Toplumsal olayları daima liderler yönetir.

Toplumsal çarpışmalar, liderlerin çarpışmasıdır. Buna savaşlar da dahildir.

Lider, baş demektir. Bu islam’da imam olarak tarif edilmiştir.

Padişah olur, halife olur. Hep aynı manaya gelir.

En küçük sosyal birim ailedir. Ailenin de başı vardır, olmalıdır. Yoksa aile dağılır.

Bunu kabile, cemaat, dernek,  tarikat, vakıf ve devlet olarak da sayabilirsiniz.

Hatta devletin her kurumu da başla yönetilir.

Lider  yani baş, başarılı ise o kurum büyür genişler, o toplum refah içinde olur.

Buna misaller verebiliriz.

Tarihteki bütün devletleri kuranlar başarılı liderlerdir.

Bunun içinde dünyada tek olan ve asla o seviyeye hiçbir liderin gelemeyeceği  bilinmelidir.

O da sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed (sav) dir.

               ***

Toplumsal olayların başarısında Lider olmazsa olmazdır.

Ama yeterli olmaz. O başarı için mutlaka teşkilatı olmalıdır.

Liderin kurduğu teşkilatta bir hedef vardır. Ona sosyolojide doktrin denir.

Mesela Peygamber Efendimizin (sav) başarısındaki teşkilat sahabelerdir.

Sahabeler ki, cahiliye Arap’ı içinde yetişmiş, sıradan basit insanlardı.

Onlar, öyle bir Peygamber terbiyesi aldılar ki, dünyanın en şerefli insanları oldular.

Gittikleri her yerde savaşı kazandılar. Her bölgede devlet yıktılar, devlet kurdular.

Yani dünyanın en büyük iki devletinin birini Tüm yıktılar. Ki bu Sasani devleti idi.

Birinin de topraklarının yarısını fethettiler. O da Doğu Roma yani Bizans’tır.

Peygamber Efendimizin (sav), hedefi, yani doktrini İslam’dı.

İslam, insanları olgunlaştırmak, mükemmel hale getirmek, dünyada ve ahirette mutlu etmekti.

Hedef İslam’ı her insanın gönlüne yerleştirmekti.

İşte Efendimiz(sav) bunu başardı.

Peygamber efendimiz zamanında Resüllah(sav), sahabe ve İslam asla tartışılmadı.

Buna izin verilmedi. Gerekirse cezalandırıldı.

               ***

Bu gün için de Lider, teşkilat ve doktrin asla tartışılmamalıdır.

Liderler toplumu alır yüceltir güçlendirir.

Eğer aile reisi ise fertlerini güzel ahlak sahibi yapar. Verimli yapar.

O ailenin kendisi ve çocukları başarılı olur. Devlet başkanı ise o devlet hızlı kalkınır.

Halkı müreffeh yaşar, maddi ve manevi yönden gelişir.

Buna bir de düşman cephesinden bakarsanız, son 2 asırdır dünyaya hakim olan İngiliz krallığı da;

Lider, teşkilat ve doktrin tartışmazlığını iyi bir şekilde uyguladı. Dünyaya hakim oldu.

Önce denizlere hakim oldu. İspanya ve Fransız donanmasını Trafalgar’da yaktı.              

Denizlerde rakipsiz dolaştı. Osmanlı donanmasını Navarin’ de yaktı.

Fransız ve Alman ordularını Waterloo savaşında yok etti.

Artık dünyada tek liderdi.

Bu başarıyı, İngiliz devlet kuvvetleri ve dünyaya yaydığı Masonluk teşkilatı ile yaptı.

Masonluk teşkilatı da kayıtsız şartsız İngiliz krallığına bağlı gizli bir teşkilattır.

Bu gün bile bütün dünyada devlet adamları ve insanlar,

Masonluktan korkar onun hakkında konuşamazlar. Çünkü onlar her yerde varlar.

İngiliz krallığının hedefi, doktrini, Batı düşüncesi ve hukukunu dünyaya yaymaktır.

Bu yolla da emperyalist  varlığını sürdürmektir. 1946 yılında İngiltere bu hedeflerini ABD ye devretti.

Ama tepede daima İngiliz krallığının manevi gücü vardır.

Batı hukuku; Roma hukuku, Hristiyanlık, eski Yunan ve Yahudilik karması bir yapıdır.

İslam’a göre cahiliye hukukudur. İçki, zina, Kumar, faiz ve şahsi menfaat için bütün yollar meşrudur.

Hatta bu haram dünya, yaygınlaştırılır ve teşvik edilir. Harama giden yollar ve özellikle faiz…

Feminizm( kadının üstünlüğü) özellikle konur ki, insanlık mutsuz olsun.

İnsanlık ve Türkiye bu zulümden nasıl kurtulur? Gelecek yazımızda inşallah…