"Başarı, bahanelerin arkasına saklanmaktan vazgeçip, cesaretle adım atanların hikayesidir."

Değerli okurlarım: Hayat, her birimize farklı yollar sunar. Kimimiz bu yollarda cesur adımlar atar, kimimiz ise gölgelerde saklanmayı tercih ederiz. Ne yazık ki, bazı insanlar için bu gölgeler, bahanelerin güvenli sığınağı haline gelir. İşte, herkesin her şeyi yaptığını söyleyerek kendi yapmak istediklerine bahane arayan insanın hikâyesi...

Ahmet, 30 yaşında, başarılı bir iş adamı olma hayalleri kuran biriydi. Ancak bu hayaller, çoğu zaman "Herkes bunu yapıyor zaten" veya "Bu işte başarılı olamazsın, zaten herkes denedi" gibi cümlelerle gölgelenirdi. Ahmet, bir iş fikri düşündüğünde ya da yeni bir projeye atılmak istediğinde, önce çevresindeki insanların ne yaptığını sorgulardı. Eğer birisi daha önce o fikri denemişse ve başarısız olmuşsa, Ahmet için bu yeterli bir bahane olurdu. "Zaten herkes denemiş ve olmamış, benim de şansım yok" diyerek kendi hayallerini erteledi.

Ahmet'in bu tavrı sadece iş hayatıyla sınırlı kalmadı. Kişisel yaşamında da aynı bahanelerin ardına saklanarak birçok fırsatı kaçırdı. Yeni bir hobi edinmek, farklı bir şehre taşınmak ya da bir ilişkiye başlamak gibi konularda da hep aynı cümleleri tekrarladı: "Zaten herkes bunu yapıyor, ne farkım olacak ki?" veya "Herkes denemiş ama başaramamış, ben neden farklı olayım?"

Ancak, Ahmet'in fark edemediği bir şey vardı. Herkesin denediği ve başarısız olduğu şeyler, onun için birer fırsattı. Her başarısızlık, aslında bir sonraki denemede daha iyi olmanın anahtarıydı. Ancak Ahmet, bu fırsatları göremediği için hayatının büyük bir kısmını bahanelerle geçirdi. Bahaneler, Ahmet'in kendi potansiyelini keşfetmesine engel oldu.

Bir gün, Ahmet'in yakın bir arkadaşı olan Mehmet, ona şu sözlerle seslendi: "Ahmet, herkesin her şeyi denemesi, senin de denememen gerektiği anlamına gelmez. Belki de sen, o işi başarıyla sonuçlandıracak kişisin. Bahanelerin ardına saklanmaktansa, cesur ol ve dene. Başarısız olsan bile, en azından denemiş olursun ve bu sana yeni bir şeyler öğretir."

Bu sözler, Ahmet'in hayatında bir dönüm noktası oldu. Artık bahanelerin ardına saklanmaktan vazgeçti ve kendi yolunu çizmeye karar verdi. İlk adımlar belki zor oldu, belki de beklediği başarıyı hemen yakalayamadı. Ancak, her denemesi ona yeni bir şeyler öğretti ve en önemlisi, kendi potansiyelini keşfetmesine yardımcı oldu.

Ahmet'in hikayesi, hepimize önemli bir ders veriyor: Bahaneler, sadece kendi sınırlarımızı belirlememize neden olur. Cesaretle adım atmak ve denemek ise, gerçek potansiyelimizi ortaya çıkarır. Unutmayalım ki, herkesin her şeyi yapması, bizim de yapamayacağımız anlamına gelmez. Kendi yolumuzu çizebilmek için bahanelerin gölgesinden çıkmalı ve cesurca adım atmalıyız.