Asla Hainlere Taraf Olma

Biz sana, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği gibi hüküm verebilesin diye hakikatin ifadesi olan bu vahyi indirdik;SAKIN HAİNLERE TARAFTAR OLMA!”

ZALİMLERE EN UFAK BİR MEYİL GÖSTERMEYİNİZ, yoksa size de ateş dokunur..." (Hud 11/113)

Yeni anayasa mecliste kabul edilip de referandum süreci başladığından beri anayasayı hazırlayan partilerin tabanlarında ve bu tabandan olan bazı çevrelerde referandumda hayır demeye yönelik bir eğilim belirdi.

Bu meyanda anayasaya yapılan itirazların bir kısmı anayasanın içeriğinden kaynaklansa da daha büyük bir kısmı içerikten bağımsız olarak ortaya atılmakta bence.

Anayasanın içeriğine yapılan itirazlar makul karşılansa bile bu itirazlar asla hayır denilmesini gerektirecek kadar vahim değil. Sonuçta hayır denilmesi bizi daha iyi bir anayasaya götürmeyeceği gibi, mevcut sistemin devam etmesi ileride daha kötü sonuçların doğmasına yol açabilecektir.

Diğer yönden hayır oylarının fazla çıkması milliyetçi-muhafazakar cephede büyük bir zafiyet doğurabilir ve şimdiye kadar oldukça kan ve özgüven kaybetmiş, pusuya yatarak, siyasi istikrarsızlığı bekleyen çevrelerin ekmeğine yağ sürüp, çıkmak üzere olan canlarına can katabilir.

Mevcut sistem şu haliyle tam bir garabettir ve 2007 Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde CHP nin Ak Parti’li bir cumhurbaşkanı seçtirmemek ve mevcut vesayetçi sistemi devam ettirebilmek uğruna ülkenin başına açtığı bir beladır. Şu anda mevcut olan hükümet-cumhurbaşkanı uyumu her zaman devam etmeyebilir. Böyle bir durumda ortaya çıkacak olan kaosu ise kimse tamir edemez.

İçerik dışında yapılan itirazlar ise asla iyi niyetli değildir. Bazılarının Tayyip Erdoğan’a duyduğu gizli düşmanlık bu referandum sürecinde sinsice ortaya çıkmış görünüyor. Erdoğan’ın şahsını aklar görünerek “Ya ondan sonra bir psikopat başa gelirse” denilerek yapılan itirazların çoğu suret-i haktan görünerek sinsice hayır oylarını artırmaya yöneliktir ve mide bulandırıcıdır. Amaçları Ak Parti’yi ve Tayyip Erdoğan’ı zaafa uğratarak siyaset sahnesinde kendilerine yer açmaktır ve neresinden bakılırsa bakılsın kişisel ikballerini ülke menfaatine tercih etmek demektir.

Bir diğer rahatsız kesim ise bürokratlardır. Yeni sistemde iktidarın parçalı yapısı kaybolacağı ve sistem daha da basitleşeceği için bürokrasinin hakimiyeti de göreceli olarak azalacaktır. Bazı bakanlıklara bağlı bürokratların son günlerde halktan tepki çekecek kararlar alıp uygulamaları bu rahatsızlığın göstergelerindendir. Benim tavsiyem ayaklarını denk alsınlar. Bekledikleri sonuç çıkmazsa kendileri için hiç de iyi olmayacak.

Saadet Partisi’nin tutumu ise tamamen eski hesaplara dayalı bir duygusallıktan öteye gitmiyor. Şu an rahmetli Erbakan yaşasaydı ve Tayyip Erdoğan’ın yerinde O olsaydı yine de aynı itirazları yapıp hayır diyecekler miydi? Çok fazla bir ağırlıkları yok siyaset arenasında ama gönül isterdi ki şerrin tarafında durmasalardı


En nihayetinde ise bu anayasa referandumu Türkiye’de uzun süredir devam eden iki büyük gücün çarpışmasıdır. Bir tarafta eskiden beri aşağılanan ve adam yerine konulmayan halk, diğer tarafta ise kendini halkın doğal yöneticisi ve cahil (!) halkın yerine kararlar alıp uygulama yetkilisi olarak gören Kemalist kafa. Bu taifeye Ak Parti düşmanlığı nedeniyle eklenen terör örgütü ve yandaşları ve yine son dönemde elitist bir yapıya bürünen bir kısım Müslümanlar da dahil oldular.

Zalimlere ve hainlere hiçbir şekilde taraf olmamak ya da onların işlerine yarayacak işler yapmamak şarttır Müslümanlar için...


En azından iyi niyetle hareket ettiklerini düşündüğümüz kişiler için bu uyarıyı yapmak da bizim boynumuzun borcudur.

Selam ve Dua ile…