Dünya’da tesadüfe tesadüf edilmemiştir. Bu çok mühim bir hakikattir. Gerçek olan şudur ki, Dünya’da çok ince ve çok muazzam bir planlama ve en ince ayrıntılara kadar bir ayarlama ve hiçbir şekilde tesadüfe yer verilmeyecek bir nizam vardır.

Dünya'da tesadüfe tesadüf edilmemiştir.

Bu çok mühim bir hakikattir.

Gerçek olan şudur ki, Dünya'da çok ince ve çok muazzam bir planlama ve en ince ayrıntılara kadar bir ayarlama ve hiçbir şekilde tesadüfe yer verilmeyecek bir nizam vardır.

Buna gönülden inanıyorum ve bunun çok mühim olduğunu yaşadıkça daha fazla farkediyorum.

Yaşadıkça bir hususu daha farkediyorum ve ona daha fazla önem vermeye başlıyorum.

Gerçekten de hayatta kader ve kısmet mevcut olduğu gibi, çok ince planlama ve tesadüf denilen bir şeyin mümkün olmadığı gibi bir başka husus daha mühim.

Rüyalar mühim.

Rüyaları sakın ha sakın küçümsemeyin.

Rüyaların mühim olduğunu zaten Kur'an-ı Kerim'deki ayetlerden, Sevgili Peygamber Efendimizin (asm) hadis-i şeriflerinden anlıyoruz.

Bunu bir de yaşadıkça anlamaya başladım.

Kur'an-ı Kerim'de rüyaların mühim olduğunu bize anlatan en önemli ayetler Hazreti Yusuf (as) kıssalarında mevcuttur.

Hazreti Yusuf (as) ismini duyduğumda şu beş (5) nokta zihnimde belirir:

1-Rüya

2-Sabır

3-İffet

4-Doğru Yönetim

3-Affetmek

Allah (cc) ebeden Hazreti Yusuf'tan (as) razı olsun.

Kur'an-ı Kerim'de rüya konusunda en önemli kıssalar Hazreti Yusuf Kıssalarıdır.

(Mısır'ın) Melik'i: 'Ben rüyamda, yedi semiz inek gördüm ki, bunları yedi çelimsiz inek yiyordu. Yedi yeşil başakla yedi kuru başak gördüm. Ey devlet büyükleri, alimler, siz, eğer rüya tabir edebiliyorsanız, benim bu rüyamın tabirini bana bildirin.' dedi. (Yusuf Suresi, 43)

Bu rüya karşısında o anda Mısır Meliki'nin yanında olanlar acizliklerini beyan ederek herhangi bir yorum yapamadılar. Bu husus ayette şöyle belirtilir: 'Kralın başına toplanmış ünlü rüya tabircileri dediler ki: 'Anlaşılması zor, karmaşık rüyalardan biri bu. Biz böyle karışık rüyaların yorumunu bilen kimseler değiliz.' (Yusuf Suresi, 44)

Ve o sırada Melik'in yanında bulunan ve daha önce Hazreti Yusuf ile zindanda mahpus arkadaşlığı yapan kişi birden öne atılarak bu rüyanın yorumunu yapacak kişiyi biliyorum dedi.

Bu husus Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde beyan edilir: O iki delikanlıdan idamdan kurtulanı, nice zaman sonra (Yûsuf'u ve kendisine söylediklerini) hatırladı da dedi ki: 'Ben, size onun tabirini haber veririm, hemen beni (zindandaki Yûsuf'a) gönderin.' (Yusuf Suresi, 45)

Evet, o andan itibaren Hazreti Yusuf (as) ilah-i tecellinin tezahürlerini birebir ve yoğun bir şekilde yaşıyor.

Mısır Meliki'ne önce zindan arkadaşı aracılığıyla rüyasını tanımlıyor, açıklıyor ve 'yedi sene elde ettiğiniz ürünlerin buğdayın ve zahirenin çok az kısmını yiyin ve büyük kısmını ileride gelecek kıtlık yılları için saklayın ve kıtlık günlerine hazırlanın' diyor. Daha sonra Mısır Melik'i Hazreti Yusuf'u (as) yanına çağırıyor.

Hazreti Yusuf Melik'in huzurunda Ülkenin yönetiminde bulunmak için görev istiyor. Bu husus Yusuf Suresi 55. Ayette şöyle anlatılır: 'Yusuf da, Kral'a: 'Beni, ülkenin hazinelerinin, depolarının, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının tasarrufunun, devletin başına getir. Ben iyi korurum. Bunların dağıtım, kayıt ve koruma işlerini iyi bilirim' dedi.'

Evet, Hazreti Yusuf muhtemelen o devirde Maliye Bakanı olarak görevlendirilmiştir.

Allah (cc) Hazreti Yusuf'a rüyaları açıklama ve yorumlama konusunda büyük bir kabiliyet vermişti.

Yusuf'un rüya yorumlamasındaki kabiliyetinin temellerinin masumiyete, tevazuya, ilme, sabra, doğruluk ve iyiliğe istinat ettiğini düşünüyorum. Allah dilediğine dilediği kabiliyeti verir. Ancak o kabiliyete layık olmak için bizim masum, mütevazı, ilim sahibi, hakkaniyet, adalet ve iyilik içerisinde olmamız gerekiyor.

Allah (cc) emanetini eminine verir.

Sevgili Peygamberimizin (asm) Hadis-i Şeriflerde rüyalarla geni açıklamalarda ve müjdeli haberlerde bulunmuştur.

Sevgili Peygamberimiz (asm) : 'Rüyası en doğru olanınız, en doğru sözlü olanınızdır' buyurmaktadır.

Nasıl ki rüyaları en doğru ve en güzel yorumlayanlar doğru sözlüler ise rüyası en doğru ve en güzel olanlar da güzel ahlaklı ve doğru sözlü insanlardır.

Bu hususta bir hadis-i şerif de şöyledir: 'Güzel rüya beşarettir (müjdedir). Onu ya Müslüman kendisi görür veya başkalarınca onun için görülür.'

Ve günümüz işaret eden en mühim nokta da şudur ki rüya Peygamberliğin (nübüvvetin) kırk altı cüzünden bir cüzdür. Peygamberler artık gelmeyecek çünkü son Peygamber Hazreti Muhammed (asm)tir. Ancak rüyalar devam edecektir ve mü'minlerin rüyası Peygamberliğin bir şubesidir. Elhamdülillah.

Bu husustaki hadis-i şerif tam olarak şöyledir: "Zaman yaklaşınca, mü'minin rüyası, neredeyse yalan söylemeyecek. Esasen mü'minin rüyası, peygamberliğin kırk altı cüzünden bir cüzdür." Buharî'nin rivayetinde şu ziyade var: "Peygamberlikten cüz olan şey yalan olamaz."

Evet, rüyalar müjdedir, Peygamberlikten bir şubedir. Biz doğru ve güzel oldukça, rüyalarımız da doğru ve güzel olacaktır. İnşallah.

Yazımın başlığı 'rüyalar mühim, rüyaları yorumlamak daha mühim' şeklindedir.

Bu yazım, rüyaların mühim olduğunu ve yorumlamanın daha da önemli olduğunu açıklayan ayet ve hadislerden müteşekkil bilgilerden oluşmaktadır.

En sonunda şu noktayı da ifade ederek yazımı sonlandırıyorum:

'Rüyalar şifre. Yorumlamak için şifre kırıcılar gerekmektedir. Peygamberler ve salih doğru alimler en güvenilir rüya yorumcularıdır. Başka deyişle 'şifre kırıcılarıdır.'

Bu durumda şu sonuca varıyoruz. Rüyalarınızı sakın herkese anlatmayın. Ancak ehline anlatın. O ehil insanlar da ancak salihalimlerdir.

Tekrar ediyorum. Rüyanızı ehil olmayanlara anlatmayın. Rüyanızı ehil olmayanlara, salih olmayanlara anlatırsanız boşa gider. Yazımın başlığına tekrar dikkat edin. Rüyalar mühim, rüyaları yorumlamak daha mühim. Rüyaları yorumlayamayacak kişilere rüyanızı niye anlatırsınız ki?

Zaten buna ilişkin en mühim ikaz Sevgili Peygamber Efendimiz'den (asm) gelmektedir:

Ebû Hüreyre'nin rivayet ettiği bir hadiste Sevgili Peygamberimiz (asm), rüyanın insanın ruh ve bedeni üzerindeki etkisini dikkate alarak 'Rüya ancak bilge veya samimiyetle tavsiyede bulunabilecek kişilere anlatılır' buyurmuştur (Tirmizî, Rü'ya, 7). Durum bundan ibarettir, vesselam.