Avrupa siyaset sahnesinde aşırı sağın yükselişi devam ederken, bu dalganın son durağı Portekiz oldu. Ülkede yapılan erken genel seçimler, politik manzarayı köklü bir şekilde değiştiren sonuçlarla sonuçlandı.

Ana muhalefetteki sağ görüşlü Sosyal Demokrat Parti (PSD) ve Hristiyan Demokratlar (CSD) tarafından oluşturulan Demokratik İttifak (AD), Luis Montenegro'nun liderliğinde seçimleri kazandı. Ancak 230 sandalyeli Mecliste mutlak çoğunluğu elde edemedi.

Seçimler, eski Başbakan Antonio Costa'nın yolsuzluk iddiaları sonrasında istifası ve ardından alınan erken genel seçim kararı ile gerçekleşti. Portekizliler, demokrasi tarihlerinde 18. kez sandık başına giderken, Karanfil Devrimi'nin 50. yıl dönümünde yeni bir döneme tanıklık ettiler.

SEÇİM SONUÇLARI VE PARLAMENTODAKİ YENİ DENGELER

Sandık başı anket sonuçlarına göre, Demokratik İttifak (AD) 230 sandalyeli Mecliste yüzde 29-33 oy oranıyla 83 ila 91 milletvekili çıkararak 116 olan Meclis çoğunluğunu elde edemedi. Bu durum, AD'nin azınlık hükümeti kurma ihtimalini güçlendiriyor.

Seçimlerin en dikkat çekici sonucu, eski futbol yorumcusu Andre Ventura'nın liderliğindeki aşırı sağcı Chega partisinin elde ettiği büyük yükseliş oldu. 2019'dan bu yana siyaset sahnesinde yer alan Chega, bu seçimlerde yüzde 14-17 oy oranı ile 40-47 milletvekili sayısına yükseldi ve ülke siyasetindeki konumunu üçüncü büyük siyasi parti olarak sağlamlaştırdı.

Yaklaşık 9 yıl sonra iktidara dönme potansiyeli taşıyan sağın bu başarısı, Portekiz siyasetinde yeni bir sayfa açarken, aşırı sağcı Chega'nın oy oranını ikiye katlaması Avrupa'da aşırı sağın yükselişinin bir yansıması olarak görülüyor.