Ziyaret çarptı bizi..

Doğduğum mübarek sahabeler, peygamberler şehri Diyarbekir’in güzel bir türküsü var. “Suzan Suzi” ve/veya “Kırklar dağının düzü” diye bilinir..

Türkümüzün doğru sözleri ise aşağıdaki gibidir:

“Kırklar dağının düzü, karanlık bastı bizi / Kör olasan Suzan Suzi... / Ziyaret çarptı bizi.. (Evliyâ çarptı bizi...) Köprü altı kapkara, Suzan gel beni ara (ana gel beni ara), Saçlarıma kumlar doldi, tarak getir sen tara... Gazi Köşkü serindir, Dicle nehri derindir.. / Sen ağlama garip anam... Kadir Mevlâm kerimdir.”

“Ziyaret çarptı bizi” sözü sadece bu türküye veya bir türkümüze has değil. Halkımızın ziyaretlere (türbelere) karşı hususi bir meyli vardır.

Hattâ bu konuda dinen küfür hükmünde işler bile yapılır.. Allah’tan istemek yerine kuldan istenir yardım. Oysa en azından “burda medfun mübarek kişi hürmetine...” denilmelidir. Tabi asıl kabahat, halkı câhil bırakanlarındır.

Cumhuriyet döneminde en büyük cehalet din sahasındadır... Gûya dini hurafelerden arındıracaklardı.. Bunun yerine milleti dinden arındırdılar!.

İmam Hatip’ler, Yüksek İslâm Enstitüleri (ilâhîyat fakulteleri), hattâ Diyanet İşleri Başkanlığı dahi sekülarizme hizmet amacıyla açılıyorlardı.

Bu iddianın en büyük delili tarikatların yasaklanmasıdır. Tekke ve zaviyeler kapatıldı, tarikatlar kanunla yasaklandı...

Tabi kışla nizamiyesindeki erin “yassak hemşerim” demesi gibi olmuyor bu işler... Dergahlar depo, hattâ ahır yapılınca, tarikatlar yer altına indiler...

Yer altına inince (gizli gizli faaliyet gösterince) ne oldu?

Halkın ücretsiz din ve ahlâk yüksek mektepleri karanlık adamlar eline geçti. Şeyhlik ayağa düştü. Madrabazlar, sahtekârlar, dine hizmete değil, para tokatlamaya çalışan İslâmcı “Çiftlik Bank”lar türedi...

Saftirik Müslümanların “İslâma hizmet” ayaklarında inek gibi sağılmasıyla halis muhlis holdingler zuhur etti, şeyh (!) holding sahibi kişi oldu...

“Bir lokma bir hırka” yerine bin lokma bin hırka, bin altın, milyar dolarlar hâkim oldu din ve tasavvuf (!) sahasına...

Şeriat ve marifet kanatları kırıldı, sürü sepet uydurma menkıbeyle Müslümanlar uyutulup ceplerindeki son kuruş da “camimize yardım” diye ağlayan cami mütevelli heyetlerince alındı...

Hattâ artık devletin Diyanet’i de para topluyor, gûya hizmet ediyordu...

Velhasıl… Ziyaret çarptı bizi...

Saçlarıma aklar düştü, ölüm yaklaştı, lâkin hálâ İslâm adına şöyle ümit verici, hayırlı bir gelişmeye şahit olamadım..

Beynamaz sarhoşları alıp, alnı secdeli insanlar yapan tarikatlar gitti, alnı secdelileri alıp para, mevki sarhoşu yapan sözde tarikatlar geldi...

E, “yeraltı tarikatlarında” anca bu kadar olur...

Bugün bazı sözde tarikatlarda olup bitenlerin yanında, “Kırklar Türbesi” ardında Âdil ile Suzinin zinâsı hafif kalır...

Kıklar, Yediler aşkına Huuu... Ziyaret çarptı bizi...

#HARBİDEN: Laf aramızda, ziyaret kimseyi çarpmaz. Çarpan Allah’tır (c.c). Allah’ın dini üzerinden menfaat devşirenler, karı satanlardan daha alçak ve şerefsizdir. Allah’ın lâ’neti üzerlerine olsun. 03.04.2018