Sosyal medya hayatımızın bir parçası artık. Her ne kadar şikayetçi olsak da çoğu zaman, yine de bu mecraları kullanmaktan geri durmuyoruz. Bu yadsınamaz bir gerçektir. Bizi sosyal medya bozdu gibi boş isyanları da kabul etmiyorum, sosyal medya var olan bozukluğu ve sorunlu kişilikleri ortaya çıkardı.

Sevgili okurlarım,

Sosyal medya hayatımızın bir parçası artık. Her ne kadar şikayetçi olsak da çoğu zaman, yine de bu mecraları kullanmaktan geri durmuyoruz. Bu yadsınamaz bir gerçektir. Bizi sosyal medya bozdu gibi boş isyanları da kabul etmiyorum, sosyal medya var olan bozukluğu ve sorunlu kişilikleri ortaya çıkardı.

Sosyal medya nihayetinde özel bir kullanıma sahip; isteyen kullanır isteyen kullanmaz, isteyen vaktini geçirir isteyen geçirmez. Dileyen hoşlanmadığı sayfaları ya da kanalları kullanıma kapatır, istenmeyen kişiler ve içeriklerden uzak kalır ve kendini özellikle de çocuklarını uygunsuz saçma içeriklerden koruyabilir. Bu sizin şifrenizle yapabileceğiniz eylemlerdir, elinizdedir.

Ancak koca koca ulusal televizyon kanallarının programlarındaki saçmalıklar, hurafeler, yanlış yönlendirmelere ne demeli? Buna nasıl engel olacağız. Kanal değiştirerek de olmuyor. Televizyonu tamamen evden atsak hayatımızdan çıkarsak da olmuyor. Biz açmasak çocuklar açıyor. Televizyon ailemizden biri hatta vazgeçmeyi bırakın vazgeçilmesi teklif dahi edilemeyen demirbaş olmuş evlerimizde. Sizce de öyle değil mi? Elbette nadir de olsa hayır diyenler çıkacaktır, bir elin parmağını geçmeyen. Biz büyük çoğunluğa bakalım.

Çoğu televizyon kanalında öyle saçmalıklara şahit oluyoruz ki ve bunlar ne yazık ki çok izleniyor, çok prim yapıyor. Zaten bir kanalda prim yapan program diğer kanalın da o programın benzerini yapmasına örnek oluyor. Hepimiz buna şahit olduk, olmaya da devam ediyoruz. Tabi ki bu programların yayılmasına yine bu programlardan şikayet eden bizler oluyoruz.

Geçen gün ulusal kanalların birinde bu programlardan birine denk geldim. Kocasının aldatmasından şikayet eden bir kadın uzmanımıza soruyor. Nasıl bu durumdan kurtulurum? Tabi ki uzman doğum tarihini, adını, işini gücünü ve birtakım soruların cevaplarını alıyor. Sonra,

Uzmanın cevabı çok manidar ve hakikaten ibretlik. Eşinizin sarışın kadın takıntısı olmuş geçmişte, bol bol baklava yedirin ve ihlas süresini okuyun. Tabi ki bizler gibi sunucu da şaşırıyor ve soruyor. Baklava ne alaka hocam? Uzman mırın kırın ederken kısık bir sesle o enerjiyi açığa çıkaracak, tabi burada baklavaya takılma esas olan ihlas suresi deyip geçiştiriyor.

Ve şu program deseler ki reyting rekorları kırıyor, tereddüt etmeden inanırım. Kırmasa sanırım tekrarlarını yapmazlardı. Şimdi güler misiniz ağlar mısınız? Neresinden tutup neresini eleştireceksiniz. Hadi İhlas Suresi Rabbimizin bir ayetleri muhakkak üzerimizde bir tesiri olacaktır. Baklava ne alaka mesela? Bu neyin uzmanlığı, bu nasıl bir çözüm? Bu ekranlara bu insanlar nasıl çıkıyor? Kimler bu insanlara göz yumuyor? Bilim niye var bunca bilim insanı neden uğraşıyor? Bu kadar basit çözüm yollarını neden bilim insanları madem insanlığa aktarmıyor? Tabi aklımızda deli sorular, soruları çoğaltabilirsiniz de.

Siz eşinize o baklavayı yedirirken, belki de kendi ellerinizde eşinizi daha çok beslemiş olacak, eşinizin başka sarışın dünyalara doğru yol almasına sebep olacaksınız. Nasıl bu kadar emin konuşulabiliyor? Bu saçmalığa nasıl inanıp da kanabiliyor insanlar. Hayret ki hayret… Midyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan oluyoruz belki de niye görmek duymak istemiyoruz bu gerçekleri. Sadece bu bir örnekle yetinmiyorum daha neler neler var izledim, gördüm duydum maalesef. Hepsini buraya almaya da gerek yok, herkes bunların farkında yapmamız gereken kafalarımızı kumdan çıkarmak.

Siz ne kadar seviyeli, ciddiyetli, kaliteli içerikler üretseniz de. Nasıl huzurlu oluruz, nasıl insanların hayatlarına olumlu bir şekilde dokunabiliriz diye bilim ilim ışığında kafa yorsanız da netice de biri çıkıp bir iki dilim baklava yedir üzerine iki ihlas süresini oku deyip işi bitiriyor güzel ülkemde. Beğeni yağmuruna tutuluyor. Yine ne yazık ki hurafeler prim yapıyor, saçmalıklar alkışlanıyor, düşük kaliteler daha değerli oluyor. Ne yapalım her köşe başı kapılmış saçmalıklarla donatılmış, donat donat donat diye diye…

Gerçek bilgi ilim bilim geldim mi hepimiz sus pus, yalanlar oldum mu herkes mutlu herkes orada haksız mıyım? Bizler de seviyoruz saçmalıkları itiraf edelim, belki de gerçeklerle yüzleşmekten kaçıyoruz aslında. Bizi rahatsız eden gerçekler yerine, bizi mutlu eden yalanlara sarılıyoruz.

Velhasıl,

Sosyal medyanın da televizyonlarında yönlendiricisi bizleriz. Suçlu arayacaksak eğer suçluyu bu mecraların yapısında değil biz kendi içimizde zihnimizde kalbimizde yaşantımızda arayacağız. Biz ne istersek o oluyor. Biz neyi izlersek o çoğalıyor. Biz aslında şikayet ettiklerimizin de suçlusuyuz farkına varalım. Güzellikleri, iyilikleri ve sevgiyi yaymak için mücadele edelim, iyi bir insan olmak için bilinçli bir yaşam sürelim. İnsanlık için, kendimiz için, çocuklarımız için, geleceğimiz için böyle saçmalıklara prim vermek yerine kaliteden ödün vermeyelim. Bunu kendimize kural edinelim.

Sevgi ve Muhabbetle,