Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, katıldığı bir programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"BİR KRİZ TOPLANTISI OLARAK GÖRÜLMEMELİ"

Basına olağanüstü toplantı olarak yansıyor ama biz çok sık toplantılar gerçekleştiriyoruz. Sık sık telefonla karşılıklı istişarelerle sürüyor. Bunu süregelen istişarenin bir parçası olarak görüyoruz. Geçen hafta sayın İmamoğlu ile ilgili hukuki karar açıklanmadan, ev sahibi olarak bütün liderleri dolaşarak toplantı yapmıştım. Önümüzdeki hafta Pazartesi, Çarşamba, Perşembe günü toplanacağız. Tabii ki zor süreç, üzerimizde tarihi sorumluluk var. Şu anda zor süreci aşma konusunda bütün liderlerde güçlü bir irade var. Bugünkü görüşme normal bir görüşme. Bir kriz toplantısı olarak görülmemeli.

"GELECEK HAFTA İKİ DÖKÜMANA İMZA ATACAĞIZ"

Bizim ta geçen sene 12 Şubat'ta başlattığımız Ahlattıbel'deki sürecin sağlıklı işlemesi. Uzun dönemli perspektif geçen sene 13 Şubat'ta 6 lider karar aldı. Türkiye'de sistem sorunu var. Cumhuriyetin 100. yılına girerken bu sistem sorunu aşılarak siyasetin ve sistemin yeniden yapılandırılması lazım. Şimdi seçim iklimine girdikçe her partinin kendi hesapları, beklentileri var. Parti içindeki milletvekili adayların, kurucuların beklentileri var. Bunu hep göreceğiz. Gelecek hafta Perşembe günü tekrar bir araya geleceğiz ve iki önemli dökümana imza atacağız. Biz bir mimari kurduk, 84 maddelik anayasa reform paketini 6 parti ile birlikte açıkladık. 150 yıllık meclis, 100 yıllık cumhuriyet, 75 yıllık cumhuriyet tarihimizde böyle bir çalışma yok.

"6 LİDER YOL HARİTASINDA MUTABIK KALDI"

Bizim için en önemli iki döküman geliyor. Komisyonlarımız son derece sağlıklı çalışıyor. Bir; geçiş süreci yol haritası. Hangi vadede, hangi güç paylaşımı ve hangi yönetim anlayışıyla. Bu süreç 6 ay da sürebilir, 5 yıl da sürebilir. Geçen hafta 5 liderle tek tek uzun görüşmeler gerçekleştirdim. Şu anda geçiş süreci yol haritasıyla ilgili olarak en ufak pürüz yok. 6 lider mutabık kaldı. Diğer başlık ise hükümet programı.

"DİKENLERİ Mİ; YOKSA GÜLÜ MÜ ESAS ALACAĞIZ"

Sorun hayatın en doğal unsuru. Siyaset sorun çözme sanatı. Dikensiz gül bahçesi görmüyoruz. 6 partinin geçmişleri, önermeleri, beklentileri, toplumsal tabanları farklı. Dikenleri mi, yoksa gülü mü esas alacağız. Dikenler olacak, ben güle bakıyorum. Dikenli yolda yürürken hepimizin özenle koruması gereken şey şu ana kadar kat ettiğimiz mesafeyi kaybetmemek. İYİ Parti'nin Meclis'e girmesi başarıydı. Sayın Kılıçdaroğlu belli sayıda milletvekili vererek sayın Akşener'in Meclis'e girmesini sağladı. 2019'da önemli bir başarı elde edildi. Burada da sayın Akşener aynı fedakarlığı yaptı. Üçlü olarak geçen sene masada yemek yediğimizde sayın Akşener ve sayın Kılıçdaroğlu'nun çok rahat konuşabildiklerini gördüm ve bunu memnun etti. Bu kültürü gördükten sonra bu akşamla ilgili telaşa kapılmış değilim.

"ADAY ÖNÜMÜZE YEDİNCİ PARTİ OLARAK OTURMAYACAK"

Şu anda tabir caizse iklimi bozma potansiyeli var. Toz pembe ortaya koymam ama realist tabloyu ortaya koyarım. Ama ona hapsolmak anlamına gelmez. Hepimiz bir şeylerden fedakarlık edeceğiz ve bu tren yürüyecek. Geçen sene 6'lı Masa haline dönüşürken bu konuları konuştuk. Bu fedakarlıklar üzerine inşa edilirken tabii ki çok şey değişti. Siyasi dengeler değişti. Seçim takvimine kadar ister istemez zorlayacak husus, adayın kim olacağı. Bunda realistim. Ocak sonunda konuşuruz. Niye Ocak sonu? Bir mimariden bahsettim. Şu anda iki metni açıklayacağız. Adaydan önce sürecin tanımlanması lazım. Aday gelecek, karşımıza yedinci bir parti olarak oturmayacak. Aday oyun planı içinde Cumhurbaşkanımız olarak takdim edilecek. Şimdi bu yapı oluştu. Aday bu mimarinin çatısı. Her parti kendi genel başkanını görmek ister.

"BELEDİYE BAŞKANLIKLARI PARTİ GENEL MERKEZLERİNE DÖNÜŞÜR"

Eşitler arası bir ilişki doğdu. Sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Akşener'i takdirle ifade ederim. Büyük toplumsal kitleler açısından partilerin dayandığı tabanlar bir iki seçim sonrasında çok farklı olacaktır. Biz bir sürecin içindeyiz. Anlık resim sizi yanıltır. Şu anda kamuoyunun ilgilendiği şey sayın İmamoğlu'nun kararından sonra kimin ne yaptığı? Sayın Kılıçdaroğlu'nun belediye başkanlarıyla ilgili açıklamaları. Bu herkesin siyasi beklenti içinde olduğu anda yönetmesi gereken bir şeydi. Şu anda bizim için de, birçok arkadaşımızın zihninden milletvekili adaylığı geçebilir, belediye başkanlığını düşünebilir. Arkadaşlarıma söylediğim şu; bunları konuşmak için erken, hepimiz işimizi yapalım. Sayın Kılıçdaroğlu da kendi partisinin içinde bunu korumaya çalışmasını önemli görüyorum. Eğen bugün herhangi belediye başkanının adaylığı sözkonusu olsa, o başkanlığı yapmaktan çok gelen talepleri, ilerideki cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili olarak talepleri konuşur. Büyükşehir başkanlıkları genel merkeze dönüşür.

"SAYIN AKŞENER'İN İMAMOĞLU'NA VERDİĞİ DESTEĞİ DOĞAL GÖRÜRÜM"

Ocok'ta 6 partinin hedeflediği altyapı hazırlıklarını büyük ölçüde tamamlamış olacağız. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu tutumunu başka bir partiye mesaj olarak görmem. Sayın Akşener'in sayın İmamoğlu'na verdiği desteği doğal görürüm. Pazartesi günü ilk tur olarak sayın Karamollaoğlu ile görüştüm. Salı günü sayın Kılıçdaroğlu ile uzun görüşme yaptık. Geçiş süreci detaylarını konuştuk. Hükümet programı hakkında bana komisyonun sunduğu raporu konuştuk. O sırada sayın İmamoğlu kararını istişare ettik. Çarşamba sabahı saat 09.00-10.00 gibi sayın İmamoğlu'nu aradım. Dedim ki, "Ben günboyu meşgul olacağım, parti kuruluş yıldönümüyle ilgili. Geçen duruşmada nasıl oradaysam burada da yanınızdayım. Muhtemelen olumsuz karar çıkabilir. O arada toplantıda olursam bilin ki, desteğim sizedir". Sonra konuşmamı yaparken karar çıktı. Sayın Akşener haber göndermişti İstanbul'a gidiyorum diye. Ben de bu bilgiyi aldım. Karar netleşince sayın Kılıçdaroğlu'nu aradım. Almanya'daydı kendisi, 'geçmiş olsun' dedim.

"LİDERLERİN SARAÇHANE'DE BİR ARAYA GELMESİ SÜRPRİZ DEĞİL"

Sayın Kılıçdaroğlu'na liderler olarak ortak bir şey yapmamız uygun olacağını söyledim. Sonra da sayın İmamoğlu'nu aradım. Muhtemelen meşgüldü. Sayın Akşener'i aradım, berabermiş. Onlara da aynısını söyledim. Ankara'da genel merkezde kuruluş yıldönümü şenlikleri vardı. Sonra sayın Ali Babacan ve sayın Gültekin Uysal'ı aradım. 'Bu gece İstanbul'a gideceğim için yarınki toplantıyı haftaya erteleyelim' dedim. Ertesi gün liderlerin Saraçhane'de biraraya gelmeleri benim için sürpriz olmadı. Çünkü ben bunu liderlerle görüştüm. Sayın Kılıçdaroğlu'nu yolda bir müddet bekledim. Sayın İmamoğlu ile sayın Kılıçdaroğlu bir iç görüşme yapabilir diye düşündüm. Şimdi buradan kriz çıkarılmaz.

"SAYIN ERDOĞAN KARŞI TARAFIN PSİKOLOJİSİNİ BOZMAYA ÇALIŞIYOR"

6'lı Masa devam etmeyecek olsa, sayın Kılıçdaroğlu ile sayın Akşener'in buluştuğu zamanda bana önümüzdeki hafta buluşmalarını teyid olarak bilgisi verilir miydi? Alternatif yollar denenir, ama bu masanın dağıldığı anlamına gelmez. Siyaset taktik aşamalar gerçekleştirme sanatıdır. Bizim stratejimiz var. İklim çok bozuldu, bu iklimde gül yetişmez. Çöl ikliminde gül yetiştirilmez. Türkiye çölleştirildi. Bizim büyük bir restorasyon görevimiz var. Şimdi HDP ile alınacak bir karar var. Bütün bu kararlar alınca siz taktiklerinizi değiştirebilirsiniz. Her oynatılan taşın bir sonraki, beş sonraki hamlesini görmek durumundayız. İktidar bizi bir yere hapsetmeye çalışıyor. Sayın Erdoğan ne diyor; çöktü çökecek. Yapmaya çalıştığı şey, karşı taraftaki oyun kurucuların psikolojisini bozmaya çalışıyor. Bizim de görevimiz bu psikolojinin bozulmasına izin vermemek.

"6 MASA'DAKİ LİDERLER ELLERİNDE NE VARSA MASAYA KOYUYOR"

Sayın Bahçeli ile sayın Erdoğan arasında neler yaşandı. 'Bunlar asla yanyana gelmez' deniliyordu. Erdoğan-Bahçeli'nin arasındaki ilişkilerin iyi gidiyormuş gibi sebebi nedir; iktidarı, rantı paylaşıyorlar. Bahçeli bütün yolsuzluk iddialarından, Erdoğan da bütün demokratik iddialarından vazgeçti. 6'lı Masa'da her birimiz ellerinde ne varsa masaya koyuyor. 6'lı Masa'yı beraber kurduk, hiçbir iki liderin, üç masayı bu masayı dağıtmayı hakkı yok derim. Gerekirse bu gece giderim, neredelerse birlikte yola çıktık, varsa sıkıntı konuşalım, tartışalım. Hatta yüksek sesle konuşalım. 6'lı Masa ortak üründür. Sayın Kılıçdaroğlu ile sayın Akşener değil hepimiz birlikte yaptık. Hepimiz emek verdik. En önemlisi toplumda umut oluşturmuşuz, bu umudu dağıtmaya hiçbirimizin hakkı yok.

"BU KARAR SAYIN ERDOĞAN'IN TALİMATIYLA ALINAN KARAR"

Bu meseleyi kendi doğası içinde yanlış bir yere gitmesine asla izin vermeyiz. Bir uzlaşmazlık da çıkabilir ama çözeriz. Bu masa 1 yıl içinde 200 yıllık modernleşme tarihinde gerçekleşmemiş bir şeyi yaptı. Türkiye üçlü koalisyonlar, milliyetçi cepheler de gördü. Hangi işbirliği seçim öncesinde 84 maddelik anayasa reformunu masanın üstüne koydu? 15 gün önce İmamoğlu ile ilgili karar gündemde yoktu. Bu kararın hukuk kararı olduğunu kimse iddia edemez, kimse inanmaz. Bu karar sayın Erdoğan'ın verdiği talimatla alınan karar. Bahçeli başka zaman Kılıçdaroğlu'nu savunmuyor da şimdi mi savunuyor. Sayın Bahçeli, sayın Kılıçdaroğlu'na en ağır hakaretleri yaparken birden neden onun hukukunu savundu?

"A PLANI TEK ADAY AMA ŞARTLARIN GEREĞİNİ YAPARIZ"

Davanın hakimini İstanbul'dan kim sürmüşse bu oyunu o kuruyordur. Davanın hakimini İstanbul'dan alıp Samsun'a kim sürüyorsa o kuruyor bu oyunu. Sistemin nasıl işlediğini biliyoruz. Rahip Bronson, Kaşıkçı, Deniz Yücel davasını takip eden biri, sadece olaylara baksa bu yargı kararlarının kimin tarafından verildiğini düşünür? Deniz Yücel, Kaşıkçı davasında pozisyonu kim 180 derece kim değiştirmişse. Ki o da sayın Erdoğan'dır. Aynı konuda bu kararı aldırmıştır. Bizi ilgilendiren bunlar gittikten sonra kuracağımız sistemin nasıl işleyeceği meselesi. Madem ki bir oyun oynanıyor. Bu oyunun arka planını görüp gerektiğinde 6'lı Masa iki aday da çıkarabilir. Son anda Erdoğan fikrini değiştirdi diyelim. A planımız tek adaydır, ama şartlar neyi gerektirirse o esneklikte gerekli adımı atarız.

"BİR KAYGIM OLSA GÖRÜŞME ÖNCESİ İKİ LİDERİ DE ARARDIM"

Açık söyleyeyim bir kaygım olsa görüşme öncesinde iki lideri arayıp da sohbet ederdim. Şu anda kaygı duyacak bir şey yok. Her ikisine güvendiğim için. Bu görüşmelerin hepsi ilişkileri daha sağlam temele oturtmak için vesile olur. Ola ki bir kriz olur, onu da aşarız. Ama öyle bir sıkıntı yok. Bizim aramızdaki her görüşme iyi geçer, bunu bilin. Bu görüşmeden daha önemli olan şey, benim kriz olarak göreceğim şey yol haritasında bir anlaşmazlık olması. Diyelim ki, bu akşam olumsuzluk oldu, telaşa kapılmazdım. Ne oldu diye merak etmekten çok, bunu nasıl çözeriz diye düşünürüm. Böyle bir kriz yok, olmayacak da. Dün sayın Kılıçdaroğlu, sayın Karamollaoğlu ile de görüştü. O görüşmede sağlıklı, gayet normaldi. 6'lı lider oturuyoruz, emek veriyoruz. Bir emek veriyoruz. Temel ilkeleri, seçim güvenliğini açıkladık aynı gün. Adaylık meselesi bu iktidarın tuzağıdır. Biz masayı o tuzağa düşürmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyetleri İçişleri Bakanı, Taksim saldırısında 'ABD yaptı, taziyeyi kabul etmeyeceğim' dedi, ertesi gün sayın Erdoğan Biden'ın taziyesini kabul etti. Allah aşkına bundan büylük uyumsuzluk olur mu? Aday meselesini göreceksiniz, onu da suhuletle çözeceğiz.

"OYUNU ERDOĞAN VE BAHÇELİ'NİN KURDUĞU ALANDA OYNAMAYACAĞIZ"

Biz Ocak'ın 5'inde bizim ev sahipliğindeki toplantımızda iki metni tamamlayacağız. İki metnin lansman şeklinde kamuoyuyla paylaşımının tarihini belirleyeceğiz. Geçiş sürecini açıklıyoruz, o da elimizde olacak. Sonra gayet açık yüreklilikle adaylığı konuşmaya başlayacağız. Bence bu sağlıklı bir şey. Bu maçı baskıyla oynamayacağız biz. Oyunu Bahçeli ve Erdoğan'ın kurduğu alanda oynamayacağız. Sayın Erdoğan bizim planımızı bozamadı. Sıkıntı olmayacak mı; olacak. Bundan sonra oturacağız, hep beraber Cumhurbaşkanı adaylığından sonra bir sonraki aşamaya geçeceğiz. Parlamentoda en fazla kaç milletvekili çıkaracağız. Her partinin kendi hesabı var, bunu da yadırgamamak lazım.

"SAYIN ERDOĞAN'A TELEFONDA YANLIŞ YAPTIĞINI İFADE ETTİM"

Çoklu aday masada değil. Şu anda masada olan tek aday. Ama olabilir diyorum. Çoklu adayın olmasını tercih etmeyiz. Ama iktidar cehanı oyunu başka alana kaydırırsa biz her ihtimali düşünürüz. Tekrar ediyorum; hedefimiz tek adaydır. Oyun planımızda tek aday vardır. İkili, üçlü adtay konuşmadık hiçbir zaman. Cumhurbaşkanı adayını hep tek aday konuştuk. Benim söylediğim ilkesel bir şey; siyaset esnek alanları kapatmama sanatıdır. Karşı tarafın hamlelerini görürsünüz, diyelim şu veya bu, Öcalan'la mektup getirme hamlesini düşünebiliyor muydunuz? Bu kadar muhalefeti güya teröre destek vermekle suçlayan Erdoğan ve Bahçeli'nin İmralı'dan mektup getireceğini düşünür müydünüz? Bana bile sorsanız İstanbul'da ikinci seçimi tekrar yapmaz diye düşünürdüm. Rasyonel siyasi aktörün, Erdoğan tecrübesinde birisinin yapmaması gereken büyük hataydı. Kendisiyle son telefon konuşmamız oldu, yanlış olduğunu ifade ettim kendilerine.