Yedi yıl kadar önceydi. Bendir sanatçısı Tuğba Gülyeşil çalıştığım üniversiteye çıkıp gelmiş tanış olmuştuk. Sırtındaki bendir ile bazı hocaların odasına misafir olmuş birer ikişer örnekler sunarak günü tamamlamıştık.

Bir hafta sonuydu. Üsküdar’da kendimize göre soluklanacak bir mekân ararken kendimizi “Mai Cafe”de bulduk. Tenhaydı. Dönüp dolaşan söz kâfi gelmeyince bendir çıkarıldı ve iki türkü havalandırıldı. Mekânın sahibesi hanımefendi sessizce yaklaşarak “Bir akşam burada çalar mısınız?” diye sordu. Gülyeşil “Para yoksa çalarız” diye cevapladı.

O haftanın cuma akşamında masal anlatan Elif Konar Özkan ve Ümit Yaşar Özkan ile birlendik. Onlar masallarını anlattılar bizde peşine türküleri bağladık. Sonrasında sanatçı Seher Alp devraldı mekânı ve yine türküler havalanıp durdu.

O günden beri kesintisiz olarak her hafta farklı yerlerde Türkülü Muhabbetleri sürdürdük.

Abbara Kahvede, Gülbeşeker’de, Eskidar’da, Kayapa’da, Gizli Bahçe’de, Çayluk Cafe’de, Semai Cafe’de, İstasyon Cafe’de ve Van Kahvaltı Salonunda göçebe kuşlar misali muhabbet ve türkülerle dolup dolup boşaldık.

İKRAR SANAT EVİ

Sonunda esnaflıktan gelen arkadaşlar bu işin mukim bir şekilde devam etmesine niyetlendiler.

Düşünüldü, taşınıldı biraz ertelendi derken bir akşam İstasyon Cafe’de meşk sırasında oranın hemen altındaki bir dükkânı kiralık olarak görüp talip oldular. Emlak Kredi Hanında esnaflık yapan arkadaşların desteğiyle sahibine ulaşıldı ve karar verildi.

Yer tutuldu. Eli fırça tutan arkadaşlar boya badana işlerine giriştiler. Eli tornavida tutan meslekten dostlar elektrik işlerini üstlenip hızlıca çözüme kavuşturdular. İçeride kullanılması gereken ahşap koltuk, tabure, sehpa, çay kazanı gibi malzemelerin temini için hızlıca bir ekip oluştu ve spot malzemeler satan meşhur bir siteye giderek gün boyu arama tarama işlemlerinden sonra sıkı pazarlıklar sonucu imece usulü dostların sağladığı katkıdan oluşan bütçeden makul bir bedelle ihtiyaçlar temin edilerek aynı gün taşındı.

Yapılan isim önerileri ve istişareler sonucunda “İkrar Sanat Evi” olmasında karar kılındı.

Sebebi şuydu: Yıllardır türkülerle yapılan sohbetlerde, muhabbet bağının güllerinin derilmesi sırasında birbirimize olan bağlılığımız, sadakatimiz, güvenimiz oluşmuş ve kökleşmişti.

Geriye bunu ikrar etmek kalmıştı ki, yapılan ise tam buydu.

MUHABBET BAĞI MEŞKLERİ

Bunca zaman devam eden bir muhabbet bağı idi bu.

Ayrıca muhabbetten daha iyi bir bağ, bağlaç var mıydı?

Garazsız, ivazsız, menfaate dayalı olmayan sadece haftada bir gün bile olsa kişilerin birbirini özleyip görmek istedikleri ve bunu türkülerle pekiştirdikleri samimi bir ortamdı.

Elbette bu süre zarfında çok kişi gelip geçti. Öğrenciliği bitip kendi şehrine dönen veya vazife alıp atandığı yerlere gidenler oldu. Hatta bunlardan bazıları izinlerini kullanmak için İstanbul’a geldiklerinden ilk olarak meşke uğrayıp sonra oteline ya da evine geçtiklerini ifade edenleri duyduk. Yine uzak şehirlerde olup burada olup bitenlere gönül kabartanlar İstanbul’a geldiklerinde meşke uğramayı neredeyse bir vazife bildiler.

Eskiler özledi, uzak kalanlar hasret duydu ve yenileri eklendi. Muhabbet anaforu dönüp durdu.

Serbest bir biçimde gönüllü olarak gelip çalan sazendelerimiz oldu. Aralıklı olsa da halen devam edenler olduğu gibi aksatmadan sürdürenlerde mevcut. Aynı şekilde sesiyle gönüllerimizi coşturan gelip geçen sanatçılar olduğu gibi bu muhabbet ortamında Şevket Ejder, Salih Emrah Zorbacı, Dr. İrfan Bulut, Muhammed Yusuf Bilen, Engin Agi, gibi bırakmayıp halen devam edenler de var. Âşıklık geleneğini sürdüren Ozan Ahmet Poyrazoğlu ile abdallık geleneğini devam ettiren Abdal Rahşani’yi ve Bendir Canlarını da simini zikredemediğimiz diğer dostlar adına buradan selamlayalım.

Ayrıca misafir ettiğimiz bilim adamları, sanat ve musiki insanları oldu. Hepsine müteşekkiriz.

Gönlü hayatın bir noktasında bizimle kesişen ve muhabbetimizi paylaştığımız herkese selam olsun.

İKRAR’DA DERSLER

İkrar Sanat Evi dostların verdikleri dersler ve etkinliklere ev sahipliği yapmaya başladı. İlk olarak yazar ve Esma Araştırmacısı Hatice Fahrunnisa Kaykı pazartesi akşamları öğrencileriyle yaptığı dersi buraya taşıdı. Saz hocalığı yapan sazendelerimizden Levent Laçin ve Salih Emrah Zorbacı burada yeni öğrencilerini bağlamanın telleriyle tanıştırabilecekler.  Aynı şekilde mekânın uygunluğuna göre başka arkadaşlarımızın faaliyetlerine de belirli prensipler çerçevesinde ev sahipliği yapacak.

DOST MECLİSİ BULUŞMASI

İlk olarak şair ve edebiyatçılardan müteşekkil dost meclisi buluşması eğitimci Nazlı Kement’in gayretiyle yapıldı. Prof. Dr. Şaban Sağlık, Prof. Dr. Muhammed Sani Adıgüzel, şair İnci Okumuş, Hüseyin Akın, Şakir Kurtulmuş, Serap Kadıoğlu, Dr. Emine Savaş, Dr. Faruk Öndağ, Dr. Figen Üzer, Sevda Deniz K, Hatice Fahrunnisa Kaykı, Seval Yılmaz, Muhammed Kökden, Aysel Kanbur, Murat Ercan, Özlem Demir Kökden, Meral Yağmur katıldı.

Muhabbet harlandı, edebiyat ve sanat dünyamıza emek vermiş büyükler hayırla ve rahmetler anıldı.

Göğe şiir gibi söz ve hatıralar saçıldı.

İkrar isminin nasıl doğduğu sualine yaptığım izahın ardından şair Hüseyin Akın sloganımızı armağan etti: Üsküdar’da İkrar Vakti.

Evet, Üsküdar’da artık ikrar vaktidir. Mimar Sinan Mahallesi, otopark Sokak, Emlak Kredi Çarşısı No:2 İstasyon Cafe altı. Kara Davut Cami arkası adresi artık ikrarımız için hizmet vermektedir.

Tüm gönül dostlarımızı bekleriz.

Ya Selam.