Milli Eğitim Bakanlığı "Öğretmenlik Meslek Kanunu"nun 14 Şubat 2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmasının ardından ilk Öğretmenlik Kariyer Basamakları sınavını 19 Kasım’da düzendi.Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından ve sınav öncesi eğitimciler ve eğitim sendikalarından tepki çeken açıklamalar geldi.

Milli Eğitim Bakanlığı "Öğretmenlik Meslek Kanunu"nun 14 Şubat 2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmasının ardından ilk Öğretmenlik Kariyer Basamakları sınavını 19 Kasım’da düzendi.Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından ve sınav öncesi eğitimciler ve eğitim sendikalarından tepki çeken açıklamalar geldi. Hattı zatında yasa öğretmenlik mesleğini aday öğretmenlik döneminden sonra "öğretmen", "uzman öğretmen" ve "başöğretmen" olmak üzere üç kariyer basamağına ayrılıyordu. Milli Eğitim Bakanlığı yeni çıkan kanunda düzenlenen kariyer basamakları için “Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği” hazırladı ve yönetmelik 12 Mayıs 2022’de yürürlüğe girdi. Bu yönetmeliğe göre öğretmenlikte en az 10 yıl hizmeti bulunan, Uzman Öğretmenlik Eğitim Programı'nı ve mesleki gelişim alanlarında asgari çalışmaları tamamlamış, cezası bulunmayan öğretmenler uzman öğretmen olmak için yazılı sınava başvurabilecek.

Yazılı sınavda 70 ve üzeri alıp başarılı bulunan öğretmenler ise uzman öğretmen sertifikası alacak. Uzman öğretmenlikte en az 10 yıl hizmeti bulunan, cezası olmayan, Başöğretmenlik Eğitim Programı'nı tamamlamış ve öngörülen çalışmalarını tamamlayanlar başöğretmenlik için yazılı sınava başvuruda bulunabilecek. Yazılı sınavda 70 ve üzeri alan öğretmenler başöğretmen sertifikası alacak. Bununla birlikte uzman öğretmen ve başöğretmen unvanına sahip olanların tazminatlarında iyileştirmeye gidilecek. Uzman öğretmenlere ödenen eğitim-öğretim tazminatı yüzde 20'den yüzde 60'a; başöğretmenlere ödenen eğitim-öğretim tazminat yüzde 40'tan yüzde 120'ye yükseltilecek.

Öğretmenlikte Meslek Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle birlikte pek çok öğretmen ve sendikalar kanuna ilişkin sorunları dile getirdiler. Kanunun, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırıp, ,öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarını zayıflatan, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir içeriğe sahip olduğunu iddia ettiler.  Hatta Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun iptalini isteyen 15 eğitim sendikası kanunun neden olacağı sorunları ve Anayasa'ya aykırılık iddialarını içeren dilekçeyi Anayasa Mahkemesi'ne sundular.

2 Kasım 2022 tarihinde öğretmenler mesleki ayrımcılık ve ücret eşitsizliği yaratacağını belirttikleri Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin Türkiye'de grev yaptı. Okullarda eğitime ara verilirken 14 eğitim sendikası İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok ilde ortak eylem düzenledi. Öğretmenler, “19 Kasım tarihinde yapılan Öğretmenlik Kariyer Basamakları sınavının iptali, eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödeme, tüm eğitim çalışanlarına yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışı sağlanmasına ilişkin düzenleme yapılması ve kamuda mülakat uygulamasına son verilmesine.” ilişkin taleplerini dile getirdi. Eleştiriler daha çok ideolojik ve örgütsel temelli olup, kanun ve yönetmeliğin içeriği ve amacı hedefli  değildir.

Öncelikle Öğretmenlik meslek kanunu bu kadar büyük bir camia için son derece önemli bir düzenlemedir.  Özellikle bu kanunun esas amacı öğretmenlerimizin çalışma süreci içinde kendilerini yenilemeleri ve bilgi ve teknolojideki gelişmeleri takip etmelerini amaçlamaktadır. Ayrıca yan gelip yatan öğretmenle çalışan, kendini geliştiren öğretmen arasında farkı ortaya koymayı amaçlamaktadır. Buna göre de verimli olan öğretmenle yatan öğretmen arasında ücret farklılığını esas almaktadır.

Her şeyden önce bu düzenleme öğretmenlerimizin  alanlarında yüksek lisans ve doktora çalışmaları yaparak güncel literatürde kendilerini geliştirmelerini amaçlamaktadır. Ancak basına yansıyan kısmı ile bu sınavların ve programların içeriğinin herkesin bildiği genel kültür sınavı gibi bir görüntü vermesi kanun ve yönetmeliğin amaç ve misyonuna uymamaktadır.  Burada siyasi ve popülist yaklaşımlardan ziyade neslimizi emanet ettiğimiz idealist ve bir o kadarda alanında uzmanlaşan öğretmenleri ortaya çıkaracak eğitim ve kriter süreçlerini işlerlik kazandırmalıyız. Hele eğitimin yerlerde süründüğü bu dönemde bu tür model, idealist ve alanında kendini ispat etmiş öğretmenlere dünkünden daha fazla ihtiyaç bulunmaktadır. Fedakar, cefakar ve hakkıyla bu kutsal görevi yerine getiren bütün öğretmelerimizin öğretmenler günü kutlu olsun.