.

Arınma eylemidir.

Yeniden kendini tanımlama çabasıdır.

Bunu eskiler mağaralara çekilerek tefekkür ile yaparlardı. Geleneğimizde Ramazan aylarında yapılan 'İtikaf' ibadetini de bu bağlamda düşünebiliriz.

İnsanın kendinden olmayanları halvet ile dışarıya bırakması ve özüne ait olanları içeriye davet edip almasıdır.

Bu, güçlü görünmek yerine gerçek gücü elde etmesi demektir.

GERGİNLİK boşaltımı olarak da ele alabileceğimiz bu meseleyi yabana atmamalıyız.

İçimize şeytanın ektiği kötülük tohumlarını kökünden söküp atmaya ancak bunu bir program dahilinde yaparsak muvaffak olabiliriz.

GÜN içinde irili ufaklı her birimiz bazı güç savaşlarına maruz kalabiliriz.

İş stresi, uzun yolculuklar, trafik çilesi, ekonomik problemler, sosyal sorunlar, aile içinde anlaşmazlıklar, çocuk eğitiminin zorluğu vs gibi pek çok husus burada aktif bir etken olabilir.

Tüm bunlar bizi bunaltıp gereceği için farkında olmadan yansıtmalar yapabilir, suçlama eğilimlerine girebiliriz.

Öfkemiz ve kınamalarımız sürekli dışarıya yönelik olmaz, kimi zaman kendimize dönük de olabilir.

Bu da hayat kalitemizi ciddi şekilde etkileyen bir unsurdur. Yaşama sevincimiz elimizden bir bolunun uçup gitmesi gibi kaybolur, gider.

SESSİZLİK bu nedenle hayatı analiz edebileceğimiz bir dinginlik alanıdır.

Olumlu ve olumsuz düşünceleri ayıklayabileceğimiz bir fırsat sunar.

Kendimize huzur ve mutluluk alanı açmamızı sağlar.

Âni patlamalar ve tepkiler yerine makûl düşünme ve yıkıcı olmayan tepkiler geliştirme sürecidir.

KENDİMİZLE bağlantı kurmaktır sessizlik.

Gönlümüzle, aklımızla, vicdanımızla çevrimiçi olmaktır.

Öğrenilmiş 'Kabul Edilmiş Sessizlik', korkudan beslendiğini bildiğimiz 'Savunma Amaçlı Sessizlik', şuurlu bir seçim olan 'Koruma Amaçlı Sessizlik' gibi konular bu alanın uzmanı olan psikologların ele alacağı meselelerdir.

Biz sussak da beden konuşur şeklinde tarif edebileceğimiz 'Beden Dili' mevzusu da yine ehillerine kalsın.

Ayrıntılarını onlara bırakalım.

SESSİZ sohbetlere ihtiyacımız var.

Kendimizle söyleşmek ruhumuza iyi gelebilir.

Bizi tazeler.

Söylemek istediğimiz budur.

Ya Selam!