Zengezur bölgesi, tarihte Azerbaycan'ın bir parçası olup,( Birinci Azerbaycan Cumhuriyeti (1918-1920) döneminde de bu durum tescillenmiştir) Sovyetleri Birliği döneminde Rusların yönetim politikası ve uygulamaları sonucunda bu bölge Ermenistan'a bırakılmıştı.

Zengezur bölgesi, tarihte Azerbaycan'ın bir parçası olup,( Birinci Azerbaycan Cumhuriyeti (1918-1920) döneminde de bu durum tescillenmiştir) Sovyetleri Birliği döneminde Rusların yönetim politikası ve uygulamaları sonucunda bu bölge Ermenistan'a bırakılmıştı. Sonuç olarak Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ana gövdesiyle ile Nahçıvan bölgesi, karasal olarak birbirinden ayrı düşmüş ve dolayısı ile de Türkiye ile Kafkasya ve Orta Asya Türk cumhuriyetleri arasındaki yol kapatılmış idi. Sovyetler Birliği döneminde sınırların Demirperde bloku gerçeği bağlamında kapalı olması nedeniyle, o dönemde bu durum çok da önemsenmedi veya defacto durumu o dönemin Azerbaycan yönetimi ve komşu ülkeler bu durumu kabul etmek zorunda kaldılar. Fakat Türkiye ve Ermenistan açısından baktığımız da günümüzde Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlığını kazanması ile doğan siyasi, ekonomik, kültürel ve hatta askeri iş birliği gereksinimi, Ermenistan'ın kontrolünde bulunan Zengezur' koridoru meselesinin bir an önce çözülmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Azerbaycan ise yakın tarihte ana vatandan ayrılan toprakların iadesini ve Azerbaycan'ın ana gövdesiyle Nahçıvan'ı birbirine bağlayan bir koridorun açılmasını talep etmektedir. Bu koridorun açılması ile yalnız Azerbaycan'ın sorunu çözülmüş olmuyor; aynı zamanda Avrupa'dan Çin'e kadar büyük potansiyelli bir ticaret yolu da açılmış, Türkiye ile diğer Türk cumhuriyetleri arasındaki tarihî kara yolu bağı da yeniden kurulmuş olur. Böylece hem ticaret yolu hem de insanların güzergahı olarak kullanılan kara yolu konusunda İran'a bağımlılık sona ermiş olacaktır. Bu durum hattı zatında dünya liderliğine soyunan Çinin kuşak yol projesine de uygun düşmektedir.

İran basının 'Turan koridoru' diye nitelediği bu koridorun açılmasına uluslararası destekleyicisi olduğu gibi, elbette karşı çıkanları da var. Karşı çıkan ülkelerin başında ise İran geliyor.

İran'ın karşı çıkmasının nedenlerinden ilki, İran'ın Kafkasya politikası, olup, bu 'Azerbaycan'a karşı Ermenistan'ı desteklemek' şeklindedir. Hatta Ermenistan'a koşulsuz desteği kendisinin kırmızı çizgisi olarak nitelendirmiştir.

İkinci olarak, İran'ın Türklük ve Azerbaycan karşıtı politikaları, ülke içinde de nüfusun büyük bir kısmını oluşturan Türkleri rahatsız etmektedir. Birinci ve İkinci Karabağ savaşları sırasında Güney Azerbaycan Türklerinin Azerbaycan Cumhuriyeti'ne verdiği manevi destek, İran üzerinden Ermenistan'a gönderilen silah ve yardım malzemelerinin Güney Azerbaycanlılar tarafından engellenmesi, başkent Tahran da dahil olmak üzere çeşitli şehirlerde itiraz gösterileri ve İran'ın Azerbaycan'a olası müdahalesi sırasında Güney Azerbaycan Türklerinin Tahran yönetimine karşı Azerbaycan'ın yanında yer alacağına dair işaretler, Zengezur ve Güney Azerbaycan meselesini birbirine yakınlaştırmıştır. İran yönetiminin bir yandan Zengezur Koridoru'nu Ermenistan'ın toprak bütünlüğünün ihlali olarak değerlendirip kırmızı çizgi ilan etmesi, öte yandan ise Güney Azerbaycan Türklerinin kriz döneminde verebileceği tepkinin sonuçları, İran yönetimini şoka sokmuştur.

Üçüncü neden ise, Pan-Fars düşünceye sahip İran yönetiminin; Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Karabağ ve Zengezur sorununu çözdükten sonra Güney Azerbaycan meselesini canlı tutacağına dönük endişeleri, dolayısıyla Zengezur Koridoru'nun açılmasının doğrudan Güney Azerbaycan Türklerini etkileyeceği; bu durumun nihayetinde İran'ın parçalanması ile sonuçlanabileceğine dair anlayışa bağlı olarak bu koridora karşı çıkıyorlar. İran yönetimi açısından, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin daima kendi sorunlarıyla uğraşması cılız muhtaç bir ülke konumunda kalması en ideal durumdur. Bu amaçla İran yönetimi bünyesindeki istihbarat ve dini-eğitim kurumları, Azerbaycan'da siyasi şiiciliğin yayılmasını, eğittikleri kişiler arasından terörist gruplar oluşturmayı, bunların toplumu provoke etmesini planlamakta hatta Azerbaycan'da yönetime karşı bir akım yaratmayı hedeflemektedir. Azerbaycan'da özellikle son bir yıl içinde İran'la iltisaklı kişilerin gözaltına alınması da İran'ın çirkin planlarının deşifre olduğunu göstermesi açısından önemlidir.

Son olarak İran yetkilileri Zengezur Koridoru'unun açılması durumunda İran'ın ekonomik açıdan zarar göreceğini, bunun yerine Kuzey-Güney yolunun daha mantıklı olacağını öne sürse de, asıl korkusu, kuzeyinde güçlü bir Türk Dünyasının oluşması ve bu akımın kısa bir süre zarfında İran'ı, özellikle de ülke içindeki 40 milyonluk Türk'ü etkilemesidir.

Diğer yandan Doğuda Çin ve Hindistan, iki rakip ülke olarak kendi ticaret yollarını oluşturmaya çalışırken, Çin; Zengezur Koridoru üzerinden doğu-batı hattını desteklemekte, Hindistan ise İran'ın güney limanları üzerinden güney-kuzey hattını savunmaktadır. Bu nedenle de, birçok konuda İran'la işbirliği içinde olan Çin, Zengezur Koridoru meselesinde Azerbaycan'la aynı yönde hareket derken, Hindistan; İran ve Ermenistan'la işbirliği yapıyor.

Olası Azerbaycan-Ermenistan savaşında İran müdahale eder mi? Kuşkusuz bugünkü siyasi konektör ve küresel ve bölgesel güç parametreleri bağlamında değerlendirdiğimiz zaman bunun pek mümkün olmadığı söylenebilinir.