DOĞUNUN en uç, en sarp, en dağlık, ulaşılması en zor sınır
bölgesinde önce özerklik, sonra bağımsızlık ilan etmek, burada
kurulacak idareye uluslararası platformda meşruiyet kazandırmak
istiyorlar. Böylece PKK terörüne ve kalkışmasına yeni bir boyut
kazandırmış olacaklar.
Onlara bu fırsatın verilmemesi gerekir.
Türkiye’nin bütünlüğüne taraftar, teröre karşı olan vatandaşlara
ağır baskılar yapıyor, onları ya sindirmek yahut kaçırmak
istiyorlar.
Yurt çapında Türk-Kürt çatışmaları çıkartmak için şeytanî planlar
uyguluyorlar. Bunda başarılı olurlarsa bütünlüğe büyük bir darbe
indirmiş olurlar.
Onlara çok büyük fırsatlar verildi, çok zaman kazandırıldı.
Silahlandılar, teşkilatlandılar, hazırlandılar, kurslar gördüler,
bilendiler.
Savaş sadece silahla yapılmıyor. Propaganda ve medya sahasında da
amansız bir savaş var.
Meclis’e de girmişlerdir.
Halk terörün içyüzünü, mahiyetini, künhünü bilmiyor.
1984’ten beri süren terör savaşı, şehit haberleri, ağıtlar,
cenazeler ile anlaşılmaz. Terör hareketi ile Zerdüşt dininin
alakasını bilen kaç kişi vardır?
PKK teröründe Ermeniliğin, Siyonizm’in, AB’nin, Eretz İsrail’in ne
kadar tuzu biberi, tesiri vardır?
Rusya’nın bu konuda tutumu nedir?
PKK ve İslam… Bu konuda ciddî bir araştırma yapılmış, rapor
yazılmış mıdır?
PKK ve Nesturîler…
PKK ve Yediziler…
TC’nin muazzam bir bilgi bankası olması ve yukarıda saydığım ve
saymadığım konu ve sorulara cevap veren dosyalarla, ciddî
araştırmalarla dolu olması gerekmez mi?
Bu bilgilerin bir kısmı gizli olacak, bir kısmı halka açık
olacak…
ABD, AB, başka büyük güçlerin yeni Ortadoğu projelerindeki
istekleri nelerdir?
Şimdiye kadar kaç “Yeni Ortadoğu Haritası” çizilmiştir? Bunları
topluca görebilir miyim?
Türkiye’nin önünde kaç şık, ihtimal bulunmaktadır? Bunlar
nelerdir?
Son çeyrek asır içinde, güney illerimizden birinde yapılan yarı
gizli, yarı açık toplantıda Dönmeler Türkiye’nin ikiye ayrılması
konusunda ne gibi kararlar almışlardır?
Batıda, Ege ve Marmara bölgesinde, Trakya’da Sabataycıların ve
Kriptoların vesayetinde bir TC devam edecek… Öbür bölgelerin canı
Cehenneme…
Dünü bilmeyen, bugünü anlayamaz, yarını da karanlıkta kalır.
Korkma, bir şey olmaz, Türkiye batmaz diyenlere güvenmem mümkün
değildir.
Kimisi Türkiye okunmuş, dualı bir ülkedir, batmaz diyenler var.
Öyleyse 1912 Balkan Harbinde Avrupa Türkiyesi elimizden nasıl
çıkıverdiydi?
Endülüs Müslümanların elinden nasıl kayıverdiydi?
Türkiye dualı bir ülkedir batmaz diyen Müslümanlara: Bu duaların
içine yeterli miktarda cihat, gayret, hazırlık, tedbir, ilim,
irfan, hikmet, firaset katılsa iyi olmaz mı?
Türkiye Müslümanları, Kur’anın Sünnetin hikmetin emrine uyarak tek
bir Ümmet çatısı ve teşkilatı altında birleşmezlerse ülkenin
bütünlüğü korunabilir mi?
Öteden beri konuşulur, yazılır durur. Öldürülen teröristlerin bir
kısmı sünnetsiz imiş… Bendeniz de aynı kanaatteyim, lakin sünnetli
veya sünnetsiz olmaları neyi değiştirir?
Teröristlerin bir kısmı sünnetsiz de, Müslüman halkın yüzde kaçı
sevgili Peygamberimizin (Salat ve selam olsun ona) Sünnetine
bağlıdır. O mânada da sünnetsiz olunmaz mı?
Bir açıdan bakıldığında bu memlekette terör 1924’te
başlamıştır.
1923’te kurulan rejim bir İslam Cumhuriyeti idi. Anayasanın ikinci
maddesinde devletin dininin İslam olduğu yazılıydı… Cumhuriyetin,
Dolmabahçe sarayında oturan ve her cuma resmî merasimle namaza
giden bir Halifesi vardı… Devlet İslam ile barışıktı.
1924’te son Halifenin kovulması ve Hilafet’in ilgası, ardından
medreselerin kapatılması, tekkelerin ve tasavvufun yasaklanması,
millî yapımıza uymayan İsviçre Medenî Kanunu ve diğer yenilikler
hep rejim terörü ile yapılmış zorlamalar değil midir?
İşte bu terörler bizi bugünlere, bugünkü PKK terörüne
getirmiştir.
İslam yerine, M. Kemal’in ölümünden sonra fabrike edilmiş Kemalizm
dinini ayakta tutmak için yakın tarihimizde döndürülen dolapların
haddi ve hesabı yoktur.
Biz bu ülkede İslam ile varız. İslam giderse yok olmaya
mahkumuz.
Bu ülkede sadece Türkler Kürtler yoktur. Osmanlı cihan devleti bir
“Milletler Birliği” idi. Ondan kalma yetmiş küsur köken olduğu
söyleniyor. Bunları birlikte tutan, kaynaştıran İslam idi. İslam
yıkılırsa Türkiye infilak eder, bin parça olur.
Ümmet birliği giderse Müslümanlar yıkılır… Kendisine biat ve itaat
edilen râşid Halife olmazsa Müslümanlar bin parçaya ayrılır…
Ümmetin ayakta durması için İslam medreseleri, tasavvuf tarikatları
olması gerekir. Şeriatsız ve tasavvufsuz Türkiye ayakta
duramaz.
Ümmet birliği yok, Halife ve Hilafet yok, İslam medreseleri yok,
İslam eğitimi ve mektepleri yok, ülkeye ve idareye İslam ahlakı
hakim değil… Sonra Türkiye ayakta duracak. İşte bu da mümkün
değildir.
Türkiye’de İslam yaşansaydı, bugünkü terör olur muydu, olabilir
miydi?
Türkiye’de çoğunluğu oluşturan Müslümanlar vazifelerini hakkıyla
yapmış olsalardı bu terör olur muydu?
Biz Allaha, Resulüne, Kur’ana, Sünnete, ahkam-ı ilahiyeye, İslam
ahlakına uymuş olsaydık bugünkü kadar genel ve yoğun pislik
tufanları olur muydu?
Bırakın yahu artık şu cami halılarını, cami klimalarını, cami
kaloriferlerini, cami helalarını, cami hoparlörlerini…
Sizin din okullarınız islamî okullar değil.
Bir toplum hafız yetiştirmekle değil, Kur’anın ahkamını ve ahlakını
hayata uygulamakla kurtulabilir. Hamele-i Kur’an Kur’anı bilen,
yaşayan, Kur’an ahkamına uyan, Kur’anı hayata tatbik eden
mü’minlerdir.
Yeni Zelandalılar Müslüman değil ama onlardaki Kur’an ve Sünnet
ahlakı biz Müslümanlardakinden daha fazla. Bu nasıl oluyor?
Bizim bugünkü Müslümanlığımız ile Türkiye ayakta duramaz.
İslamı sulandırmış, içini boşaltmışız…
Gerçek İslama dönebilsek, gerçekten Müslüman olabilsek inşallah
kurtulacağız.
Soruyorum:
İslam olsa, bugünkü terör olur mu, olabilir mi?
Gerçek İslam’a dönersek terör yangını sönecek, diğer bütün
kötülükler gidecektir.
Gerçek İslam olmazsa, içi boşaltılmış İslam ile bunlar olmaz.
Zararın neresinden dönülse kârdır. Gerçek İslama, Kur’an Sünnet
Şeriat yüksek ahlak adalet hikmet İslamına nasıl döneceğiz?
Böyle bir niyetimiz var mı?
Müslüman halk gerçek İslam nedir biliyor mu?
Gerçek İslam öğretiliyor mu?