1928 yılında 1267 sayılı kanunla Türkiye Cumhuriyeti Hıfzıssıhha Müessesi adı altında bir kurum kuruldu. Müessesenin kuruluş amacı,  ülkemizde aşı, serum, ilaç ve test materyali geliştirmek, üretmek ve araştırmalar yapmaktı.

1928 yılında 1267 sayılı kanunla Türkiye Cumhuriyeti Hıfzıssıhha Müessesi adı altında bir kurum kuruldu. Müessesenin kuruluş amacı, ülkemizde aşı, serum, ilaç ve test materyali geliştirmek, üretmek ve araştırmalar yapmaktı. 10 Ağustos 1942 tarih 4288 sayılı kanun ile müesseseye başbakanlık görevini icra ettiği sırada vefat uzun yıllar sağlık bakanı olarak da görev yapan Dr. Refik Saydam'ın adı verildi.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu, kuruluş yıllarında tifo, tifüs, difteri, BCG, kolera, boğmaca, tetanos ve kuduz aşıları üretmekle kalmadı seri üretime geçerek tıp dünyasında adından söz edilen örnek bir kurum oldu. Hatta 1940 yılında Çin'e kolera aşısı, Yunanistan, Suriye gibi ülkelere de tetanos ve tifüs aşıları ihraç etti. 1950 yılında influenza laboratuvarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından 'Uluslararası Bölgesel İnfluenza Merkezi' olarak tanındı ve influenza aşısı üretimine geçildi. 1952'de BCG ve influenza aşıları, 1965'te kuru çiçek aşısı, 1968'te difteri-boğmaca-tetanos karma aşısı seri üretimine geçildi. 1983 yılında 181 sayılı KHK ile Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı adını aldı. 11 Ekim 2011 tarihli 663 sayılı KHK ile kapatıldı ve görevleri Sağlık Bakanlığı'na devredildi. Kapatıldığında tifo, dizanteri, kolera, veba, meningokok, stafilokok, boğmaca, brusella, oral BCG, intradermal BCG, difteri, tetanos, kızıl, alüminyum presipiteli karma aşılar, lekeli humma, kuduz, çiçek ve grip aşıları üretilmekteydi.

Şimdi bana bu ansiklopedik bilgiyi neden yazdın diyenleriniz olacak. Doğru, herhangi bir ansiklopediyi açsanız bu bilgileri elde dersiniz. Ancak, beni bunu yazmaya zorlayan sebep başka. Baktım, facebookta bir resim ve altında bir yazı 'Elazığ Kültür Bakankığı Kitap Satış Bürosu Elazığ'da bir başka idi… 1989 - 1990 YILLARI… Fotoğraf Abdullah Ataman' Fotoğrafta düzenli bir kitap satış mağazası, raflara dizili Kültür Bakanlığının yayınladığı kitaplar…

Yalnızca Elazığ'da değil Türkiye genelinde Devlet Kitapları Bölge Şeflikleri vardı. Milli Eğitim Yayınevleri vardı. Kültür Bakanlığı Kitap Satış Evleri vardı. Ne yapıyordu bu kuruluşlar? Birer ticari kuruluş olan yayınevlerinin basmadığı; ancak her biri kültür hazinemiz olan kitapları basıyor, satış evleri vasıtası ile de dağıtımını gerçekleştiriyorlardı. Amaç, okuma özürlü toplumumuzda okumayı teşvikti. Amaç, ucuz ve kaliteli kitaplarla az da olsa birtakım insanlara kitap okuma alışkanlığı kazandırmaktı. Amaç, Türk toplumunun kültür seviyesini yükseltmekti. Amaç, aklını kullanan; soran, sorgulayan insana ulaşmaktı. Amaç…

2007 yılında Türkiye genelinde Devlet kitapları bölge şeflikleri kapatıldı. Onlara bağlı olarak Milli Eğitim Yayın Evleri kapatıldı. 2009 yılında Kültür Bakanlığı Kitap Satış Mağazaları zarar ediyorlar gerekçesi ile kapatıldı. Zarar ediyorlardı yani para kazanamıyorlardı. Yani vatandaş okumuş, aydınlanmış, bilgi ve kültür sahibi olmuş bunlar kazanç değildi. Para getiriyor mu para… Yok! O zaman vur kapısına kilidi.

Kısaca kapatmak son yılların en büyük icraatlarından oldu. Başka neler mi kapatıldı? Yüce divanlık suçlar kapatıldı. Başta Rıza Zarrap davası olmak üzere bilumum yolsuzluklar, soygunlar, vurgunlar kapatıldı. Varlık Fonuna devredilen kurum ve kuruluşlar, Sayıştay denetimine kapatıldı. Ormanlar, yabancı şirketlerin maden aramaları için kapatıldı, dereler HES'ler için kapatıldı. Medya satın alınarak halkın doğru habere ulaşma yolları kapatıldı. Bunlar hemen aklıma gelenler…

Şimdi bana; '1940'lı yıllarda Çin'e kolera aşısı ihraç eden Refik Saydam Hıfzısıha Kurumunun kapatılması ile Milli Eğitim Yayınevlerinin, Devlet Kitapları Bölge Şefliklerinin, Kültür Bakanlığı Kitap Satış Evlerinin kapatılmasının ne alakası var' diyeceksiniz.

Doğru! Biz 'kapatılanlar' arasında ilgi kuramaz ve 'kapatanlara' 'kapatma', deme erdem ve cesaretini gösteremezsek daha çok 'kapatılmaları' yaşarız.